13. İSTANBUL 1001 BELGESEL FİLM FESTİVALİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğinde 29 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek ''13. İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali''ne ilişkin Beyoğlu Sanat Galerisi'nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Türkiye'nin ilk ve en uzun ömürlü belgesel sinema şenliği olan festivalin, Türkiye'de belgesel sinemanın itici gücü olma misyonunu üstlendiğini, uluslararası platformda da yerini aldığını kaydetti.
Festivalin Türk yapımı belgesellerin tanınmasını ve sınır ötesine taşınmasını sağladığını da anlatan Demircan, ''Festival, yeryüzünün en eski metropolünde düzenlenen, dünyanın en sıcak coğrafyasıyla çevrili konumda ve iki kıtada birden gerçekleşen tek festival olarak dünya belgeselcilerinin gözünde farklı bir yer edindi. Yarışmasız olan festivalimizin doğu ve batıdan belgesel sinemacıların buluşma ve ortak söz söyleme platformu olmayı başardığı kanaatindeyim'' diye konuştu.
Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Semra Güzel Korver de 1997 yılında ''Yarına ne kaldı?'' sloganıyla ilk kez düzenlenen festivalin, aradan geçen yıllarda yarına çok şey bıraktığına inandıklarını belirtti. Korver, 1997 yılından bu yana 56 ülkeden 200'e yakın belgeselciyi ağırladıklarını, 1000'den fazla filmin gösterildiğini belirterek, ''Türkiye'de kaliteli bir belgesel sinema izleyicisi oluşturduk. Tıpkı fan kulüpler gibi, internet platformları oluşturan, belgesel takip eden gruplar oluştu. Pek çok TV kanalı artık RTÜK'ün bir cezası olmasının dışında, kendi istekleriyle belgesel üretmeye ve göstermeye başladı. 13 uğursuz bir rakam bilinir ama 13 rakamı bize uğurlu geldi'' dedi.
Festival Yönetmeni Mustafa Ünlü de belgesel sinemanın popüler değil ama yaşamsal bir alan olduğunu söyledi. Bu yılki festivalde bazı önemli değişiklikler yaptıklarını anlatan Ünlü, film sayısını azalttıklarını ifade ederek, ''Bir anlamda çıtayı yükselttik. Ayrıca film gösterimlerini daha dar bir mekansal alana, Tünel-Galatasaray bölgesinden gösterim mekanları seçtik. Böylece izleyiciler programlar arasında birbirine temas etme, karşılaşma imkanı bulacak. Belki de izlediği belgeselin ardından yönetmeniyle çıkıp bir çap içip sohbetleşebilecek. Bu yıl, festivalin bir belgesel şenliği atmosferi oluşturacağına inanıyoruz'' diye konuştu.
Festival programı
Yarın akşam Muammer Karaca Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek festivalin açılışında, Ferenc Moldovanyi'nin Macar yapımı ''Başka Bir Gezegen'' adlı belgeselinin gösterimi yapılacak. Festivalde, 20'si Türkiye'den, diğerleri de ABD, Almanya, İran, Arjantin, Hindistan, Çin, İrlanda ve Fransa başta olmak üzere 24 ayrı ülkeden toplam 68 belgeselin gösterimi ücretsiz olarak gerçekleşecek. 4 Kasımda sona erecek festival kapsamında, Türkiye ve yurt dışından birçok yönetmen de izleyicilerle bir araya gelecek. Festival nedeniyle Beyoğlu'ndaki Tünel Meydanı festival alanına çevrilecek ve film gösterimleri Tünel çevresindeki sinema salonlarında gerçekleştirilecek. Belgesellerin gösterimleri Avrupa yakasında Muammer Karaca Tiyatrosu, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Goethe Enstitüsü'nde, Anadolu yakasında ise Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılacak.
