MUTLUYMUŞUZ GİBİ…
Yeni sene hızla adım attığından beri ben, ben değilim. Sen. O. Siz, Biz hepimiz kendimizde değiliz. Etkilenmemek mümkün değil. Öyle sarsıcı öyle can acıtıcı olaylar haberler var ki…
Hep vardı tabi ki geride bıraktığımız senede bir öncekinde, diğerlerinde. Hayat bir çok iyi ile kötünün acı ve tatlının karışımı evettt; bunu biliyoruz ama bu yeni senede, kimi ihmalkarlıklar kimi hatalar kimisi de doğanın önüne geçilemez olayları ile sarsılıp durduk. Büyüklerimizden öğrendiğimiz ve çok inanarak da kendimin de kullandığı ‘ Allah daha büyük acılar yaşatmasın’. Bunlar son olsun.
Ben en çok, çok bilmiş insandan sıkılıyorum böyle anlarda; hoş her zaman sıkılmışımdır, ben diye başlarlar sözlerine ve hep bilirler her şeyi bilirler her konuda fikirleri vardır ve en çok onlar doğrudur. Ortalıkla sakinlik yaratacaklarına yangına körükle giderler. Faydaları hiç olmadığı gibi zararları çoktur. Eleştiri kumkumaları sosyal mecralarda akıl vermeye kalkarlar sanki karşısındakinin duygularını, neler yaşadığını bilirmiş gibi bunalım paylaşımlar yaparsan senden iyisi yoktur aman biraz daha eğlenceli bir şeyler paylaş vayki vayyJ ne duyarsızlığın kalır ne saygısızlığın.
Kendi yaşamlarına bakmaksızın ukalaca konuşurlar, sanki hayatları çok düzenli ve kurallar (tabi kime ve neye göre kurallar oda ayrı bir konu) içinde sürüyordur. Empati yapmayı bilmeden. Hayata asılmanın türlü şekilleri vardır kimi bunalımdır kimi mutluymuşuz gibi maskelerine sığınır, kimi de Allahın verdiği inançla asılırda asılır hayata. Kuvvetli bir ilaç gibi iyi olma için mücadele eder, iyiliklere sarılmak ister bence de bunu başarmak daha zordur.
Şubat aşk ayı olarak anılır, benim içinde büyülü bir kelimedir. AŞK; ikili ilişkilerden ibaret değildir benim için, yüreğimde öyle çok aşk vardır ki yaşamaktan yaşatmaktan çok keyif aldığım. En yakınımda çok sevdiğim arkadaşlarım da aşktır, gün doğumu da, gün batımı da. Zevkle içilen kahvede aşktır, minicik kedi yavrusu da, sana sevgi ile bakan bir köpekte. Çok uzaklarda bir köyde, hiç tanımadığın çocuklara gönderdiğin paketi mutlulukla açanlarda büyük aşktır. Anılarımı dolu dolu biriktirdiklerim aşktır asla vazgeçmem.
Allah’ıma her daim şükrettiğim iyiliğini, uzun ömürlerini, mutlu günlerini, yüreği gibi hayatı olmasını dilediğim Aslan Oğlum aşkların en tılsımlısıdır. Annem , Babam , Kardeşim değerlilerim benim kıymetlilerim aşkdır. Hayatımda bir nedenle var olanlar ayrı ayrı aşktır, çok görmem az görmem hiç önemli değildir onlar kendilerini iyi bilirler. ‘’ aşk tesadüfleri sever’’ yada ‘’hiçbir karşılaşma tesadüf değildir’’ ya hani öyledir işte önemli olan gerçek olmaları, can olmaları, fırtınalarda asla yıpranmamaları tıpkı dört yapraklı yonca gibi kıymetli olmaları… Hayat birçok sınav içeriyor bu sınavları mutlulukları hüzünleri ile atlatmak için hakikilere, ihtiyaç vardır.
Bir dergide Gülse Birsel’in şöyle bir cümlesi vardı; ‘Kimse etrafında karamsar insan istemez. Dost dediğin, kötü zamanlarında çok iyi bir pazarlamacı gibi seni şekerle kaplayıp, süsleyip, sana yeniden seni sunması gereken insandır’. Şimdi bu satırları okuyan karamsar mutsuzluktan beslenen insanlar bıdıbıdı bir şeyler söyleyeceklerdir, ama burada senin sıkıntını görmemek değil seni dinleyip anlayıp yorumlarında seni yukarı çekmeye çalışmak gerektiğini vurguluyor.
Anılar, anlar, hakikiler, demişken; çok uzun zamandır Etiler, Ulus tarafına gitmemiştim, zarif bir davet için karşıya geçtim. Amanın o ne! benim bıraktığım mekanlar yollar daha da dolmuş kalabalık artmış, yollar sapaklar fazlalaşmış. Köyden indim şehire şaşırdım birden bire benJ (burada bir kahkahanızı alırım) sağa sola şaşkın bakarken Allahtan arabayı ben kullanmıyorumJ karşımda Melodi pasajı… hopp hopp dön geriye….anılar … an’lar….
Melodi pasajı halen duruyor ufakken bana kocaman gelen pasaj minicik araya sıkışmış. 4-5 yaşlarındaydım hatırlıyorum hiç unutmadım. Harika bir butik vardı, beyaz pelüş mont almıştı annem kokoshluğum o yıllara dayanıyor anladım.
Rahmetli Zehra teyzemi andım o götürmüştü bizi. Levent in, Levent olduğu müstakil evlerin bahçelerinde çocuk seslerinin yankılandığı yaşam mekanları, içinde kediler olan sıcacık bir evdi. Annemin teyzesi , hepimizin teyzesi Zehra teyzem, her yaşta insanla anında iletişim kuran 1 dk içinde masalar donatan sıcacık sohbetlerin kahramınıydı. İşte oda yukarıda anlattığım gibi hüzünlerini sıkıntılarını güzelliğe çeviren yanında olmaktan asla sıkılmadığın insanlardandı. Çok daha uzun yıllar onunla olmak isterdim aslında, gökyüzünde parlayan yıldızlara yerini erken ayırtmıştı. Aşk dedik ya işte şimdi Zehra teyzemde aşktı böyle sözcüklere döküldü şuan. Ne kadar anılarınız, anlarınız güzel ve yoğunsa size geri dönüşleri de mutluluk veriyor.
Aşk için tek bir gün gerekmez tek bir güne sığdırmak yakışık almaz. İçinizde var olması gerek doyasıya hissetmek elinizde olan güzelliklere şükretmek, iyi dilemek sizin elinizde. Şükretmek… Şükretmek…
Hesapsız kitapsız çıkın yola yüreğinizde sevgi dolu olsun, kurallara sokmayın. Güzel anılar biriktirmek olsun yolunuz çayla da, kahve ile de belki bir mey ile. Ama illaki hakiki dostlarla.
Allah’ım, baş edemeyeceğimiz dert keder vermesin, aklımızı kullanalım kötülüğü, fesatlığı felsefe edinen insanlardan uzaklaşalım.
Şubat Mart’a, Mart Nisan’a…. diğerlerine iyiliklerle sağlıkla gelsin aylar, yıllar..
Sağlıkla kalın dostça kalın. Mart’ta görüşürüz.
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 8.02.2020
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|