Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ÇAYIN TARİHİ DİZİNİ – 3

1954 DP seçimleri kazandı, kart yaprak alımlarına göz yumularak kalite düşürüldü.

1955 Londra’ya gönderilen 1955 ürünü Rize çayı örneği pek iyi bir not almadı.

1956 Asım bey, Tekel Bakanlığı tarafından kalite stajı için 6 aylığına Londra’ya gönderildi. Buradayken Londra’da çay borsasına da gözlemci oldu. Diğer Avrupa ülkelerinde de bir hayli incelemelerde bulundu.

1957 Asım bey Avrupa dönüşünde İstanbul Cevizli’de Çay Kontrol Laboratuarı kurdu. Artık Rize’den uzaktadır, üretimin içinde değildir.

1960 Asım bey Çay Fabrikaları Genel müdürlüğüne atandı. Kaliteyi yeniden yakalamak için çay alımlarında yeniden kurallara uyulma dönemini başlatabileceğini hayal etti. Eski çalışma arkadaşlarıyla işbirliği yaparak yeniden yaprak kalitesine ulaşma çalışmalarına başladı.

1961 Yaş çay yaprağı alımları başladığında 3-4 yıldan beri kaba ve kart yaprak alımına göz yuman tutuma alışmış olan üreticiler fabrikanın bu yeni tutumuna karşı çıktılar. Bir grup üretici Rize valiliği önünde protesto gösterisi yaptı.

Ankara’da buluna yeni askeri yönetime bilgiler nasıl ulaştırıldıysa, bu protestoyu kışkırtanların ortaya çıkartılması değil, protestoya neden olanların görevden uzaklaştırılması emri geldi. Asım beyin, Tekel idaresinin başına getirilen General İbrahim beyle bizzat konuşması da bir işe yaramadı; “Bu bir emirdir” yanıtını aldı. Ahmet Tosun, Mustafa Yol, İzzettin Sallı, Kazım Kartal ve Selahattin Türüt gibi deneyimli ve işi bilen ne kadar yönetici varsa tasfiye edildi.

Deneyimli uzmanların işbaşından uzaklaştırılmasıyla birlikte üreticiler budama bıçaklarıyla çay toplamaya kavuştu!

Bir süre sonra yanlışların fark edilmesiyle kısmi düzenlemeler yapıldı, Prof. Mithat Özsan’a, Orhan Minisker’e ve çıkartılan eski yöneticilere yeniden görev verildi.

1964 40 yıl kutlamaları yapıldı. Çayın Rize toprağına bilinçli olarak dikilmesinin 40.yılı doluyordu.

Çay fidanını 1924’de Batum’dan getirip Ziraat Bahçesine diken Zihni Derin ve ondan sonra 1935’den beri çaya emek veren Asım Zihnioğlu törene davetliydi. Çalışma Bakanı Bülent Ecevit oradaydı.

Tören alanına valinin arabasıyla getirilen Zihni Derin arabadan indiğinde şoförün arabayı geriye doğru sürmesiyle ona çarpmış yere düşürmüştü. Töreni bırakıp onu acilen Trabzon’dan uçakla Ankara’ya hastaneye götürdüler. Onun Rize’yi ve çay bahçelerini son görüşü bu oldu.

1965 Adalet Partisinin Tekel Bakanı İhsan Toplaoğlu, “Üreticiye sıkıntı vermeyin. Seçtirilen bu yapraklar da üründür” dedi. Merkez müdürü Orhan Minisker bakana “Bunu yapamam; istifamı veriyorum” cevabı verdi ve ayrıldı. Diğer değerli uzmanlar yeniden uzak görevlere sürüldü.

Asım Zihnioğlu, 1995’de yazdığı “Bir Yeşilin Peşinde” adlı kitabın 142. sayfasında, Adalet Partisi dönemini anlatırken şu yorumu yapar:
“Eğer bir ürün beğenilir sevilir, aranan nitelikte olursa piyasadaki yeri sağlam olur. Aksi halde piyasa ondan kaçar. Nitelim durum çoktan beri ikinci yola yönelmiştir. Ayrıca bu nedenle dış piyasa da kaybedilmiştir. İç piyasa ise giderek ithal çaya doğru yönelmektedir. Bunun nedeni bellidir. Yapılan hatalar silsilesi, vurdumduymazlık ve sadece günü kurtarma düşüncesi bu güzelim ürünü istenmez hale getirmiştir.

Özellikle Gümrük Birliği’ne girdiğimiz bu dönemde ürünlerimizi serbest piyasada satabilmek için en iyisini, en güzelini üretmek zorundayız. Yurdumuza girecek ithal çaylar tümüyle iç piyasayı kaplayabilir.”


Asım Zihnioğlu, sözü edilen kitapta, yukarıdaki yorumu yaptıktan sonra, çay fabrikalarının Tekel’le ilgisi kesilip onun yerine kurulan ÇAYKUR’un da kaliteye yönelik hiçbir çaba göstermediğini, üstelik sıkıntılar yarattığını, çözüm için Kamu İktisadi Kuruluşuna ihtiyaç olduğunu, kontrolsüzlüğün çay bahçelerini çalılık haline getirdiğini yazar.

1968 İran’da CENTO yönetimi tarafından Çay sempozyumu düzenlendi. Bu toplantıya Tarım Bakanlığı adına Mithat Özsan, ÇAYKUR adına Mevlüt Kinez, Tekel Genel Müdürlüğü adına da Asım Zihnioğlu katıldı.

