KANUNİ OPERA SAHNESİNDE
'Muhteşem Süleyman' İzmir Devlet Operası'nda şubat ayında da izlenebilecek.
“Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle yaşamı ve kişiliği tartışmalara neden olan Kanuni Sultan
Süleyman şimdi de opera sahnesinde. İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin (İZDOB) 30. yılında,
müdür ve genel sanat yönetmeni Aytül Büyüksaraç başta, iki yıldır geceli gündüzlü çalışarak
ortaya çıkardığı “Muhteşem Süleyman” operası 15 Ocak akşamı dünya ilkgösteriminde
izleyici karşısına çıktı. Opera 19 ve 21 Ocak akşamları yine tümüyle dolu olan salonda iki kez daha oynandı. Gösterimler Şubat ayında da sürecek.
Kanuni’nin yaşamını opera yapmayı altı yıl önce düşünen ise besteci Tevfik Akbaşlı.
“Muhteşem Süleyman”ı, başka beste çalışmaları arasında, “ağır ağır yanan keyifli bir ateşte pişen özenli bir yemek gibi” bestelemeye başladığını söyleyen Akbaşlı’nın tasarısı, iki yıl önce de, Devlet Opera ve Balesi (DOB) genel müdürü Rengim Gökmen’in desteğiyle gerçekleşme yoluna giriyor.
Librettoyu dramaturg, oyun yazarı ve Sartre’ın tüm oyunlarını dilimize çeviren bir
çevirmen olan Işık Noyan yazıyor, başarılı bale sahnelemeleriyle tanıdığımız Mehmet Balkan
operayı sahneye koyuyor. Sahne dekorlarını yapan Tayfun Çebi ile giysileri yaratan Sevda
Aksakoğlu’nun da adlarını anmadan geçmek istemiyorum. Çünkü bu üçlünün çabasıyla,
bu büyük yapım Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin opera için yapılmamış küçük
sahnesine sığıyor ve hiç de kötü durmuyor. (Yapıma emeği geçenlerin tümünü saymam
olanaksız, dileyenler www.dobgm.gov.tr adresinde tüm kadroyu görebilirler.)
Konunun işlenmesine gelince… Öykünün Kanuni’nin Zigetvar’da ölümüyle başlayıp
sonra başa dönülerek anlatılması ve aynı yerde bitmesi iyi bir düşünce, aslında. Saray
dışında geçen savaş gibi olayların yansıtma yoluyla verilmesi de doğru bir çözüm. Ama,
Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşamının, babası Yavuz Sultan Selim’in şehzadeliğinden
başlanarak anlatılması ilk perdeyi baştan sona Selim’in öyküsüne dönüştürüyor. Süleyman’ın Hürrem’le tanışıp aşık olmasına ve tahta geçtikten sonraki yaşamına, geleneklere aykırı olarak Hürrem’le evlenmesine, Hürrem’in etkisiyle gençlik arkadaşı Pargalı İbrahim’i ve büyük oğlu Mustafa’yı öldürtmesine sıra ancak ikinci perdede geliyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın gerçekten dramatik iniş çıkışlarla geçen ve sanırım kendi
“Shakespeare”ini bekleyen özel yaşamı yeterli genişlikte ve derinlikte verilmemesine karşın, izlediğimiz yapım, kendisi olarak başarılıydı diyorum. Bana göre, en başarılı yanı da, Tulio Gagliardo Varas’ın yönettiği İZDOB Orkestrası ve Korosu’nun seslendirdiği müziğiydi,
konuya uygun biçemi ve tınısıyla.
Cumhuriyet 23.01.2013
|
|
|