Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

BELGESELİN GERÇEK ÖTESİ GÜCÜ

64. Locarno Film Festivali'nden izlenimler...

Locarno- Film festivalleri, güncel yaşam içinde açılan kısa parantezlerdir. Olağan dışı bir olay yaşanmadıkça, bu yapay ortamda gerçek dünya kolayca unutulur... Bu yıl Cannes Festivali akvaryumunu, IMF Başkanı’nın cinsel şiddet suçlamasıyla New York’ta tutuklanması dalgalandırmıştı. Locarno’nun gündeminde ise küresel ekonomik kriz var; daha yerel bir ölçekte de Mısır’daki demokratikleşme süreci...

Daha açılış gecesi, televizyon ekranlarında, devrik başkan Mübarek’in Kahire’deki mahkeme salonuna bembeyaz bir yatak içinde getirilmesini izliyorduk. Locarno’ya her yıl gelen Mısırlı eleştirmenin ne düşündüğünü öğrenmek kolay değil. Kaçamak cevaplar verip, “Bize Türkiye’yi model gösteriyorlar” diyerek konuyu saptırmaya çalışıyor. “Türklerin yarısından fazlası o modeli istemiyor ama” diyerek diyaloğu sıcak tutmaya çalışmam da sonuç vermiyor.

Belgesel sinemaya önemli bir yer ayıran festivalin programında, İtalyan yönetmen Stefano Savona’nın geçen kış Mısır’da yaşanan başkaldırının sıcak görüntülerinden kotardığı “Tahrir, Kurtuluş Meydanı” adlı filmin basın gösterisini izlemeye bile gelmiyor, Mısırlı yaşlı gazeteci... “Kürdistan’da Bahar” (2006) adlı ilk belgeseliyle ödüller kazanan, arkeolog Savona, yeni filminde, dikkatli ve özenli yaklaşımıyla, sözü Tahrir Meydanı’ndaki Mısırlılara bırakıyor. Soru bile yöneltmiyor; süreci politik düzeyde açıklamaya çalışmıyor. Mısırlıların eylemlerini, yaşadıklarını görüntülüyor.

İsviçre sinemasının sağlam bir belgeselci geleneği var. Altın Leopar adayı Fernand Melgar, “Özel Uçak” ile belgesellerin gerçekler ötesi gücüne çarpıcı bir örnek getirmeyi başarmış. Sığınma hakkı isteyen kaçak yabancıların, hukuki süreç sonuçlanana dek aylarca, hatta yıllarca özel tutuklama merkezlerinde, oturma izinleri olan eşlerinden ve çocuklarından ayrı yaşamak zorunda bırakılmaları gerisindeki dramı günlük yaşamlarının akışı içinde görüntülüyor.

Ve son aşamada, sınır dışı edilme kararı çıktığında, uçaklara elleri kelepçeli, ayakları ve kolları bağlı olarak bindirilmelerinin barbarlık olduğunu, duygu sömürüsü yapmadan, hem de bu operasyonlardan birinde, Afrikalı bir yabancının nefes alamayıp boğularak ölmüş olduğu gerçeğini de göstererek yüzümüze vuruyor...


Cumhuriyet  11.08.2011

Facebook ta paylaş

 
 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

 

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.