Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ANTİK GEYİKLERİMİZ, YORKŞAARLI BACİKA VE TORC/HİLAL

Lanetli İskender Akmenid Oğuzlu Devletine saldırdığı zaman Atina ve Roma oligarkları İskender’e aşağıdaki mozaik tabloyu armağan ettiler. Acımasızlığın resmidir, yürek dayanmaz bakmaya. https://en.wikipedia.org/wiki/Hephaestion

Tabloda (Resim1) İskender ve Efesli arkadaşı, geyiği birlikte parçalıyorlar. (MÖ.332) Neden iki kişi... Çünkü Roma ve Atina iki ayrı mali odak merkeziydi, bunlar ilk defa birleşip saldırdılar bize. İki ayrı oligark grup birleşip böyle Hellen olmuşlardı. Aslında 332 vahşi batının mali sıçrama tarihidir, mali milatları budur. Çünkü MÖ.550’den beri soyamadıkları bütün Pers Oğuz hazineleri bu sayede Atina ve Roma’ya taşındı. Onun için 332’deki o birleşme mali milattır onlara. O birleşme sonrasına “Helenistik Dönem” diye ad koydular, İskender sonrası demektir.
İskender ile ünlü generali Efesli’nin birlikte Akmenid sembolü olan geyiği parçalama tasvirinde vahşet açıkça görülüyor. Bir de köpek var saldıran. Yani Helenlere yalakalık eden, bir kemik de kendisine koparmayı uman başkaları da vardı o yağma saldırılarında.
İskender, yakın arkadaşı Efesli (Hephaistion) ile birlikte resmedildiği bu tabloyla geçti tarih kitaplarına. Onun hakkında İskender’i parlatan komutan diye yazdılar.
Geyik üzerinde duralım. 2017 karakışındayız, geyikli yılbaşı kartları internet üzerinden dolaşıp duruyor. Toros dağlarında yaşayan Türkmenlerin de antik sembolü olan geyik, 1.Artemis’in Ege bölgesinde yaşayan Şamani EFE (E-PH) parasında ve heykellerinde gördüğümüz geyik, nasıl oldu da Hıristiyanlığa mal edildi, yeni yıl kart postallarında karda kızak çekerken görülüyor. Düşünme ödeviniz bu olsun. Ben sizin elinizi güçlendirecek bir takım resimler önünüze koymak istiyorum.

Nasıl oldu da Akdeniz’in Egemen (Akhamen) kraliçesi Artemis’in sembolü olan bir geyik kuzey Avrupalarda yılbaşının sembolü oldu?
Şimdi bir de İskender için İran’da neden “Lanetli İskender” dediklerini düşünmeye başlayın. Geyiği katleden İskender’e kimler neden “büyük” sıfatı takmış, bu büyük yalanı düşünelim.
Mozaikte güzelim geyiği katletmekte olan iki canavarlaşmış adam hangi gücü temsil ediyorlar ve bugün bunun benzerini görebiliyor muyuz?
Onlar, antik Makedonya dediğimiz Trak/Türk devletinde yetişmiş iki paralı asker idi. Atina ve Roma oligarkları tarafından birleşik (Hellen) orduların komutanı olarak görev almışlardı. Aslen de Trak (Türk) idiler. Trakya, Akmenid Oğuzlu İmparatorluğunun sınırları içindeydi. Hatta krallarının parasında VI.Mitridate (Mete Oğuz) parasındaki gibi Bazileus yazardı, başında koçboynuzuyla resmedilirlerdi.
Balkan dağlık bölgesinde Dakya (Dacia), Transilvanya, Albania, vd Trak devletlerinde yaşayan Gotlar, Keltler, Galatlar, İlliryalılar onlardı. Hani şu Anadolu’yu istila eden Romalı ve Atinalı yağmacıları kovmak için ordular toplayıp bizi kurtarmaya gelen barbarlar(!) onlardı. Romalı tarihçiler için onlar barbardı, çünkü kendi barbarlıklarına engel oluyorlardı.
Lanetli İskender’in Şuşa’da zehirlenerek öldürülmesiyle(MÖ.322) barbarlıkları bir süre son buldu, ancak Akmenid Oğuzlu İmparatorluğu da bölgesel krallıklara parçalanmış oldu. Trakya’daki parçası olan Trak krallığı Roma’ya direnmeye devam etti. Roma’ya karşı en ünlü savaş Albania’nın Ballabanlarıyla Oğuz Nehri civarında yaşandı.
Bu nehrin adıyla aynı bir tane de İngiltere’nin York (Yörük! Dork!) Şaar’ında (şehrinde!) Aous nehrine rastlayınca, “Ha buranun ünlü kraliçesi de bizim Kelt paçika Boudike olmalı” dedim. Evet, doğru çıktı. Zalim Neron döneminde Roma ile savaştı.
Bu bilgi önüme nasıl düştü derseniz; 6 Ocak Cuma akşamı Bengü Türk TV’de Leyla Zeynep’i anlatacağım, da... Roma’ya direnen Kelt soylu Breton kraliçesi Boudice’ye özendiği bilgisi önüme düşünce, bilgisunarda İngiliz kaynaklarında onu aramaya başladım.
https://en.wikipedia.org/wiki/Boudica

