RİZELİ BÜYÜK OĞUZ PRENSİNİN KARISINA YAZDIĞI
“EMİNEM” TÜRKÜLERİ (MÖ.110)
Milattan Önce Rize’de Türkçe yazılmış mektupların olduğunu artık resmen açıklamak gerekiyor.
Bu Türkçe mektuplar Rize Mahalle Kalesinden, MÖ.63’de yaşanmış olan yenilgiden sonra Roma’ya ganimet olarak götürülmüş mektuplardır.
Prens Mitridat, VI.Büyük Bedri, gençlik aşkı ve ilk eşi Emine’sine sadece aşkını yazmamış elbette, Roma’ya karşı ölüme yemin ederek savaşmak gerektirdiğini de türkü diliyle yazmış...
Çözebildiğim bazı satırlarda diyor ki;
“Artık Roma’dan borç almak yok”
“Habu Prens, gururlu Eminem, senin kollarına gider gibi savaşa gidecek, yeneceğim onları”
“HA BU PRENSİNE İZİN VER, YEMİNLİDİR ÖLÜME“
Aşağıda belgesini göreceğiniz bu mektup sayfası, Rize Oğuz dilinden önce Latince’ye çevrilmişti. O sözleriyle İtalyanca operalar bestelenmişti. Fransızca ve Almanca’ya çevrildiği bestelenmiş operalarından anlıyoruz. Mozart’ın bestelediği Almanca metinden bir bölüm belge olarak aşağıadır.
Mektupların şiir diliyle yazıldığını görüyoruz. Mektuplar, tipik Rize geleneksel söz söyleme sanatı “Atma türkü“şeklindedir. (Opera bestelemek için yazılmış hazır libretto demektir.)
Almanca çeviride, satır sonlarına baktığımızda uyaklar açıkça görülmektedir, buna türkü dili diyebiliriz. Sıkça görülen ZU diye geçen heceler bizim yerel DA ekimiz olan dolgu hecesidir.
Bu mektupların orijinal yazılmış haline ulaşmak her Rizeli iş adamının ve hatta Rize Derneklerinin görevi olmalıdır.
MÖ.110 tarihini neden koydum, söylemeliyim. Kral Mitridate MÖ132’de Sinop’da doğdu, 12 yaşında Rize dağlarına geldi, gençliği burada geçti, 48 yıl savaştı, 69 yaşında MÖ.63’de Kırım’da, başını kestirterek öldü. MÖ.109’da Anadolu birleşik Oğuz Orduları tacını Adıyaman Koman-Cane’de giymişti. Emine, ilk eşi, ana kraliçe ve onun gençlik sevdası idiyse, bu mektupları yazdığında 22 yaşında olması muhtemeldir diye düşündüm. Siz bu mektupların tarihini daha erkene, örneğin MÖ.115’e alabilirsiniz.
Yandaki resimde mektupların Almanca çevirisinden iki sayfayı değerli Rizeli hemşerilerime, Türk Ulusuna ve Türk Dünyasına sunuyorum.
http://de.wikisource.org/wiki/Monime
So unbeweglich blieb ihr tugendhafter Sinn
Der Prinz, des Prinzen Flehn, der prächtigste Gewinn,
Des Hofes Kunst und List, nichts konnte sie bezwingen.
Der Prinz muß für ihr Herz ihr selbst die Krone bringen.
O welch ein seltnes Glück! von niederm Blut entstehn
Und aus dem Staube sich bis zu dem Thron erhöhn!
Wie lange, großes Glück! wirst du ihr Herz vergnügen?
Wie lange?
Und aus dem Staube sich bis zu dem Thron erhöhn
Wie lange, großes Glück! wirst du ihr Herz vergnügen?
Wie lange?
Mithridat hofft Rom noch zu besiegen;
Verläßt Monimens Arm, um in den Krieg zu ziehn.
Doch der, der siegen will, fängt an, besiegt zu fliehn;
Rom setzt ihm siegreich nach, sein Land wird eingenommen
Doch soll das stolze Rom Monimen nicht bekommen
Eh dieß der Prinz erlaubt, befiehlt er ihren Tod
Ein Sklav eröffnet ihr, was Mithridat gebot
So, ruft sie, raubt mir auch die Hoheit noch das Leben?
Die für entrißne Ruh mir einen Thron gegeben
Auf dem ich ungeliebt, durch Reue mich gequält
Daß ich den Niedrigsten mir nicht zum Mann erwählt
Sie reißt den Hauptschmuck ab, um stolz sich umzubringen
....
Değerli okurlarım, siz de elden ele dilden dile bu mektubu çoğaltınız.
Sevgiyle ışıkla dolu günler dilerim.
Mahiye MORGÜL 6.01.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|