‘LA BOHEME’ BAŞKENTLİLERLE BULUŞUYOR
Küçük sevinçlerin, dostlukların, gelecek kaygısından uzak hayatların harmanlandığı, duygu yüklü finaliyle izleyenleri derinden etkileyen ''La Boheme'' Operası, 28 Şubatta Ankara'da prömiyer yapacak.
Dünyada ilk kez 1 Şubat 1896'da Torino'da, ülkemizde ise 16 Ekim 1945'te Ankara'da sahnelenen İtalyan operasının en önemli müzik olaylarından biri, Giacomo Puccini'nin ''La Boheme'', tüm opera repertuvarlarının en başta gelen eserleri arasında yer alıyor. Boheme yaşam tarzını tercih eden, hayata tutunmaya çalışan şair Rodolfo, filozof Colline, müzisyen Schaunard, ressam Marcello'nun acı ve aşkla dolu yaşamlarından kesitlerin sunulduğu eser, 16 Martta da izlenebilecek.
Eserde şair Rodolfo rolü ile seyirciyi selamlayacak olan opera sanatçısı Şenol Talınlı, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ''La Boheme''in Ankara'da daha önce sahnelendiğini belirterek, eserin dünya repertuvarında önemli bir yeri bulunduğunu söyledi. Devlet Opera ve Balesinin bulunduğu kentlerde La Boheme ile pek çok sahneye çıktığını anlatan Talınlı, ''İstanbul Operası'nın son prodüksiyonunu yapıyoruz. Eserde bir değişiklik olmadı. Rejisini İtalyan Flavio üstleniyor'' dedi.
Eserde 9 kişilik solist kadrosu olduğunu dile getiren Talınlı, bunun yanı sıra çok kalabalık bir ekiple çalıştıklarını anlattı. Boheme yaşam tarzını tercih eden, hayata tutunmaya çalışan dört gencin yaşadıklarını ve Mimi karakterinin hayatlarına girmesiyle gelişen olayların anlatıldığı eserde, son perdenin oldukça trajik olduğunu belirten Talınlı, ''Bu operayı sahnelediğimiz her yerde gördüm ki seyirci finalde ağlıyor. Hiçbir şeyi takmayan, umursamayan ne bulduysa onunla yaşayan bu 4 arkadaş ve Mimi'nin hikayesi izleyenleri etkiliyor'' diye konuştu.
Eserde ''Mimi'' karakteri ile sahneye çıkacak olan Esin Talınlı da La Boheme'in kendisi için ilk sırada yer alan eserlerden olduğunu ifade ederek, rolünü çık severek oynadığını söyledi.
Daha önceki prodüksiyonlarda Musetta karakterini de seslendirdiğini kaydeden Talınlı, ''Eser gerçekten hak ettiği gibi sahneye konulursa seyirci bunu anlıyor ve finali de o derece etkili oluyor. Başka bir nokta da bu operada her bir karakterin teması var. Bir müzik başladığında kimin sırasının geldiği anlaşılıyor'' dedi.
La Boheme
Paris'in 1830'lardaki gündelik yaşamından ve otobiyografilerden oluşan konusuyla gerçekçi operaların en iyisi olma özelliğine de sahip eser, bir dönem Puccini'nin de yaşadığı Monmarte semtindeki eğlence içinde yaşayan ve umutlarını hiçbir zaman yitirmeyen yoksul gençleri (Bohemleri) anlatıyor.
Flavio Trevisan'ın sahneye koyduğu, Antonio Pirolli ve Sunay Muratov'un orkestra şefliğini, Alessandro Cedrone'ninkoro şefliğini, İpek Böler'in çocuk korosu şefliğini üstlendiği eserde, kostüm tasarımı Çimen Somuncuoğlu'na, ışık düzeni Fuat Gök'e ait.
''Rodolfo'' rolünde Şenol Talınlı, Murat Karahan, ''Mimi'' rolünde Esin Talınlı, Funda Ateşoğlu, Tuğba Mankal, ''Marcello'' rolünde Çetin Kıranbay, Serkan Kocadere, ''Colline'' rolünde Mithat Karakelle, Can Kocaay, Özgür Savaş Gençtürk; Schaunardrolünde İnanç Makinel, Serhat Konukman; Musettarolünde Esra Akcan, Görkem Ezgi Yıldırım; ''Benoit'' rolünde Levent Akev, Umut Kosman, ''Alcindoro'' rolünde Berkant Coşkun, Cem Beran Sertkaya, ''Parpignol'' rolünde Okan Başel, Fatih Kayhan, ''Sergente'' rolünde Emre Uluocak, ''Doganiere'' rolünde Sabri Doğan Çapanoğlu ve Emre Uluocak dönüşümlü olarak seyirci karşısına çıkacak.
Eser, 16 Martta da temsil verecek.
AA 26.02.2011
|
|
|