KENGER/SÜMER ÜLKESİ SİNCAN; UYGUR; ÇUNGARYA!
Neler oluyor Doğu’da?
Çocuklarımızın kanlarının üzerinden yenidünya sömürü düzeni kuruyorlar…
Asya’nın batısında ne oluyorsa, doğusunda da o oluyor. Kıbrıs’ta, Kerkük’te Bağdat’ta, Telafer’de, Filistin’de, Şırnak’ta, Diyabakır’da ne oluyorsa, Urumçi’de de o oluyor.
Hıristiyanlaştırarak kendilerine Beyaz işbirlikçi bulmakta tarihsel deneyime sahiptir sömürgeciler. İşte Kore, ikiye bölündü ve güneyi neredeyse tamamen Hıristiyan oldu, üstelik Koreliler yarı Türk’tür. Moğolistan ve İç Moğolistan, dünyada en fazla misyonerlik faaliyetinin olduğu yerlerdendir.
Ya Uygur? Orada misyonerlik faaliyetlerinin, mavileştirilen bayrakları gibi, yüz yılı var.
Ya Türkiye? İşte Batıkent (Ankara’nın batı semti), son beş yılda 40’ı aştı açılan kilise, şimdilik içi dolu değil ama, doldurulmak üzere açıldı bunlar. Ya Trabzon’da kaç oldu?
Asya’yı Önasya’dan yağmalamayı yüz yıl önce deneyenler, kendilerine işbirlikçi Beyaz halife de padişah da buldular, ama Mustafa Kemal gibi bir gönüllü Oğuz savaşçısı çıktı da, burada tıkandılar. O yağmacılar, Asya’yı doğudan kuşatmaya devam ediyorlar. Çin, kendini kurtardı diye onu affetmiyorlar. Çin, kendine “tek çocuk” kuralı koyarken Uygur’a koymadı, bunu görmek lazım.
Doğu; Tanrının Ulu ışığını (Ulu Od) yükselttiği yer, İda Öğü/ Doğu/TAO!
Orası Kenger/Sümer ülkesi, Kengerya!
Babası aslen Dağıstanlı olan bir arkadaşım, babasının Çunkarya olan adının anlamını sordu, ben de doğrulatmak için Kenger Uygarlığı kitabının yazarı Ünal Mutlu’ya sordum:
“Ben fonetik çözümle KENGER-AY olarak düşündüm. Siz böyle bir sözcüğe rastladınız mı?”
Ünal Mutlu’dan yankı geldi. (*)
“Görüşünüze katılıyorum. Kenger-ya/ (S)Çungurya dönüşümü olabilir.
Tarihte, Avrasya Bölgesinde bir çok yer, nehir, şehir, boy ve devlet adı Kenger, Kangar, Ongur, Ongurya, Hungaria, Sungarya(Sincan), Çungarya(Sincan) olarak görülüyor. (Bkz Benim kitabın 11 ve 12 sayfası. ) Amerika’da Ongeara(Niyagara) ,Türkiyede Sangaria-us(Sakarya, Friglerin nehir tanrısı), Ankara var.
Bence hepsi Sümer Tanrıçası ENGUR (Tanrıları ve Evreni yaratan kozmik denizle özdeşleşen Ana Tanrıça) adından çıkıyor. Malum, Yaratılış öncesi var olduğu düşünülen bu deniz İslam Tasavvufunda bile var.
Sincan dediğimiz şey Çungurya/Sungurya'nın Çince versiyonu. Türkçesini unutmuş Çincesini söylüyoruz. Adını bile unuttuğumuz bir bölgenin coğrafyasına nasıl sahip çıkarız? Der Spiel dergisi 15-20 yıl önce petrol, doğalgaz, maden zengini olan bu bölgedeki Türklerin geleceğinin Kızılderililer ile aynı olacağını yazmıştı.....
Biz yapay gündemlerle ve birbirimizle uğraşırken, eloğlu Karabağ’da, Kerkük’te, Bosna-Hersek’te, Çungurya’da köklerimizi kurutuyor.
Sümer şehir devletleri de 2 000 yıl birbirleriyle savaşmış, tükenmiş , sonra istilaya uğramış ve-son bulgulara göre- Anadolu'ya göçmüşler hatta bir kısmı Çin'e Amerika'ya vs. dağılmışlar....
Demek ki Türkiye son 150 yıl değil tarih boyunca soykırımdan kaçan Türklerin yurdu olmuş....”
İnternette Mehmet Hakan Panzehir adıyla New York’tan yazan, New York’a Jew York (Yahudi şehri) diyen bir yazarın mektupları çok dikkat çekici. Diyor ki:
“ABD'nin izlemekte olduğu politika ise, her iki güce karşı elini ateşe sokmak yerine Türkler'i kullanmak istiyor olmasıdır. Bu hususu ABD'nin Türk aşkı olarak sunmaya ise gerek yok.
Öte yandan Türkler'in ABD tarafından kullanılmasına en çok yardımı dokunanlar ise milliyetsiz Türklerdir. Küresel enternasyonalistlerdir. Dünya vatandaşlarıdır. İslam tarikatlarına tu kaka diyen, siyon tarikatına ve masonik tarikatlara methiyeler düzenlerdir.
Müslüman Türkler'in New York'un Kolombiya Üniversitesi'nde verdiği seminere, pepperoni (domuz salamı) pizza sipariş edenlerdir. İlginçtir ki, bahsi geçmekte olan aynı Türkler, Museviler'i davet ettikleri Türk toplantılarında özellikle domuz eti sunulmaması için kırmızı alarma geçerler. Bunların bu derece vıcık vıcık yapılarını çözmüş olan derin ABD de, tabii bu yapıdaki Türkler ile sıcak ilişkiler kurmayı amaçlar. Aslında bizimkilerin sıcak ilişki beklentileri olduğunu bildikleri için yanaşır Amerikalılar.
Rabia Hanım'a yönelik haksız bir tavır sergilediğimi çıkarmayın lütfen. Masonlara, finans lobisine hizmet etmekte olan Gülen cemaati kurmayları, evangelistlere, farmasonlara ve siyonistlere hizmet etmekte olan sözüm ona Atatürkçü Beyaz Türkler ve onların kuryeleri de benzeri tutum içindedirler. Yurt dışında Türkler için çalıştığını ifade eden isimlerin varlıklarına bakınız. Hemen hemen hepsinin bu işleri geçim kapısı yapmış olduklarını göreceksinizdir. Hemen hemen hepsinin iki değil, üçlü belki de daha fazla yönlü çalışan isimler olduğunu fark edeceksinizdir.
Doğu Türkistan'daki soydaşlarımızın akan kanı üstünden izlenen politikaların, geçmişte Devlet Bahçeli'nin, bugün de Abdullah Gül'ün Çin ziyaretlerinden hemen sonra çıkmış olmasının tesadüf payı ne olur bilemem, fakat, keşke Atina'daki Bilderberg toplantısında kulak misafiri olabilseydim de, sizlere, kimlerin bu senaryoyu hazırladığı hakkında somut veriler sunabilseydim demekten de kendimi alıkoyamayacağım.”
*“Yankı geldi”, Ankara Nallıhan köylerinde “cevap verdi” demektir.
Ek: Sümerlerin yıkılışı ile ilgili, babası Köy Enstitülerinde tarih öğretmenliği yapmış bir yaşlı öğretmenden dinledim; babası derste "Sümerleri Samiler yıktı" diye anlatırmış. İlginç değil mi?
Mahiye MORGÜL 15.07.2009
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|