SEMİHA BERKSOY İLE AN'LARDA OLMAK
Nisan, baharı müjdeler her zaman. İnsanın içi bir başka heyecan kaplar, kalbi bir başka çarpar.
En olmadık anda gülmek gelir içinizden, en çözülemeyecek gibi gözüken olaylar daha basitleşir insanın gözünde.
Olumsuzlardan sıyrılmak için nefis bir aydır nisan, hayatınızdaki en olumsuz insan bile bozamaz bu düşüncelerinizi, yeniye yeni an’lara hazırlar bahar.
Doğa da yeşil renklerinin en gösterişlisi almaya başlar, kuşlar yuvalarından daha neşeli çıkar ve şarkılarını daha canlı söylerler sabahları, çiçekler yeni yeni açmaya başlar yeni başlangıçlara.
İşte böyle alır gider bahar sizi sizden.
Ben, sakin, huzurlu dakikalarımı yaşadığım an’lardayım. Bu an’lar ne kadar sürer ve ne zaman Oğlum’un ‘annecim’ diyerek yanına çağırmasıyla son bulur bilmiyorum.
Yazıya dökmek istediğim birçok minik sevimli cümle kafamda birbiriyle çarpışıyor, Keyif kahvem ve ben oturuyorum dalıyor gözlerim karşıdaki tabloya. Her zaman baktığım orda olduğunu bildiğim tabloya.
Bu tablo benim için çok değerli, ‘İlklerin kadını’ olarak bilinen sanatı uluslararası camiada hayranlıkla karşılanan, genellikle tuvallerinde ölüm ve aşk temalarını işleyen Atatürk ödüllü ilk kadın opera sanatçısı Semiha Berksoy’a ait.
Semiha Berksoy’un bizzat kendisinin adıma imzaladığı Aşk temalı tablosu.
Sanatın hemen hemen her dalıyla kimi dolaylı kimi tamamen içinde olan kocaman bir ailede yaşadığımı fark ediyorum. Değerli sanatçılardan ders alarak içindeki resim sevgisini dışarı vuran Mamy’mim, üniversitede bölüm başkanı olan, sergilerde muhteşem eserler sergileyen kuzenim, 90 küsur senelik babannem’den kalan bir masayı bana yeniden yaratan hakiki dostum, kendi güzelliğini işine yansıtmış ve başarılı sergilere, davetlere imza atan kuzenim, senelerini sanatçılara ve onların eserlerine adamış başarılı galeri sahibi kuzenim…
Onca sene zevk duyarak, çok severek görsel tasarımlarını gerçekleştirdiğim mekanları düşününce gülümsüyorum. Ne kadar çok anılarım, ne kadar çok kazandığım dostlarım var diye. Bir o kadar da farklı kültürlerde tanıdığım insanlar geliyor aklıma. Tüm bunların bana kazandırdığı o kadar çok şey var ki. En önemlisi edindiğim bu deneyim beni hayatın içinde yaşayan bir insan yaptı. Hayatı seyreden değil içinde yaşayan.
Bu keyfi, bu düşüncelerimi, bu an’ı mis gibi kokusu tüten Afrika intense ile tamamlıyorum. Afrika güneşinde yetişmiş yoğun zengin aromalı kahvemi yudumlarken yine sanata dönüyor Semiha Berksoy’u saygıyla anıyorum.
2003 senesinde T. İş Bankası Kibele’ de çok keyifli bir o kadar da mükemmel bir sergisi açılmıştı Semiha Berksoy’un. Bu sergide onun değerli eserlerini görmekle kalmayıp bizzat kendisiyle tanışmış nezaket çerçevesinde sohbet etmiştim.
Oturduğu koltuğun yanında dizlerinin yanına çömelirken aklımdan, bu kadar değerli, kendine özgü hareketleri, kişiliği, giyimi, makyajı ile O’na hayran olmamak elde değil diye düşünüyordum. Tüm kalbini, aşkını, hissettiklerini tuvallere aktarmış bir nev’i duygularını tuvallerde dışa vurmuş çok büyük sanatçı.
Sıra dışı insanları severim. Kimselere aldırmadan ama saygı duyarak kendi üslupları ile dünyaya meydan okurlar. Bu meydan okuma savaşmakla, hakaretle, bir başkasını küçük düşürme ile, başkasının özgürlüğü gasp ederek değil, sanatı, kişiliğinin kuvveti, insanlığı ile ortaya çıkaranlar bahsettiğim.
Çok şey anlatırlar aslında anlamasını bilene. Ne yazık ki toplumun gittikçe diğer bahsettiğim
kişilerle doluyor. Kendi acizliğini, yeteneksizliğini, beslenmemiş olan sevgi eksiklerini karşısındakine saldırarak yenmeğe çalışan, sürekli eleştiren, konuşulanları asla dinlemeyen, hep kendinin en iyi bildiğini düşünen bir dolu insancık.
Amaçları olmayan, kendilerini geliştirme gereği duymayan, hobileri olmayan boş yaşayanlar.
Ne değerli insanlar tanıyorum kaç yaşına gelmiş halen çalışmaktan vazgeçmeyen, akıl zindeliğini, hayata değerli bakma yeteneğini çalışmaya borçlu olduğunu söyleyen.
Kendinize bu bahar kocaman bir iyilik yapın, güzel bir havada açın camlarınızı sonuna kadar, keyifle dinleyecek bir müzik acın. Bir daha giymeyi düşünmediğiniz giysileri atarcasına; sürekli işinden, hayatından, kısacası yaşamından şikayet edenlerden size mutluluk yerine mutsuzluk verenlerden, kurtulun bir çırpıda.
Nice güzel baharlara sevgiyle hep sevgiyle.
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 30.03.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|