BUHARDA ÇİN MANTISI
Hamuru için;
1 su bardağı su, alabildiğince un, 1 çay kaşığı tuz
İçi için;
Rendelenmiş kereviz, 300 gr kıyma, 2 sap incecik kıyılmış pırasa, 4 çorba kaşığı soya sosu
Hamuru güzelce yoğurup üzerini dinlenmesi için kapatın.İçini tüm malzemeleri karıştırarak bir kapta hazırlayın. Hamuru fındık büyüklüğünde koparıp tek tek açın, içine hazırladığınız harçtan koyup hamurun bir tarafı düz olacak şekilde kapatın.
İçi kaynar su dolu kaba oturtulmuş delikle kaba dizin, ağzını kapatın 20-25 dk buharda pişirin. Servisi soya sosu eşliğinde yapın.
Aşk ile yiyin……
Şimdi nerden çıktı bu tarif dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız bende olsam önce gülerdim sonrada merakla nereye bağlayacak kadın bu yazıyı der okurdum.
Geçenlerde yazılarını, kitabını, hayata bakışını çok beğendiğim arkadaşım, hani derler ya on parmağında on marifet öyle insanlardan biri, bir sabah uyanıp güneşin tatlı sıcak yüzünü gördüğünde şöyle dile gelmiş yüreği ve kaleme aldığı notun bir bölümlünde; ’’ …… Kuşların cıvıltısı kalbimin kıpırtısına karıştığında tozlanmış şarkıları üfleyip üfleyip dinlemeye başladığımda, dans eden kalbimi durduramadığımda anlarım ben baharın geldiğini ’’……….demiş.
Bu cümleleri okuduğumda benim gibi içi kıpır kıpır eden insanların var olduğunu görmek güne keyifle başlamama vesile oldu. Hemen nostaljik parçaların içinde bulunduğu albümlerimden birini koydum. Müziğin tınısı odaya yayılmaya başladığında bu defada anılarımın arşivinden müthiş keyiflendiren, beni hep gülümseten anıma döndüm. İçinde aşk olan her gün en mükemmel gündür derim ben her zaman.
Yorgun bir iş gününün sonunda mutfakta açtım gözümü, o gece keyifli bir geceydi değişik bir şeylerin aşka gelmesi gerekiyordu. Elimizde o zamanlar IMF den alınan Çin mantısı kevgiri vardı. O bize bakıyor bizde ona bakıyorduk ne kadar güldüğümüzü halen hatırlıyorum. Çok keyifliydik elimizdeki mey’ler fonda nefis bir müzik ve etrafta sevgiyle çevrelemiş olduğunu hissettiren aşk melekleri.
Bir tek şeyi bilmiyorduk buharda çin mantısı nasıl yapılırdı? Bizim mantıyı biliyorduk, nasıl bir fark olabilirdi ki biraz Türk biraz Çin usulü koyulduk mantıyı yapmaya.Tarifte alabildiğine un diyor ya biz neyi fazla koymuşsak un üstüne un koyuyorduk ama nafile halen elimiz hamur içindeydi….
O gece anladık ki önemli olan o mantı değildi önemli olan o geceyi var edebilmek bir bahane ile paylaşmak onu anılara yazabilmek, sevmek çok sevmek ve gelecekte en minik bir tetiklemeyle hatırlamak gülümsemek. Seneler sonra buharda pişmiş Çin mantısı tarifi beni heyecanla o güne döndürdü.
Kuşların cıvıltısı, kalbimin kıpırtısı………… işte bahar geldi. Baharlar mutluluklar getirsin.
Yaşam bu işte bize, Allah tarafından verilen süreyi kendi bildiğimiz en anlamlı şekilde devam ettirmek. Bazen bu yaşanmışlıklar yarım kalabilir, aynı keyifte sürmeyebilir. Ama olsun varsın belki de onun sonu yoktur yarım kaldığı için hep keyiflidir, hep anlamlıdır. Tükenmediğinden çok harcanmadığından kim bilebilir?
Bahar böyle bir şey işte. Hissedebilene, hissettiğini yaşayana. Nerden nereye savurur insanı tüm güzel anıları coşarak gözlerinin önünden geçirir. Keyifli bir resmi geçit sanki.
Zevkle seyrediyorum bu geçit törenini. Gözlerim doluyor, hüzün değil ama bu mutluluk.
Albümler dolusu mutluluk, şimdilerde cd’ler dolusu mutluluk.
İnsanın geçmişinde ne kadar anı varsa, geleceği o kadar dolu yaşayacağına inanırım ben. Zenginliktir bu, yaşam kalitesini arttıran en büyük servettir yaşanmışlıklar. İçinde tabiî ki bizi olgunlaştıran birçok acıyı da barındırsalar mutluluklar kocaman siperdir yarınlara.
Tecrübeler, hayata dayanma duvarlarıdır. Yaşamın içinde olmak hayatı seyretmemek yaşamak üzere ben bahara koşuyorum. Sizi de beklerim.
Bahar Bayramınız kutlu mutlu olsun…………
Sevgiyle kalın AŞK hangi şekliyle varsa yanınızda sarılın doya doya…………
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 30.04.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|