|
HUZUREVLERİ NEDEN KENT OLMASIN..
Yeni yüzyılımızda yaş sınırının yükseltilmesi için yapılan çalışmalar ve uzayan ömür, rahat yaşamanın önemini de artırmakta. Buna bağlı olarak, 1998 yılından beri öğrencilerimizle hayal ettiğimiz Huzurkent ve özellikle yeşil alan sistemi ile mahalle(ler) yapısında huzurevleri proje çalışmaları uygulama fırsatlarını yakalamaya çalışıyor. Hayal ürünleri belki bunlar şimdilik ama, huzurevlerine verilen önemin biraz artmış olması umut verici… Ünlüler bile rahatlıkla kalabildiklerine göre, eski durumlarından biraz da olsa kurtarıldılar, sayıları ve nitelikleri artırılıyor. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunanların benzer örneği Akçakoca'da var bölgemizde, ek olarak bir hayırseverin katkısıyla (teşekkürler) bu yıl Düzce'de de açıldı. Yine tek binada ama, yeni yerleşimin açık ve yeşil alanları yakınında, kendine özgün yeşil alanı olmasa da.
Sayılarından çok yaşam kaliteleri en önemlisi. Neden yaşlılarımız, kimsesi kalmamışlarımız ya da yaşamlarını sürdürebilecek geliri olmayanlar, sosyal iletişim içerisinde özel bir yerleşimde sorunlarından arınmış kalan ömürlerini yaşamasınlar düşüncesi ile yola çıkarak hayal de olsa huzurkentler tasarlıyoruz sabırla.
Nasıl kentler bunlar? Tek ya da birkaç katlı yapıların açık ve yeşil alanlarla bütünleştiği, sosyal üniteleri ile mahalle düzeninde bir yerleşim, toplu konutlar gibi ancak yaşayanları özel. Bir yapının içinde yaşamlarının sonunu bekleyenler için değil, çeşitli aktivitelerle, örneğin eğitime katkı sağlayacak yaştakilerin katkılarının oluştuğu, çocukların yaşlılarla kaynaşma olanağı bulduğu, duygu kazandığı, yardımlaşmanın en güzel örneklerinin yaşandığı bir dünya. Komşulukların zayıfladığı yüzyılımızda yararlı olmaz mı sizce? Sağlık sorunlarının sürekli çözüldüğü ve hastanelerde yaşam mücadelesi veren yaşlıların rahat yaşadığı, para işlemlerinden (olsa/olmasa da), fatura ödeme zorluklarından uzaklaştığı, kuyruklarda eziyet çekmediği, kent yaşamı içerisinde taşımacılık krizleri yaşamadığı, hazır yenilen dengeli beslenilen, bu işleri yapmak zorunda olan ve zamanla yarışanların ruhsal ezikliklerine yol açmadığı için mutlu olunan, çalışma zorunluluğundan komşuluk yapılamayan evlerde yaşamaktansa arkadaşlığın varlığından zevk alınan, ve öyle bir dünya işte… Aynı zamanda gönüllülere ama gerçekten severek çalışma sabrı göstereceklere iş olanağı da sunan özel bir kent mekanı belki.
Hayali güzel, projelendirmesi de ama ya uygulaması! Belediyelerimiz yeni dönemlerinde belki ilgi gösterirler ve kent standartlarının yükseltilmesinde önemli olacak bu çalışmalara da yön verebilirler. Yaşları ilerlemiş ve genellikle çalışma ortamında dinozorlar olarak isimlendirilen (bana da demeye başladıklarından!) bizler, evimizi döndürmekte zorlanıyorsak ya da daha sosyal bir ortamda rahat yaşamak istiyorsak, kaliteli çevre ile bütünleşmiş huzurkentlerin yapılmasında neden destek vermeyelim.
Neden olmasın haydi yine el ele…
Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
16.04.2009
 Yazarın Tüm Yazıları... -  Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|
