A canım a canım
kopar zincirlerini gül canım
Verme özgürlüğünü kimseye
Özgürlük çiçekten bile bal canım
Kara çarşafların karasından da kara günlerdi
Öyle bir kara ki karadan göz bebekleri görünmezdi
Kinle ve kötülükle kaplanmıştı üzerleri
Yoktu elleri gözleri
Geldiler
Karanlık bir kuyudan fırlar gibi
Tertemiz suları kirlettiler
Kem baktılar
Kör baktılar
Donuk ve duygusuzdular
Bahar güneşini tutukladılar
Açan çiçeği zincire vurdular
Bilmiyorlardı şarkı söylemeyi
Kör bir uğultuydu çıkardıkları
İpekti
Çiçekti yüzleri
Sevgiyle bakardı gözleri
Anladıkları sadece şefkat
öğrenmek ve öğretmekti
Yozdu kafaları yozdu
Geri çağların özleminde
geri geri gidiyorlardu
Gencecik fidanlar vardı
Gülden kırmızı güneşten parlak
Yıldız olup yağdılar
Cellatlar
yüzlerinde vahşetin kirli örtüsü
insanlıktan çıkmışlığın gürültüsü
ve sımsıkı bağlı oldukları bir korku tortusu
Çorak topraklarda ufacık bir filiz
Demir parmaklıklar önünde bir kırlangıç
Aydınlık ışık hep ışık
Halktı bu
köyde Cumali
Gecekonduda Ali
Duyulur sesi çağlar ötesinden
Hacı Bektaşi Veli
Serez Çarsısı'nda
Bedreddin
Yine bir yerlerde hicvediyor Hoca Nasreddin
Öncülerin toprağı burası
burası Anadolu
Kibele'den gelmiş ilerici kadınların soyu
Nice Amazonlar ezdirmemiş kendisini kimseye
Bin selam dünyadaki bütün ihtilalci neferlere
Peki ya aşk
Kirletebilir mi tertemiz akan suyu
Ne çamur ne alüvyon ne de bin kırbaç
Vurduğunuz tüm silleler tokatlar kendinize
Hangi sabun temizleyebilir alnınızdaki karayı
Ürkersiniz silemeyecektir hiçbir şey kalbinizdeki karanlığı
Utancınız ölü suyu kaynatılan kazanlardan daha kara
Horozlar ötüyor sabah erken
Ötsün bütün vakitsiz horozlar ötsün daha erken.