Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

FUARLARDAN SONRA KASIM

Kasım ayında İstanbul’da çok yoğun etkinlikler vardı. Contemporary Istanbul Lütfi Kırdar kongre ve Sergi sarayında, İstanbul Tasarım Bieanali, Artist 2016 Fuarı vardı.
Contemporary İstanbul 2016 da ilk katta medya ve basının ilgisini çeken onca galeri çoğunlukla yabancı ağırlıkta iken kongre merkezlerinin olduğu alt katta İstanbul ağırlıklı galeriler yer almış ve salonun şeklini biraz değiştirdiklerini gözlemledim.

Bu yıl Contemporary İstanbul’da dikkat çeken pek çok sanatçı vardı bunlardan bazıları; Marlborough Gallery standının Ahmet Güneştekin’le parladığını düşünüyorum. Ahmet Güneştekin her yıl kendini aşan bir sanatçı Amerika açılımı sanatçının daha da gelişmesini sağlamış olduğu gözlemliyor. Kendi kendiyle yarışan Ahmet Güneştekin’in eserleri muhteşem. Sanatçının eserleri Comtemporary’nin ruhunu yansıtan çalışmaları üç boyutlu görsel bir seçkiydi adeta.

Mark Hachem ‘in “Kibrit Adamları” çok manidardı. Sanatçının “Hitch” ve “Go” adlı eserlerini ise çok beğendim. Üst üste malzemelerle çalışma vardı. Portreler yüzlerindeki detayları yakından bakma isteği ve merakı duydum. Portrede her şey temaya uygun olarak geri dönüşüm malzemelerinden yapılmış. Yüzünde içki şişelerinde mantarlardan, dudaklar kırmızı bulaşık telinden ,küpeler Cd’den, arka fon gazete kağıtlarından, yaka lego dan yapılmış.

Roberta Coni’nin “Sofia” portresi dikkat çekici portrelerdendi.
Serkan Yüksel’in “Blow” adlı çalışması özenli ve dikkat çekici çalışmalar arasındaydı. Üst üste kağıtların ince ince kesilmesinden elde edilen çalışmalar görülmeye değerdi. Yusuf Aygeç’ in “Özgür Müyüz” adlı çalışmaları aynı bir bilgisayar programı mantığına sahip olduğunu gözlemlemek mümkün. Frank Plant’ ın “Grey Matters “ yeni dönem metal üzeri çalışmalara güzel örneklerden. Aynı sanatçının “Dragon” adlı eseri Soda standının en göz alıcı eserlerindendi.

Banu Anka’nın minyatür motifleriyle bezenmiş çalışması çok emek harcanarak yapılmış bir çalışma. Mustafa Karyağdı’nın eseri siyahın cazibesini bir kadın figürüyle cazip ve gizemli hale getirmiş.
Ozan Oganer ’in dantelden Atatürk büstü dikkat çekici.
Devrim Erbil’in standı her zaman ki gibi muhteşemdi. Ayşe Gül Süter’ in cam ve karışık teknikle yaptığı çalışmaları güzel çalışmalar arasında yer alıyordu.

Sanatseverler ülkemizdeki değişimin ve gelişmelerin etkilerini sanat yoluyla yansımalarını görmek istedik. Beklenti bu yöndeydi .Ancak fuar ülke gerçeğinden uzak sadece bugüne kadar yaptığı gibi zengin zümreye alıcı kesime, zengin sanatsevere göstermek ve alış-veriş sağlamak için en ilginç çalışmalar ilk katta ,alt katt ise İstanbul’dan ve farklı ülkelerden galeriler vardı. Contemporary İstanbul’un bu yıl ki ana teması “Geri Dönüşüm” dü. Arçelik firmasının standında tasarımcılara çeşitli geri dönüştürülebilinen malzemelerle ev aksesuarları ve takı tasarımları vardı. Alt kata giderken, dış cephelere asılan dövizlerden çanta, makyaj çantası gibi malzemelerin geri dönüştürülerek satıldığı bir stand vardı. Geri Dönüşüm bir fuar için çok güzel bir konsept ama daha fazla geri dönüşümle elde edilen sanatsal çalışmalar görmek isterdim.

Artist 2016 İstanbul büyük bir atılım yaparak çehresini değiştirmiş buldum. Her yıl artarak katılan sanatçı insiyatifleri fuarın çehresini değiştirmiş. Büyük boyutlu heykeller fuar geneline yayılmış. Her zaman Türkiye tarihinde izleri silinmeyen sanatçıların eserleri yerine standları çok farklı değerlendirilebilinen sanat izleyicisinin dikkatini çeken çalışmalar yer almıştı.
8. Salon da küçültüp dışardan salona açılan kapılar sayesinde kitap fuarına gelen ziyaretçilerin bu salona akışı sağlanmış. Kitap fuarına gelen ziyaretçi akının fuarın ne kadarda doğru bir yerde olduğunu düşündürüyor.
Sanat fuarının hala reklamının yapılmaması karşın kitap fuarının reklamlarının olmasını manidar buluyorum. Sanat Fuarındaki eserlerin kitap fuarına gelen halkın alım gücüne de uygun eser fiyatlandırmasının olması fuarın seyirlik olmadığının altını çizmek açısından piyasaya bir hareketlilik getirecektir.

İstanbul Tasarım Bienali’nin tarihlerinin uzun soluklu oluşu, sergiye Tarkan’ın izleyici olarak katılımı ve bu haberin medyada yer alması Bienale gereken ilginin sağlandığını düşünüyorum.
Belki aynı ilgi Artist İstanbul’da yine ünlü bir şahsiyetle sağlanabilir böylece reklamı da bu şekilde sağlanabilir. Nitekim Contemporary İstanbul’da Cem Yılmaz’ın fuardan bir eser alması ve medyada yer alması önemli bir reklamdır.

Tasarım Bienali her geçen yıl büyüyerek yoluna devam ediyor. Tasarımın önemini ve farklılığını dile getiren bienal halka daha yakın olduğunu düşünüyorum. Toplumumuz tasarıma daha yakın, her yörede toplum şartlarına uygun tasarımlara rastlamak mümkün. Ancak “sanat” dendiğinde topluma uzak bir kavramla karşılaşıyoruz adeta. Sadece zengin zümreye hitap eden bir düşünce var.

Genel olarak baktığımızda yaşadığımız onca kargaşaya siyasi gerilimlere karşın sanat piyasasının da etkilenmesine rağmen fuarlar ve bianellerin düzenleniyor olması çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Toplumumuzun bu gerilimleri sanatla sadeleşeceğine inancım sonsuz. Ülkemizin tarihine bakıldığında çok badireler atlatmış, büyük zorluklar ardından büyük başarılar yaşamış, köklü ve tarihsel yaşanmışlıkları olan bu ülkenin, sanatla kendini anlatması dünya devletlerine karşı bir başkaldırıdır.

Bu yüzden öncelik fuar, bianel ve her türlü proje ve etkinliklerde ülkemizdeki sanat emekçilerinin öncelikle yer almasını isterim. Bu ülkede yaşayan sanat emekçileri için projeler geliştirilmesini canı gönülden arzu ederim. Bianel, fuar, çeşitli projelerde yer alacak genç ve nitelikli sanatçılara ön ayak olunmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu ülkede ne kadar keşfedilmemiş halktan yada akademiden nitelikli “sanatçı” var sanat galerilerinin ve proje geliştirenlerin bu gerçeği bir düşünmesini dilerim.


Aylin MENEKŞE
3.12.2016

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 





















 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.