Boudice (Bacikka) iki kızıyla beraber ordular toplamış savaşmış, 80 bin Roma askerini öldürmüşler. Breton bölgesi önceden Roma’nın yarı sömürgesiymiş, kralları ölünce Roma kralı Neron Baodice’nin oğlu olmadığı için varis olamayacağını ilan etmiş ve İngiltere’yi işgal etmiş, kraliçe de iki kızıyla birlikte işgalci Roma askerlerine karşı ordular toplamış savaşmış. (MS.60) Aynı tarihte Anadolu’da da Roma askerleri var; Korbula Samsat’ı ve Kudüs’ü kuşatmıştır!
Boudica Roma’ya karşı asi olmuştu. Onu anlatan bir çizgi filmde vahşi kadın olarak gösterilmesi ondandır. Maalesef Zeynep Sultan’ı konu alan çizgi romanda da aynı kötü karakter imajını kullandıklarını görüyoruz.
Hatta orada Boudica’ya özendiğini yazdılar, ki benim bu konuyu derinleştirmemin sebebi de budur, çünkü yakında bu kitabı çevirip Türk çocuklarına dağıtırlar diye korkarım.
http://www.rejectedprincesses.com/princesses/zenobia

Yaptıkları Zeyna filmlerindeki vahşi orman kadını tiplemesi gibi bir şey. Bunun gibi, doğru bilgiden mahrum edilmiş çocuklarımıza İslam topraklarında yaşamış Zenobia adında bir cadı kadın öğretilecektir.
Araya bir yorum gireyim; eğer bugün İngilizlerin Kraliçe Elizabeth gibi bir kadın yöneticisi varsa, bunu 2 bin yıl önce İllirya kökenli bir York Baodice’nin mücadelesine borçludurlar.
Bu araştırmada daha neler bulmadım ki...

TORC (Turk) mesela; Türk adının Hilal demek olduğunu çoktan yakalamıştım, fakat bu kadar belge önüme düşmemişti. Aslında bu yazımda Ala Geyik (Ulu Geyik) anlatıyorum, ‘Torc’ fotoğraflarını sonraya bırakıyorum.
Benim Rize Portakallık mahallesindeki dede evimin merdiven başındaki bir çift uzun dağ keçisi boynuzu belki 300 yıldan beri oradadır. Bu kutsama objesi şimdi bana daha çok şey söylüyor.
Geyik sembolünü Finlandiyalara kadar gitmeden yakın coğrafyamızda arayalım ve Balkanlardan Şiraz’a, Palmira’dan Hacıbektaş’a bir sınır çizelim. Roma saldırılarından sonra Kırım’dan kuzeye doğru ve Alplerden daha öteye gidenlerden yeri geldikçe söz edelim.
Balkanların Bektaşi inanışlı Alban/Balaban Türklerinin de sembolü olduğunu söylemeye gerek yok, Hacı Bektaşi Veli’nin kucağında bir aslan bir de geyik var.(Resim 4)

Aslan güçlü devlet, Geyik ise bağımsız ve şefkatli yönetici demektir.
Leyla Zeynep Sultanımız Pülümür’de esir alınmış ve Roma’ya esir olarak götürülmüştü(14 Şubat 274). Buna ilk isyan eden Arnavutlardır.
Hıristiyanlık 331’de Roma’nın resmi dini ilan edildiğinde Şamani kültüre ait Mitra heykelleri ve bilimevleri için yıkım kararı alındı. Bu yıkımlar sırasında halk kaçabildiği yere kadar kaçtı. Batıda Pirenelere, Galiçya’ya, İrlanda’ya, Bretonya’ya, kuzeyde İsveç, Norveç, Finlandiya... Kuzey kavimleri bugün akraba olduğumuzu, ataları Oden’i itiraf ediyorlar, ancak geyiği Anadolu’dan götürdüklerini henüz söylemediler. Yoksa Noel Babanın Demre’de ne işi vardı?

