VE YENİDEN AŞK…
“Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.” S.Tamaro.
Ben bambaşka bir yazı yazacaktım aslında, çok kızdığım bir konu üzerine. Kalemimi kuşanmış saldıracaktım beni çok üzene terapi olsun diye köşemde. Nemi oldu?
İş hayatımda duruşuna, verdiği kararlara, attığı adımlara çok güvendiğim bir büyüğümün öğüdünü tutup içimden saydım ve öfkem geçti, unutmadım ama daha sakinledim daha sonra elbet yazacağım. Biraz daha ılımlı, sakin kelimelerle S. Tamaro’ nun kitabından alıntı bu sözcükler ile bir kez daha karşılaşınca aslında benim keyfimin, yolumun AŞK olduğunu bir kez daha anladım.
Yüreğinin götürdüğü yere git…
Birçok kez benimde yaptığım gibi, kimi zaman yanıldığım burulduğum kırıldığım, kimi zaman keyiflendiğim çoğu zaman doğru seçimlerim ile yüreğimin götürdüğü yer. Hayatın içine dalıp, arada nefes almayı unutmak arada bir an nefes almak için kafayı kaldırmak, arada dibe vurmak… Bunların hepsi hayatın parçası bizi biz yapan.
Uçuşan Kelebekler gibi renklere konmak, kelebekler çok önemlidir benim için anlamları farklıdır, onlar için hissettiklerim etrafımda uçuşurken anlattıkları. Hep gülümserim, dinlerim duyarmışçasına seslerini, kimbilir beklide duyuyorumdur.
Hiç korkmamak en acısından, en coşkulusuna kadar dolu yaşamak. Herkes kendi hayatını yaşamaya çalışıyorken, o hikayenin kahramanlarını yazıyor. Ben sevgi, aşk, dostluk yazdım hikayemde. Kimi silindi gitti, kimi hep var, kimi farkında değil, kiminin adı bende saklı. Olsun varsın ben biliyorum ya neyi neden, kimi niçin çok sevdiğimi.
Gün batımları içilen meylerde, bir kahvenin kırk yıl hatırı var denilerek yudumlanan kahvede, hiç ummadığın bir zamanda değişik tesadüfler ile hayatına girenlerde ve öyle tesadüfler ile hayatını paylaşırken vazgeçilmez olan güzel dostları, dostlukları, bu dostluklardan çıkan keyifli sohbetleri ben hep sevgiyle seçtim.
Yüreğimin götürdüğü yerde karşılaştım hepsiyle. Acılarım hayat sınavlarım çok zorladı kimi zaman beni. Bir nedene yüreğimi yasladım, iyi gelende oldu, çaresiz kaldığımda ama hep sevgiyle yol aldım, almaya çalışıyorum.
Çocukluğumdan beri evimde hep insani değerler öncelikliydi, her fırsatta tekrarladığım din, dil, ırk, tercihler, mevkiiler hiç önemli olmadı. Tek gerçek vardı insan olabilmek. Kırılmadım mı çoookkkk, yanılmadım mı bazen, yorulmadım mı çokkkk, ama bunların bütününün adı benim hayatımdı.
Bazen başka yoldan gitseydim neler olurdu diye düşünmeden tabiî ki edemiyorum, bir çoğunuzda yapıyorsunuzdur eminim. O yollardan geçerken neler neler yaşayacaktık? Tabi ki bilemiyoruz, dışarıdan çok cazip gelip de içinde yaşarken o kadar keyifli olmayacak çok örnek var.
Yarım kalan veya hiç yaşayamadığımız bir aşk, beklide hiç mutlu etmeyecekti sizi. Seçmekten vazgeçtiğiniz iş, almadığınız ev, araba, çıkmadığınız seyahat ve bir çoğu. Belki de sadece yaşanması gereken, yaşamam gereken şuandaki hayat.
Ya öyle olsaydı diye başlanan cümleler insanı ileriye götürmez bence sadece mutsuzluk verir. Bazen kilitlenir insan, sorunların içinde ne yapacağını, nasıl adım atacağını bilemez. Öyle anlar da;
“Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.” S.Tamaro.
Bende derin bir nefes aldım şuan, sessizce duruyor yüreğimin benimle konuşmasını bekliyorum. Bekliyorum.
Beklenen, dilenen ve yaşanacak her şey hayır olsun, güzellik ve bereket bol olsun. Mutlu ağustoslar.
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 16.08.2016
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|