Sinema laboratuvarı kurulacak
''13. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali'' içinde bu yıl ''Sinema Laboratuvarı'' adlı yeni bir bölüm de yer alacak. Ersan Ocak tarafından kurgulanan sinema laboratuvarında, genel olarak sinema, özelde ise belgesel sinema alanında dünyada yapılan deneylerle, denemelerle ortaya çıkan yenilikler tartışılacak. Sinemanın yeni biçimlerinde yeni olanın kavranabilmesi için farklı çerçevelerden bakılacak ve sinemanın geleceğine dair fikirler ortaya atılacak. Bir dizi seminerle başlayacak olan sinema laboratuvarı, gelecek yıllarda bu seminerleri çoğaltmanın yanı sıra sinema alanında denemeler yapan sinemacıların işlerine de yer vermeyi, festival içinde yeni belgesel sinemanın örneklerinden oluşan bir seyir programı oluşturmayı hedefliyor.
Farklı temalarda 68 film
Festival bu yıl ''Gerçeğin aynasında yedi renk'' sloganıyla izleyiciyle buluşacak. Dünyada yaşanmış ya da yaşanmakta olan savaş, zorbalık, toplumsal bunalım, ezilen ve direnen insanların öyküleri ''siyah kuşak'', iş ve emeğin, işçi ve emekçinin halleri ''kırmızı kuşak'', modern zaman öyküleri ''turuncu kuşak'', evden uzakta, göç temalı filmler ''sarı kuşak'', olağanüstü insanların sıradan öyküleri ya da sıradan insanların olağanüstü öyküleri ''mavi kuşak'', sanat ve tutkuyu işleyen filmler ''mor kuşak'', çevre konuları ve sürdürülebilir bir dünya için çabalayan filmler ise ''yeşil kuşak'' başlığı altında sunulacak.
Kırmızı kuşakta, temalı filmler kategorisinde bulunan ve geçen yıl yaşanan Tekel işçilerinin direnişini konu alan ''Biz Hep Sizi Beklemiştik'' adlı film ile Zonguldak maden ocaklarında işçi mükellefiyeti uygulamasına odaklanan ''Mükellef'', bu tür güncel sorunları gündeme getiriyor. Siyah kuşakta ''Başka Bir Gezegen'', çocuk işçiler, çocuk askerler ve genç yaşta fuhşa sürüklenenlerin olası gelecek hayallerini yansıtırken, ''Kurtarıcı Hep Gelecektir'' adlı film ise İsrail-Filistin sorunun en yakıcı konularından yerleşimcilere odaklanıyor.
Bodrum'daki Girit göçmenlerini anlatan ''Bizim Mahallenin Giritlileri'' ile Dersim'in göçmen topluluğu Şavaklar'ın hikayesini ele alan ''Son Mevsim Şavaklar'' filmleri, göç temalı sarı kuşakta yer alırken, İstanbul sokaklarında yaşayıp çalışan insanlara yardım etmek için onların fotoğraflarını çekmeye başlayan ve zamanla tanınmış bir fotoğrafçıya dönüşen orta yaşlı taksi şoförü Şevket Şahintaş'ın iki yılına tanıklık eden ''Herkes Uyurken'', yine yerli yapımlardan olan olan ve neoliberal politikalar sonucu ekinini, evini, müziğini ve hayatını kaybedenleri anlatan ''Kaybedenler'' de dikkati çekiyor. Festival programına alınan Türkiye belgesellerinin önemli bir bölümü, yabancı filmlerin ise tümü son 2 yılda gerçekleştirilen ve Türkiye'de ilk kez gösterilecek yapımlardan oluşuyor.
24 saat aralıksız belgesel izleme maratonu
Festivalin en ilginç yapımlarından biri de Berlin Duvarı'nın yıkılışının 20. yıl dönümünde çok sayıda yönetmenin bir araya gelerek Almanya'nın kalbi Berlin şehrinin 24 saatini resmettiği belgesel proje olacak. Saat 06.00'da 80 ayrı kameranın Berlin sokaklarına çıkarak 24 saat aralıksız çekim yapmasıyla farklı insan öykülerinin kaydedildiği bu ilginç yapımın gösterim süresi de 24 saat olacak. Daha önce sadece Almanya'da bir TV kanalında yayınlanan belgesel, Goethe Enstitüsü'nde 30 Ekim'de sabah 06.00'da gösterilmeye başlanacak ve ertesi sabah 06.00'da gösterimi tamamlanacak.
AA 27.10.2010
|
|
|