1992 Türkiye İktisadi Araştırmalar Vakfı ve ÇAYKUR işbirliğiyle Çay Semineri yapıldı. Çaya alternatif ürün olarak kivi üreticiliği ilk kez bu seminerde dile getirildi.
Demek ki, çayın yerine başka ürünlerden söz edilmesi dönemi başlıyordu. Oysa kivi için başka uygun bölgeler vardı. Çayın kesin sonunu getirmek isteyen bir anlayış kendini göstermeye başlamış demekti.

1980- 2007 ve Son Durum:
1980 Askeri yönetimi tarafından geçirildiğimiz çayı piyasaya devretme sürecinde “çayda son” açıkça görülmeye başladı. Fabrikalarda sık sık yöneticiler değiştirildi, yolsuzluk davarı açıldı, ceza alanlar oldu, vb.

1947-1953 döneminde ulaşılan dünya kalitesine bir daha ulaşılamadı.
ÇAYKUR’a devredilen Çay İşletmeleri devletin merkezi denetiminden kopartıldı. Bu denetimsizlik özerkleştirme adı altında yapıldı. Çaykur özel şirketlerle rekabete zorlandı ve yıpratıldı. Özel sektöre üretim ve satış izni verildi. Alana yabancı tekeller girdi.

“Kota” denilen sınırlı satış getirildi. Tarladaki ürünü ve üreticiyi esir alma dönemi başladı. Çay üreticisi elindeki çayı satamaz oldu, özel fabrikalara çay satmaya zorlandı, sattığı çayın da parasını alamaz hale geldi ve Rize deyimiyle “Çay oldu kaybana!” (Kaybana olmak; baş belası haline gelmek)

11 Mayıs 2007’de Rize’de İşçi Partisinin seçim kampanyasını başlattığı büyük Çay Mitinginde üreticilerin talebi şunlar oldu:
-Kaçak çay girişi önlensin! Özel şirketler kaçak çayla karıştırıp iç piyasayı kapatıyor!
-Özel fabrikalar para vermiyor! Özelleştirme iflas etmiştir! Özel fabrikalardan beş yıldan beri para alamayanlar vardır. Bu özel fabrikalar kapanmanın eşiğindedir, bunlar üreticiye parasını vermeden kapanırsa büyük kriz yaşanır!
-Artık çay para etmiyor. Toprağımızı yarılığa bile veremiyoruz, üçte bire bile razıyız alan yok!
-Kota uygulaması istemiyoruz. Bu yıl zaten soğuktan çay yandı, çaylar yaprak vermiyor!
- AB ve ABD dayatmalarından bıktık. Ülkemize de çayımıza da kimseyi karıştırmak istemiyoruz!

Sonuç olarak:
-Çayın babası Asım Zihnioğlu’nun önerisi olan KAMU İKTİSADİ KURULUŞU bugün de tek doğru çözüm görünmektedir.
-Görünen odur ki, bugün çay politikaları vatanımızı parçalamak isteyen AB ve ABD merkezleriyle birlikte belirlenmektedir. Dünya Bankası bu noktada baş rolü üstlenmiştir.

-1925’de iki İngiliz uzmanı işin başına getirmekle 10 yıl duraklama yaşandığını bir daha anımsayalım.

-Çayın tarih dizinini hazırlarken dikkatimi çeken bir nokta da şu oldu: Tadım Testlerinin İngiliz uzmanlarına yaptırılmasının sonuçları sadece kalitenin dünyadaki yerini belirlemiyor, aynı zamanda İngiliz gizli servislerine Rize çayının önünün kapatılması doğrultusunda politikaların belirlenmesi için bu yolla veri topluyor. (Benzer şekilde okullarımızda uluslararası karşılaştırmalı testler yapılmaktadır. Bu testlerin açıklanan sonuçları üzerinden Dünya Bankası eğitimi daha aşağıya çekecek yeni plânlar hazırlamakta, YÖK Dünya Bankası Dairesi aracılığıyla bu planlar işletilmektedir.)

-Çayın Tarih Dizini ile Türk Devrim Tarihimizin gösterdiği paralellik dikkat çekicidir:
Çayın kalitesi yükseliyorsa, üreticinin yüzü gülüyor, Türk Devrimimiz ilerliyor ve yükseliyor!

Çayın kalitesi düşüyorsa, çay üreticisi diz çöküyor, Türk Devrimimiz rotasından saptırılıyor ve geriliyor!

Öyleyse Türk Devrimini saptırıldığı yerden alıp doğru rotasına sokmak, çay üreticisinin kendi refahı için ve ülkemizin ilerlemesi için önündeki acil görevdir.

2010: Çayın yabancılara peşkeş çekilmesine yasa hazırlanmaktadır!
TEKEL özelleştirilerek Amerikan Tobakko’ya satıldı, böylece tütün üretimi bitti, sigara fabrikaları kapandı, TEKEL işçileri 2009 Aralık ayında başlattıkları direnişi 2010 yılı Mart ayına kadar Ankara’da Sakarya caddesinde kurdukları çadırlarda açlık grevi dahil pek çok eylemle sürdürdüler. ÇAY-KUR fabrikaları TEKEL işçilerine destek eylemi yaptı. Sıra ÇAY-KUR ve Şeker fabrikalarının satışındadır.

Kaynak: Asım Zihnioğlu, “Bir Yeşilin Peşinde”, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 1998


Mahiye MORGÜL
4.03.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.