Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

MİTOLOJİ – SON ROMANTİK

Yeni bir yılın ilk günleri şimdiden eskimeye başladı. 2010 un ilk günlerini sinemaya ayırdım bende Avatar fırtınasına yakalanıp bu inanılmaz filmin dünyasında bir avatar olup çıktım. Şaman bir kabilenin bir üyesi oldum ve alt edilemez denilen düşmanı kaybettiren savaşta bir savaşçıydım. Film bittiğinde ne kadar güzel bir eseri izlediğimi ve yılların emeğinin boşuna olmadığını hissettim. Fakat gel gör ki eve giderken canım Prenses Mononoke izlemek istedi. O mitlerin zihnimde devam etmesini düşledim. Ama Mononoke 10 yılın üzerinde, üzerinde çalışılmamış bir film, acaba o da günümüzün görselliği ile çekilse nasıl bir etkiye sahip olur. Bence Avatarı geride bırakabilirdi. Acaba James Cameron görselliğe yatırım yapmasa sadece konu bizi vurabilir miydi?

Bu iki filmde de beni en çok etkileyen şey yaratılan mitolojisi oldu. Gerçi her gün bizde bu y.y. ın mitolojisinin bir parçası oluyoruz. Bu iki filmin dışında “Star Wars” ve vb. birçok film çok sağlam bir öykünün içinde kendi kültürünü ve dünya düzenini, sosyo-ekonomik duruşunu da beraberinde getiriyor. Ben bazı filmlerin etkisinden hala çıkabilmiş değilim, bu filmleri her izlediğimde yeni bir şey keşfediyorum, kendi hayatıma yönelik cevaplar – sorular buluyorum. Çok mutluyum cnbc- e “Star Wars” efsanesini yayınlayarak bana yeniyıl hediyemi verdi. Star Wars sevenlerinin zaten haberi vardır ama hafızalarını tazelemek isteyenlere önerim, keyifli seyirler.

2010 Kültür başkenti bize neler getirecek? Neden var? Ne bekliyoruz? 2011 e gelince sihirli bir değnek dokunmuş gibi mi olacak. Kültür başkenti ilan edilmesiyle tanıtımının artacağı turizmin destek göreceği gibi beklentilerin olması dışında biz nelerle yüzleşeceğiz? Açılış konserleri popüler balonların havalarda kaybolduğu büyük bir kutlamaya döndü. Olayın dışından bir göz olarak bakalım paylaşımlarınızı bekliyorum. 2011 de ve sonrasında da İstanbul’un gerçek Sanat Merkezleri ve bilinçli sanat izleyicisi kazanmasını ve ilerleyen yıllarda da bunun devam etmesini umuyorum. Kültür başkentine yakışacak kültür alanları istiyorum.

12 Ocakta açılan “Usta Gençler Genç Ustalar” sergisi 12 Şubata kadar Mustafa Kemal Kültür Merkezinde (MKM) izlenebilir. Ben açılışla ilgili teoriler üretmiştim. Eğer biyolojik bir silah denemesi kazara uyduda bir yanılgı ile oraya isabet etse, bir bomba atılsa Türkiye’de genç sanatçı kalmayacak diye facebook’ta yazmıştım. Şaka bir yana100 isim Çağdaş Türk Resminin genç kesiti olarak lanse ediliyor. Açılışı belediye başkanı Sayın İsmail Ünal yaptı. Belediyelerin ve hükümetlerin sanata sahip çıkması gerektiğinin öneminden bahsetti. Gerçekten çok önemli bir mekan, stratejik açıdan değil tabii ki (sadece) etkinlik listesi yapılmış olan birçok konser, sergi gerçekten bir belediye için gurur verici sanat severler için ise güzel, doyurucu ve anlamlı bence.

Sanatçı Arkadaşım Selin Aktan’ın kişisel sergisi Doruk Sanat evinde açıldı. “21 Ocak -13 Şubat 2010 tarihleri arasında sizleri gökkuşağı tapınağına bir yolculuk yapmaya davet ediyorum.” Diyor sanatçı. Ben sergi açılışındaydım çok renkli bir dünyası var Aktan’ın ve eserleride öyle. Gezilmesi gereken bir sergi.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı (İ.K.S.V.), Türkiye’nin kültür yaşamının oluşumunda katkısı olan, sanat ve sanatçı dostu Şakir Eczacıbaşı vefat etti. Ailesinin ve sevenlerinin tüm sanat camiasının başı sağolsun.

Uğur Mumcu öldürüldüğü zaman anlamlandıramadım. Neden insanlar konuşturulmuyordu? Araştırmacı ve aydın bir gazetecinin ölümü bizlere o yaşta dünyaya dair umutsuz ve korkutucu bir işaret gibiydi. Üzülmüştüm ilkokuldaydım. Sanki böyle suikastleri daha evvel yaşadıkları için belki yine üzgün ama isimsiz bir kederi paylaşıyorlardı insanlar. Failler, teoriler… Aradan çok uzun bir zaman geçti ama bu dünyaya iyi doğru ve güzel bir şeyler bırakan bir insanın adı unutulmadı.

Güzel bir kış geçirmekte olduğumuza inanıyorum. Karla ilk tanışmasını üniversitede yaşayan biri olarak yıllardır görmediğim bir eski sevgili ile karşılaşmış gibiyim. Bellekten o eski-onunla geçmiş günler- geri geldiler. Sanki hiç onunla yaşamamış gibi hissettim bir an. Tabii benim “Son Romantik” halim, İstanbul kar hayallerim şehrin gerçekleri içinde çok mutlu kalıyor. Ama kaza haberleri, ulaşım dertleri, iptal edilen işler kültür başkentimizi yaşanmaz demesekte sıkıntı veren bir şehir haline getiriyor. Kaldığı yerden sağlık ve sanatla birde hayatın tüm tatların ile devam etsin 2010.


Nebahat KARYAĞDI
26.01.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 







 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.