Akmenid kraliçesi Artemis’in parasında geyik, egemen devletin halkını şefkatle koruduğunun sembolüdür. Hacı Bektaş Veli’nin kucağındaki geyik ile aynı anlamdadır.
Eklemeliyim, Hacı Bektaş’ın birleştiriciliği Osmanlı devletinin kuruluşunda önemlidir; Balkanların Ballaban (Alban) Bektaşileriyle, Kafkasyanın Albanları olan Karapapag Babagan’ları kendi dergâhında buluşturmuştur. 1204’de başlayan Latin işgalini sonlandırmak için birleşip bir devlet kurmaya gereksinim vardı, çünkü İngiliz malları piyasaya girmiş, Anadolu’nun milli ekonomisi demek olan Angora yünü, yani Tiftik keçisi yok olmaya başlamış, Ahi meclisi de “Gavura damızlık tiftik keçisi satışı yasaktır” kararı almıştı. Osmanlı devleti böyle bir ihtiyaçla Kafkaslarla Balkanları birleştirerek kurulabilmiştir.
Daha sonra Fatih, 1453’de, İstanbul’a 1204’te gelen Roma-Latin tüccar tefecilerinin işgalini sonlandırmıştır. Fatih’in ünlü Alban komutanı Ballaban Paşa’yı Bizans surlarına tırmanırken biliyoruz, çünkü bu şehir Trakların bir bilim-sanat ve ticaret merkeziyken, birçok defa Roma işgali görmüştü. Hele 198’de Septimus Seferus’un 2 yıl süren kuşatmasına yer altı sarnıçlarıyla dayanabilmişti. 550’deki Hıristiyan ayaklanmasıyla yakılmasından sonradır ki bu şehrin kurtarılması için Hz.Muhammed bile “Burayı kurtarana ne mutlu” demiştir, o nedenle Balaban Paşa, kutlu bir görev ifa eder gibi çıkmıştı surlara. Ayrıca Mehter müziğine Mey/Balaban eklemesiyle ünlü olmuş, bundan isim almıştır.
Bengü Türk TV’de 6 Ocak akşamı anlatacağım Leyla Zeynep Sultanımız bir Sasani kraliçesi olmakla hanedan bağıyla Babağan’dır. Bugün Farsçaya en yakın konuşan Türk Alevi Zazalar onun Azize adını almıştır ve boyunlarına nedenini bilmeden Filistin atkısı takarlar.
Şimdi, 2015’de İŞİD (İslam Devleti!) adında, amacı petrol borularının güzergahını insansızlaştırmak olan, savaş baronları tarafından icad bir terörist grubun bombaladığı Palmira’nın sembolü olan Aslan ve Geyik heykeline dikkatle bakalım; aslanın önünde ona sarılan bir geyik var. (Resim 5)

Burada İslam dışı hiç bir şey olmadığı halde neden bombalanıyor? Belli ki tarihten silme cezası verilen bir direniş kültürünün sembolleri var bu heykelde. Sadece böyle açıklanabilir.

Şimdi sıkı durun, bir geyik sembolümüz daha var; 10 bin yıllık!
Urfa’nın on bin yıl öncesine gidelim, Urfa Göbeklitepe’de sıra sıra Ulu Dağlar (dağlar kutsaldır) önünde resmedilmiş Dağ Keçisi ve Afyon Mezartaşında Dağ Keçisi belgesine bakalım. (Resim 6)

İnanılır gibi değil, Urfa’da on bin yıl önce, daha dün gibi... Afyon mezar taşlarıyla aynı.
Leyla Zeynep Sultan 240 yılında Urfa’da doğmuştu, geyikler ceylanlar onun da sembolüydü. Esir alındığında Roma’ya götürülürken, İstanbul Boğazından karşıya geçerlerken, küçücük oğlu Hasan annesinin gözü önünde öldürülüp denize atıldı. O anın hüznünü şu Urfa türküsünde duyabiliriz. Veya Göbekli Tepe’de kayalara resmedilen, ceylanlı dağlara yakılmış bir Urfa türküsü:

Urfa dağlarında gezer bir ceylan aman aman
Yavrusunu kaybetmiş ağlıyor yaman
Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
Annenden babandan yardan ayrı koyarlar...

........

Beş bin yıllık bir aslan heykelimiz de Malatya’da var. Sitti Zeynep Türbesi de olan Malatya (Ata Beli) şehrinde, Aslanlı Tepe’de Kral Tarkhunda (Tarkan-ata!) Höyüğünden çıkartılan aslanlı heykeller var. Akmenid başkenti Persepolis’ten getirilmişler gibi. Video çekimlerini yayınlamışlar, sağ olsunlar, lütfen izleyin:
https://www.youtube.com/watch?v=hDhF0JTXJOU

.........

Urfa 198’de yedi kere Yahudi lejyoner Septimus Seferius tarafından kuşatıldı. İstanbul’u 2 yıl kuşatan da oydu. O işgali önlemeye Galatların Balkanlardan gelip Taksim’den aşağıya kadar çadır kuran Kelt askerlerinin Galata semtine ad oldukları biliniyor. (Galat’ın sıkışmış hali Kelt) İki sene işgale direndiler. Seferus o sene Pozantı’da Kastabala beyi Tarkun di Mete’ye yenik düşmüş, yaralı subaylarını Kemerhisar’da Apollonius tedavi etmişti ve gördüğü bu iyiliğe karşılık burası vergiden muaf tutulmuştu, ancak 273 yılında Romalı diğer bir haydut olan Auralina, bilim şehri Palmira’ya saldırmaya giderken önce Kemerhisar’ı yerle bir etti.

