Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

BU HAFTA 5 FİLM VİZYONDA

Bu hafta 2'si yerli 5 film vizyona giriyor.

GEYM OF BİZANS!
“BİZANS OYUNLARI”

Türkiye sinemalarında 2015 yılında toplam 137 yerli yapım vizyona girdi. Bunlardan 54’ü komedi türündeydi. Yerli filmlerin toplam hasılatının yüzde 60’ını komedi filmleri oluşturdu. Bu yıl da benzer bir tablo bizi bekliyor. Vizyona girmeyi bekleyen çok sayıda komedi var. Onların içinde en iddialılardan biri ise Gani Müjde imzalı “Bizans Oyunları”. Filmin alt başlığının “Geym of Bizans” olması elbette “Game Of Thrones”a bir gönderme ama bütün filmi, bu popüler tv dizinin parodisi sanmayın sakın.

Hatta oldukça farklı bir öyküsü var: Güney Amerika’nın gizemli topluluğu meşhur Mayalar canları sıkılınca Anadolu’ya göç eder. Bağcılar’a yerleşirler! Ama Bizans hala ortalıktadır. Çatışmaları kaçınılmaz olacaktır. Senaryo ve yönetmenliğine Gani Müjde’nin imzasını attığı filmin başrollerinde Gürkan Uygun, Tolgahan Sayışman, Gonca Vuslateri, Ünal Yeter, Murat Dalkılıç ve Tuvana Türkay yer alıyor. Müjde’nin 1999 tarihli “Kahpe Bizans” filmi, vaat ettiğini yerine getirmiş, seyirciyi bol bol güldürmüştü. Benzer espri anlayışıyla kotarılan yeni filmi, Müjde’nin mizah anlayışından hoşlanan herkese tavsiye edebiliriz.

SADECE HAYRANLARINA
“KARDEŞİM BENİM”

2016’da vizyona girmeyi bekleyen yani takvimlenmiş -şimdilik- 40 yerli yapım arasında iddialı olanlardan biri de “Kardeşim Benim”. Hakan ve Ozan’ın hikayesi bu. Hakan, 30 yaşında, alternatif müzik yapan bir müzisyen. Ozan, ünlü bir pop yıldızı. Kardeştirler. Hakan magazin dünyasından uzak durmaya özen gösterir ama kardeşiyle süren küslüğü, magazincilerin ilgisini çeker. Aralarındaki soğukluğun kökleri çocukluk yıllarına uzanır ki oralara hiç girmeyelim. İki kardeşi buluşturan ise babalarından geriye kalan vasiyet olur. Kardeşleri Burak Özçivit ve Murat Boz oynuyor. Aslı Enver ise üçgeni oluşturuyor. Filmin yönetmeni genç sinemacı Mert Baykal. Başroldeki Özçivit ve Boz’un hayranları bu filmi zaten kaçırmayacaktır.

BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK!
“DİREN!”

Filmin orijinal ismi olan “Suffragatte” kadın haklarını savunan anlamına geliyor. Sarah Gavron’un filmi hakkında bu bilgi, bir fikir verecektir sanırız. Tarihin ilk feminist hareketlerinden birini başlatan kadınların, hükümete karşı yürüttükleri mücadelenin öyküsü anlatılıyor. İşçi sınıfı kadınlar eşitlik savaşı verirken araya aşk meşk işleri karışıyor. Oysa ne güzel eylem yapıyordunuz siz? Ne güzel hep birlikte hareket ediyordunuz? Aşk, bencildir çünkü; ayrıştırır. Fikir ayrılıkları ve aşk çatışmaları eşliğinde süregiden hikaye bir yere varıyor varmasına ama bu feminizm rüzgarı altında romantik ve hayli karmaşık ilişkiler yumağı biraz fazla yer tutuyor sanki. Filmin oyuncu kadrosu ise muhteşem: Helene Bonham Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan, Ben Whishaw, Brendan Gleeson, hangi birini sayalım? Şimdiden birçok festivalde adaylıklar ve ödüller kazanan bu kadın filmini tavsiye etmeye edeceğiz de, o karmaşık aşk ilişkilerinden daha çok sadece kadın seyircilerin hoşlanacağından endişe ederiz.

ARAF’TA KALMAK
“EL CLUB”

Şili’de bir sahil kasabasına sürgüne gönderilen bir grup rahibin günahlarıyla yüzleşmesini anlatıyor film. Araf’ta kalanların dünyasına göz atan filmde sıkı bir din eleştirisinin yer aldığını belirtelim. Kısıtlı mekan ve olay örgüsüne rağmen çarpıcı diyaloglarıyla öne çıkan yapım, “Tony Manero” ve “No” filmleriyle tanınan Şilili sinemacı Pablo Larrain’in imzasını taşıyor. Berlin Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan film ayakta alkışlanmış, eleştirmenlerin büyük övgüsünü kazanmıştı. Başrollerinde Roberto Farias, Antonia Zegers, Alfredo Castro ve Alejandro Goic’in oynadığı yapım, en iyi yabancı dilde film dalında Altın Küre’ye aday gösterilmişti.

DİNOZORLAR YOK OLMASAYDI?
“İYİ BİR DİNOZOR”

Dünyaya o göktaşı çarpmasaydı, dinozorlar yeryüzünden silinmeseydi, bugün bizimle birlikte yaşıyor olsalardı ne olurdu? Sorunun bilimsel yanıtı büyük olasılıkla büyük bir savaş olabilir. Ancak “İyi Bir Dinozor”, olaya farklı bakıyor. Bir insan ile bir dinozorun arkadaşlığı anlatıyor.

Arlo adındaki apatozor, ailesinden uzakta zorlu bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır. Arlo korkularıyla yüzleşirken en büyük yoldaşı bir insan oluyor. Pixar’ın Disney çatısı altında kotardığı yılın bu iddialı animasyonunun yönetmeni Peter Sohn.


SH  16.01.2016

Facebook ta paylaş

 
 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

 

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.