DRAGOS VE ADA
Bir tarafıyla bağlı karaya
Geçer önünden sonradan görme bir yol
Doku aynı, koku aynı
Kedi, köpekler benzer
İster, şöyle bir eteklerini toplayıp
Çıplak ayaklarıyla
Gece yarısı atlayıp sandala
Alıp rüzgarı ardına
Yakamozlardan örülü yola düşüp
Kavuşmak için adasına
Dragos bu
Sevdalı Büyükada'ya
Ada biraz mağrur, biraz serseri
Baharda mimozalar sunar müptelalarına
Martı sesi
Patikalar
Ağaçlar
Beyaz boyalı ahşap eski konaklar
Hazan mevsiminde
Dökülen renkli yapraklar
Faytonlar, yılkı atlar
Vapur, motor düdükleri
Sevmez yalnızlığı, kederi
Ve her bahar
Bir çok kez aşık olur
Anlar bunu Dragos ancak
Gelmez bir şey elinden
Kim bilir belki de haklı
Ben ayrılamam ki yerimden
Derken
Usulca bir yağmur yağar
Yaralanır derinden
Dragos aşık Büyükada'ya
Bilmiyor ne zamandır vurgun bu hayırsıza
Hani bir zamanlar çok çok eskiden
Bir düş ya da gerçekte beraberlerken
Kopartmış yeryüzünün öfkesi onları birbirlerinden
Dragos ne yapsa artık yok fayda
Dönüşmüş büyük aşkı o günden beri kara sevdaya
Fakat ada ile aşk zor
Bazen rüyasında buluşurlar
Yağmur altında yürürler
Lodos aynı, dalga aynı
Renk benzer
Ada kibar
Armağan eder Dragos'a binlerce denizyıldızı
Takar takıştırır Dragos
Kilisesi bol adaya gelin gider
Kıyar nikahını Ay Yorgi'nin keşişi
Düşünür Dragos
Sarmadım makara hay Allah bu neyin işi?
Sürer üç gün üç gece
Kilise yanındaki kahvedeki kır düğünü
Fakat hey
Tam vuslata erecekken uyanır yeni gelin düşünden
Bakar karşıya hemen peşinden
Duruyor adası hala aynı yerinde başı biraz sisli
Ağlar nazlı Dragos sessizce içli içli
Dragos aşık Büyükada'ya
Adanın bundan haberi yok ama.
Nurhan ÖZGEL 4.12.2017
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|