Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

TEMİZLİK…

Çalışırken daha doğrusu kendi işimi yapmadan evvel başkalarına çalışırken hafta içi yoruluyorum zaten yeterince diye hafta sonları mı hep gezmeye dinlenmeye ayırırdım. Yemek yapmaz dışarıda yer, evi falan temizlemez verir parasını temizletirdim. O zamanlardan mı bu burnu havadalık bir çeşit alçak gönüllülükten uzaklaşıp kendini birilerinin patronu yerine koyma çabaları. Yoksa başlangıcı bu da üzerine daha başka bir şeyler de katlanarak eklendi mi bilmem. Yıllar önce annemlerin yazlığında Almanya’dan emekli bir komşusu, ben Türkiye’deki kadınlara hayret ediyorum. Kendi oturuyor, evini başkalarına temizletiyor, bunun anlamı nedir ki dediğinde hayret ettiği şeyden çok hayret etmesine şaşırmıştım. Bizde zenginlik ölçüsü değildi evini temizletmek. Neredeyse adettendi. Bunun şaşırılacak nesi vardı bana göre. Gayet normaldi. Gerçi annem de ısrarla arkadaşıyla aynı şeyi savunuyor, evini kendin temizlemesin diyordu ama çalışan bir kadın olarak bu bana oldukça saçma ve gereksiz bir şey gibi geliyordu. Gerçi çok vardır ama bu konu bence önceki nesillerle bizim kuşak farkımızın en can alıcı noktalarından biriymiş meğerse. Sonraları fark ettim. Yapmaya gücünün yettiğini kendin yapmalı, yetemediğinde yardım istemeli. Uzunca bir süre sonra hatta yakın zamanlarda kendi evimi kendim temizlemeye başladıktan sonra fark ettim. Amaann alt tarafı temizlik, sürekli de yapılması gereken bir şey. Asla dünyaya temizlik ve ütü yapmaya gelmiş olamazdım. Koskoca evreni düşününce benim evrendeki misyonum bu kadar olamazdı. Zamanımı daha önemli şeylere harcamalıydım.

Sonraları hayatın zorlukları, çocukların büyüyen masrafları filan derken, hazır da evden çalışıyorken dur bakayım birilerine para verip bir türlü de aslında içime sinmeyen temizlik denen şeyi ben becerebilecek miydim. Doğrusu ilk zamanlar komikti halim. Hav bırakmayan bezi keşfedene kadar birçok saçma yol kat ettim. Yerlerin en kolay nasıl silineceğini keşfetmem biraz daha kolay oldu. Doğru ve zararsız deterjan kavramları, deterjanların aslında ne kadar zararlı oldukları, masrafların ne kadar büyük bir kısmının deterjana harcandığı, ne kadar çok çeşit temizlik ürünü ve markası olduğu filan hep yeni öğrendiğim konulardı. Sonra her şeyin kolayı ve pratiğini öğrenmeye başlayınca hayatın çok önemsiz bir detayı olduğu konusunu da daha iyice kavramaya başladım. Kafa yorup bunalıma girmeye değmeyecek kadar önemsiz ama yaşanan ortamın sağlıklı olması açısından da önemli.

Annemin arkadaşı Hatice Teyze ki, sonradan rahmetli oldu. Türkiye’ye ilk geldiğinde her şeye çok şaşırıyordu. Genç insanların kendi işlerini kendilerinin yapmaması, evlerini dahi başkalarına para vererek temizletmesi bunların başındaydı. Hayatımda bir pilin son kullanma tarihi olduğunu pil alırken dahi üzerindeki bilgileri okuyan ondan öğrenmiştim de benim bu şaşkınlığıma karşılık bizim hiç tarihine bakmadan almamıza da o şaşırmıştı. Aslında daha oldukça enteresan şeyler vardı bir Avrupa ülkesinden emekli olup kendi ülkesine uzunca seneler sonra gelip uyum göstermeye çalışan insanlarla aramızda. Emeklilik haklarını, oradaki çalışma koşullarını filan herkesin nasıl da kendi işini hep kendilerinin yaptığını filan anlatırdı. İçimden orası öyle burası da böyle napalım derdim oraları görmemiş olmanın saflığıyla.

Sonra kendi evimi kendim temizlemeye başlayınca fark ettim ki, bu neredeyse ayıp, yapılmaması gereken bir şey gibi kabul edilmeye başlanmış. Abartı gelebilir ama aslında çok önemli bir gösterge bence bu konu. Temizlik işinden para kazananlar bana kızabilirler haklı olabilirsiniz ama ertesi gün kirlenecek bir evin temizliği için bunca ödenen paralar sizce de çok fazla değil mi? Param var temizletirim temizletmem kime ne de diyebilirsiniz elbette. Zaten konu temizlik değil hayata bakış açısı. Yapabileceğin bir işi parayla başkasına yaptırtıp kendini patron rolüne büründürtmek. Bu ev temizliği olabilir, okulda verilen bir ödev olabilir, devletten ihaleyle aldığın bir iş de olabilir. İşin çok da önemi yok, konu işin yapılma tarzı aslında. Hemen kızmayın iş hayatına ya da yapabilirliklerimize bir de bu açıdan mı baksak diye diyorum. Tabi yarın temizlik var dur bi önden bütün evi temizleyeyim de rezil olmayayım diye patron yerine kölelik yapısına sahipler de yok değil.

Bu konu kadınları kızdıracak erkekleri mutlu edecek gibi de algılanabilir ama yanılıyorsunuz. Evi kirletmeye katkısı olan herkesin evin temizliğine de katkısı olmalı diye düşünüyorum ben. Belki çocuklarımıza bir türlü veremediğimiz sorumluluk açısından da yardımcı olur ne dersiniz? Temizlediği şeyi kirletmekten kaçınacak daha özenli davranacaktır, sarf edilen emeğe saygı duymayı öğrenecektir, kirletenin temizlemekten sorumlu olacağını anlayacaktır. Bu arada erkeklerin dükkanlarını ya da arabalarını kendileri temizlerken ne kadar keyif aldıklarını düşündüm bir an, temiz bir ortamda olmayı herkes sever.

Özetle bugün evimizi temizledim. Süper değil belki ama oldukça iyi görünüyor. Biraz önce bitirip şöyle her tarafına göz gezdirdiğimde beğendim ortaya çıkardığım işi. Belki aile bütçeme katkı, belki vücuduma hatta zihnime egzersiz, belki de gereksiz bir yorgunluk kim bilir. Ne derseniz deyin ben emeğimin karşılığında evimi tertemiz görmekten keyif aldım.

Elbette ki temizlik yaparken bin miydi kaç odalıydı tam da bilmediğim saray da aklımdan geçmedi değil. Nasıl temizlenir, kim bilir kaç kişi temizliyordur, kim bilir sırf temizlik için ne kadar masraflar yapılıyordur ne kadar deterjan kullanılıyordur ve daha birçok şey, düşünmek istemediğim daha birçok şey…

Katılmıyorum o reklamdaki kirlenmek güzeldir sözüne ben. Abartmaya gerek yok, kirlenmek normaldir de temizlenebilmek güzeldir. Şimdiden keyifli bayramlar diliyorum, tertemiz dünyalarımızda…


İlknur ERŞAHİN ÇAKICI
24.06.2017

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.