Auralina aslında Kral Valerian’ın intikamını alıyordu, çünkü 240 yılında Urfa’ya saldıran Roma kralı Valerian burada yenilmişti. Urfa savaşında İran-Sasani kralı 1.Şapur’a yenilerek esir düşmüştü. Palmira Kralı Doğan (Utugane) burada Valerian’a karşı savaşan Sasani ordularına katılmıştı ve Neron buna çok kızmıştı.
Sasani devleti Pre-İslam devletidir. Palmira’yı şimdi İslam Devleti adıyla öne çıkarttıkları bir kiralık terör grubuna yıktırıyorlar. Yani tarihte Palmira’ya Hristiyanlık maskesiyle yaptıklarını şimdi İslam maskesiyle yapıyorlar.
Vahşi batının çeteleşmiş şirketleri, Leyla Zeynep Sultan’ı tarihten silemedi, yeni yöntemler deniyorlar. Onu çocuklara kötü anlatan bir çizgi roman dahi yaptılar ve sonunu “Palmira 2015 yılında İslam Devleti tarafından bilinmeyen bir nedenle tekrar yıkıldı” diyerek bitirdiler.
(Bkz.http://www.rejectedprincesses.com/princesses/zenobia )

İŞİD neden isim değiştirdi, adını İslam devleti yaptı, bunu görünce anladım.
Bakar mısınız imaj çarpıtmanın büyüğüne, “Palmira’yı 2015’de İslam Devleti yıktı” diyorlar. İslam eşittir terörist diyorlar! Roma’nın yalan ustası kan emicileri hortladı!
Onun için “Asla yalan söylemeyin” diyen Akmenid öğüdünü İslamda “Yalan söylemek günahtır” şeklinde yasaklar listesinde görürüz.

.....

Bugün okurlarıma TORC (Türk/Hilal) sembollerini anlatacaktım aslında.
İki ucundan ay/hilal şeklinde açılan Trabzon hasır bileziğine antik dille “torc” diyorlar. Ve bizim Bereketli Hilal topraklarımızın antik adı Med/Ay ülkesi (Medea) buranın adıdır. Asırlardan beri bayrağımızdaki hilal, Türk adımızı söylüyor aslında. En iyisi site adresleri vereyim, ilgilenirseniz açar görürsünüz. İngilizce bilmeniz şart değil, Hilal/Torc kolye ve bilezik resimleri görmeniz yeterlidir.

1-Galiçya’da İberian Torc
https://en.wikipedia.org/wiki/Torc#Celtic_torcs

2- Akmenid dönemine ait, Ozbekistan Oğuz Nehri civarında bulunan bilezik.
https://en.wikipedia.org/wiki/Oxus_Treasure

3- Saçı, bıyığı ve TORC kolyesiyle bir Galat heykeli.
“The Dying Galatian” (Galat’ın ölümü)
https://en.wikipedia.org/wiki/Dying_Gaul

4- Türk sitilinde bilezikler; İskitya, İllirya, Trakya, Kelt (Galat)
https://en.wikipedia.org/wiki/Torc
(Torcs are found in the Scythian, Illyrian[1] Thracian, Celtic...)

5- Değişik müzelerde Torc sitilde bilezikler:
https://en.wikipedia.org/wiki/Milton_Keynes_Hoard
https://en.wikipedia.org/wiki/Gold_working_in_the_Bronze_Age_British_Isles

Ayrıca ilginize:
Trakya’da Roma-Oğuz Savaşı: MS.198
https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_the_Aous_(198_BC)
https://en.wikipedia.org/wiki/Ballaban
https://en.wikipedia.org/wiki/River_Ouse,_Yorkshire
Film: “Warrior Queen on Britain”
https://en.wikipedia.org/wiki/Boudica_(film)

31 Aralık günü yazıyorum. Zemheri kışı var Ankara’da. Yeni yılda sağlıkla yine beraber olmak dileğiyle, umutla sevgiyle....
İlan edilmiş 3.Bin Yılın Haçlı seferinin burada bu Bereketli Hilal topraklarında bu yıl durdurulması dileğiyle. Arap ülkelerinin de artık İngiliz yalanlarına kanmaması dileğiyle.
Yeniden İran, Suriye, Irak ve diğer komşularımızla, ata bir emmoğlularımızla kucaklaşmak arzusuyla ve bu yazımızın bu kardeşliğe hizmet etmesi dileğiyle...

Nice yıllara!


Mahiye MORGÜL
31.12.2016

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 















 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.