‘JOSEPH BEUYS VE ÖĞRENCİLERİ’ İSTANBUL’DA
Alman çağdaş sanatının efsanevi öncüsü Joseph Beuys ile öğrencilerinin eserlerinden oluşan ''Joseph Beuys ve Öğrencileri'nden Seçmeler'' adlı sergi, Sakıp Sabancı Müzesi'nde sanatseverlerin ziyaretine açılıyor.
Alman çağdaş sanatının efsanevi öncüsü Joseph Beuys ile öğrencilerinin eserlerinden oluşan ''Joseph Beuys ve Öğrencileri/Deutsche Bank Koleksiyonu'ndan Seçmeler'' adlı sergi, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde (SSM) İstanbullu sanatseverlerin ziyaretine açılıyor.
SSM ve Türkiye'deki 100. yılını kutlayan Deutsche Bank'ın iş birliğiyle 9 Eylül-1 Kasım tarihleri arasında düzenlenen serginin tanıtımı dolayısıyla yapılan basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Nazan Ölçer, çok tartışmalı bir kişilik ve büyük bir sanatçı olan Beuys'un, Alman çağdaş sanatında çok ayrı bir yeri bulunduğunu söyledi.
İkinci Dünya Savaşı döneminde Almanya'da, savaşın toplumları ve şehirleri dağıtmasına tanıklık eden Beuys'un, o yıkıma karşı bir siyasi duruş da gösterdiğini dile getiren Ölçer, o dönemde sanatçının silahsızlanma ve barışa seslenerek, tabiattaki yıkıma karşı mücadele sergilediğini anlattı.
Ölçer, ''Beuys'u, renkli kişiliği ile bu sergiye taşımaya ve onu sergimizin kahramanı yapmaya karar verdik'' diye konuştu.
Sergi çerçevesinde, eğitime yönelik etkinliklerin de düzenleneceğini belirten Ölçer, Beuys'un büyük bir demokrasi aşığı olmasıyla simgeleşen ünlü otobüs, ''Doğrudan Demokrasi için ''Omnibus''ın, bu yıl Almanya dışına ilk kez çıkarak bütün Balkan ülkelerini dolaştıktan sonra serginin son günlerinde İstanbul'da olacağını ve bu ziyaretle müze bahçesinde çeşitli etkinlik ve sohbetlerle bir ''doğrudan demokrasi platformu'' da oluşacağını kaydetti.
Deutsche Bank A.Ş. Üst Yöneticisi Ersin Akyüz de sergiyi, bankanın Türkiye'deki 100. yıl dönümünde ülkeye hediye etmek istediklerini belirterek, Beuys'un, Deutsche Bank'ın sanat koleksiyonundaki yerinin büyük olduğunu ifade etti.
300'DEN FAZLA ESER BİR ARADA
Deutsche Bank Sanat Global Başkanı ve serginin küratörlerinden Friedhelm Hütte, sergilenecek koleksiyonu, 30 yıl önceyi temsil kabiliyetine haiz bir koleksiyon olarak oluşturmaya gayret gösterdiklerini dile getirdi.
Koleksiyonu 900'den fazla alanda sergilediklerini belirten Hütte, kağıt üzerindeki çalışmaların yanında boya, guaj ve fotoğraf gibi eserlere de önem verdiklerini, sergide sanatçıyı tanımak açısından önce kağıt üzerinde gerçekleştirdiği eserleri sergilediklerini ifade etti.
Modern sanatı anlamak açısından çizimlerin çok yararlı olduğunu söyleyen Hütte, ''Eğitim açısından da faydalı... Bir sanatçının ne hissettiği ve ne düşündüğü çizimlerine bakarak anlaşılabilir. Sergide seneler önceye ait el yapımı küçük resimler var. Beuys'un bir heykel çalışması, çeşitli objeler ve videolar ile birlikte 300'den fazla sanat eseri bir arada'' dedi.
Serginin 1960'lı ve sonraki yıllara ışık tutacağını dile getiren Hütte, ''Joseph Beuys çok etkileyici bir Alman sanatçı. Tüm dünyada etkilerini görüyoruz. Sergiye yalnız en tanınmış öğrencilerini değil daha az tanınan öğrencilerini de dahil ettik. Serginin amacı sadece Beuys'un eserlerini sergilemek değil, öğrencilerinin eserlerini de sergileyerek onun öğretmenlik fikrini de vurgulamak. Öğrencilerinin eserlerinde onun öğretisinin izlerini görmek de mümkün'' diye konuştu.
Sergide çok güzel baskı eserlerin olduğunu, Beuys'un erken dönem eserlerinde etkilendiği sanatçıların yansımalarının da görülebileceğini dile getiren Hütte, ilk kez böyle bir sergi düzenlediklerini, bunun bir gala, bir prömiyer olacağını söyledi.
''ÖĞRETMENLİĞİM EN BÜYÜK ESERİMDİR''
Sergi küratörü ve sanat eleştirmeni Ahu Antmen de Beuys'un, çok yönlü bir sanatçı, bir aktivist, bir eğitimci olduğunu vurgulayarak, ''Sergide Beuys'un eğitimci yönü üzerinde duruldu' dedi. ''Öğretmenliğim en büyük eserimdir'' diyen Beuys'un eğitimciliğinin, onun hayatının bütününe yayılan bir şey olduğunu belirten Antmen, ''Toplumsal Heykel'' adı ile bir sanatçı olarak toplumu dönüştürmeyi amaçladığını, sadece sanat alanında değil, genel olarak hayata dair öğretmenlik yapmayı üstlendiğini ifade etti.
Beuys'un, 10 bini aşkın desene imza attığını, onun için desenin bir düşünce, meditasyon biçimi olduğunu belirten Antmen, sanatçının endüstriyel malzemenin yanında tavşan kanı gibi doğal malzemeler de kullandığına dikkati çekti.
1960'lı yıllardan itibaren genç sanatçıları etkileyen Beuys'dan bugün de etkilenildiğini söyleyen Antmen, ''Hayatım, sanatımın bir tür pratiğidir'' diyen sanatçının aktivist kişiliğinin de çok önemli olduğunu, Beuys'un 1967'de Alman Öğrenci Partisi'ni, 1974'te Uluslararası Özgür Üniversite'yi kurduğunu, 1979'da Yeşiller Partisinin kurucu üyeleri arasında yer aldığını hatırlattı.
68 ruhunu çok iyi yansıtan sanatçının 1960'lı yıllardan 70'lerin sonuna kadar Düsseldorf Sanat Akademisi'nde görev yaptığını anlatan Antmen, sergide Alman sanatının çok önemli figürleri, Katharina Sieverding, Blinky Palermo, Imi Knoebel ve Meuser'in eserlerinin de yer aldığını kaydetti.
Antmen, ''Bu sergi çağdaş Alman sanatından bir kesit olması açısından da önemli. Her biri kendi özgün kimliğini ortaya koymuş sanatçılar, aynı zamanda akademide de eğitim vermekteler. Beuys, otoriter olmasına rağmen her öğrencisinin çok farklı olduğunu söyleyebiliriz'' diye konuştu.
AA 8.09.2009
|
|
|