Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE ÇEVREMİZ

Stocholm’da alınan kararların anısına tüm dünya ülkelerinin çevreyi tek günle hatırlama günü olarak kutlanan 5 Haziran’da anımsadığımız “çevremizi temiz tutmalıyız” sloganı neden sürekli zihnimizin arka bölgelerinde yer alıyor? Sürdürülebilirlik çevre ile eşdeğerse her zaman düzenli ve temiz olmamız gerekmiyor mu? Çevre diye algıladığımız ne/neler?
Bana göre yatağımızdan doğaya kadar geçiş yaparsak ki en yakından tüme, ne algıladığımız zaten ortada. Bir önceki yazımda para ve kültür yorumumu belirtmiştim.

Her şeyi para çözer görüşü ile para çoksa kullanmayı bilmenin önemi dünyayı ortaya koymuyor mu? Temiz olmak nedir diye düşünmüşümdür çok kez. İnsanın ruhundan başlayan çevresine kadar giden çok ama çok uzun bir yol değil mi sizce? Her yolda olduğu gibi ulaşırken bir sonuca, güzellikleri yanısıra zorlukları yok mu? Nedir bu zorluklar ve engeller denince de kişiden kişiye değişen. Önce bireyden başlayan ki bebeklikten öğrenilenlerle geliştirilen. Altı temizlenmemiş bir bebeğin huzursuzlanmalarını algılamayan / algılayamayan ebeveyn ile küçücük bir ses ile iletişim kuran bir ebeveyn arasında fark yok mu? Denilir ki nasıl alışılırsa/alıştırılırsa öyle gider. Doğru pislikle alıştırılırsa kişi ileride görmez ya da görmek istemez pisi belki ama öğrenemez mi doğası gereği yaptığını düzeltmeyi? Ancak temiz isterse de sürekli önce kendi olmalıdır değil mi? Sadece başkası / başkalarından beklemek ne derece doğru? Hep deriz ki çöpü toplayanlar var nasıl olsa atabiliriz istediğimizce. Öyle mi sizce? Neden ayrılmış olarak (cam, kağıt, plastik, vd.) atmayalım da yararlanılabilecek artıklarımız değerlendirilemesin. Neden atık sularımız arıtılmadan denizlerimize ulaşın ki yediklerimiz sağlıklı olmasın? Neden ormanlarımızı, tarım alanlarımızı yok edelim ki bakmaya korkacak çevremiz olsun? … Neden tüm bunlar, sevmediğimizden mi yoksa fazla sevgimizden mi? Ben her çevre gününde bunları düşündüğümüzü ancak uygularken hep birbirimize bıraktığımızı biliyorum. Neden hep birbirimizi uyarmak zorunluluğundayız da birey olarak korkularımız varken bile kendi katkımızdan / katkılarımızdan kaçıyoruz? …

Çok soru var daha kendimize sorarken yanımızdakine de yönelteceğimiz. Belki duyarlılığımız böyle artabilir ve hepimizin olan tek dünyamızı daha mutlu kılmaya ya da mutlu kalmaya destek verebiliriz.

Evet çevre günleri ve haftaları hep bunları konuşmakla geçiyor. En çok yapılan etkinlikler konferans, mıntıka temizliği, güzel çevre yarışmaları, vb. (Düzce’de böyle ama belki farklılık getiren kentimiz/kentlerimiz vardır). Yine soruyorum neden tek gün? Yılımız çok yoğun her gün bir gün kutlaması var da ondan mı acaba? Zaman mı yetmiyor, gündem dışı mı, ilgi mi yok, magazin konuları daha mı önemli bilinmez medya da bu konular yerine insan ilişkilerinde ki çarpıklıklarla daha ilgili. Cinayet işleyenin işleyiş şekli, işleyenin çevre etmenlerinden daha önemli belki! …

Temiz bir çevre, duyarlı, huzurlu ve üretebilen bir toplum olmamız dileklerimle her günümüz bugünmüş hissi ile Dünya Çevre Günü kutlu olsun.


Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
5.06.2009

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 

 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.