KAVANOZ VE 2 FİNCAN KAHVE
Bu hafta seçimler nedeniyle ortaya çıkan görsel kirlilikten ve bizleri temsil eden siyasilerin davranışlarından bahseden bir yazıyla sizinle olacaktım. Kişisel çıkarlar önde olduğundan ne yazık ki ülke için bir şeyler yapılamadığından, hangi partiye sempatiniz olursa olsun birbirinden beter davranışlar sergilenmekte olduklarından bahsedecektim. Elbet sizde tüm olup biteni görüyor ve de basit mahalle ağzı ile tartışmalara şahit oluyorsunuz. Bunlar bizim temsilcilerimiz, örnek olacak insanlar!!!!!
Tüm bu kavgaları ve yaşını başını almış insanların ağıza alınmayacak kelimeleri sarf ettiklerine şahit oldukça Türkiye’de Recep İvedik gibi filmler tabiî ki rekor kıracak, seviyesi çok düşük tv programları da reyting rekoru kıracaklardır..
Çocuklarımızın iyi eğitim almaları için sarf ettiğimiz çabaları, doğru Türkçenin öğrenilmesi için harcanan emekleri gördükçe bir kez daha düşünmemiz gerekmez mi ???
Harika bir hikayem var bu zamanlara iyi gider diye düşünüyorum;
Kavanoz ve 2 Fincan Kahve
Ne zaman hayatınızda bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman 24 saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman mayonez kavanozu ve 2 Fincan Kahveyi hatırlayınız!
Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu ile derse gelir.
Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir mayonez kavanozunu alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur.
Öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar; Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler.
Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar; Onlar da 'evet' doldu derler.
Profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur.. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar; Öğrenciler de koro halinde 'evet' derler.
Bu sefer masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur.
Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek 'eveet' der;
"Ben, bu kavanozun bizlerin hayatını simgelediğini ifade etmeye çalıştım. Şöyle ki; bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız yani sizin için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. Çakıl taşları daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir."
"Şayet Kavanoza önce kum doldurursanız..." diye, anlatmaya devam eder; "Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır...”
Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle, dostunuzla yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur."
Bu ara bir öğrenci sorar; "Peki, o iki fincan kahve nedir?" Profesör tebessümle: "Hayatımız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarımız ve sevdiklerimizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır!!!"
Hayatı hep doğru yönde ve iyi tarafta yaşamak dileğimle bol köpüklü kahvelere..
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 19.03.2009
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|