SANATÇIDA TARZ
Nişantaşı’nda galerisi olan bir arkadaşımla galerisini dolaştık. Galeride eserleri olan sanatçılarla ilgili konuştuk. Konu sanata ve sanatçılara geldiğinde sıkı bir tartışma başladı aramızda. Arkadaşım galerisinde sanatçı seçiminde bazı kriterlere önem verdiğinden bahsediyordu. “Birincisi ve benim için en önemlisi sanatçının oturmuş bir tarzının olması, tarzının oluşmasında yaşının ve deneyiminin büyük önemi var.”dedi.
Sanatçının tarzının oluşabilmesinin olumlu ve olumsuz yönleri var. Olumlu yönleri: Sanat izleyicisi sanatçıyı çok daha rahat takip edebilir. Ancak sanatçı için bir handikaptır bu. Bir aktörün rolünün üzerine yapışması gibidir, sanatçı her tekniği denemelidir konularını geniş tutmalıdır. Sanatçı söylemek istediklerini yeni teknikleri (teknolojiyi takip etmeli) kullanarak söylemelidir. Bunun içinde belki yepyeni bir tekniğe, sözlere, düşünceye, dokuya, kompozisyona, orana, desene, renk etkilerine ihtiyacı vardır. Sanatçı kendi kendisiyle yarışır. Her resmi defalarca kendi içinde sorgular, eleştirir. Sanat Tarihinde okumuşuzdur, “sanatçının kendi sorgulamasından geçmemiş eserler sanatçının kendisi tarafından çoğu kez yok edilir.”
Sanatçının tarzının oluşumu uzun ve yorucu bir süreçtir. Belki her sanatçının kendi iç yolculuğuna yönelik bir süreçtir. Üretim sanatın her alanında yeniyi de beraberinde getirecektir. Üretim gelişmeyi, büyümeyi ve en sonunda özgün eserleri oluşturur. Üretim sürecinin gerçekleşebilmesi için sanatçı yeni tarzlardan, tekniklerden korkmamalıdır ki, kendi tarzını bulabilsin. Geniş bir hayal gücü sanat hayatına yön verecektir. Bitmek bilmeyen tutkusuyla sürekli üretim yapacak ve deneyim kazanacaktır. Bilgi ve deneyimleriyle yapıtlarını süsleyecek, plastik sanatları şekillendirecektir.
Yaş ve deneyim faktörü ise; deneyim yaştan daha etkili diye düşünüyorum. Ne kadar çok eser üretimi olursa deneyimi artacaktır. Katıldığı sergiler, fuarlar, yabancı fuar ve sergiler sanatçıyı sosyalleştirecektir. Oluşturacağı sanat çevresi onu izleyecektir.
Sanatçı dediğimiz olgu nedir ki?
Sanatçı yaşanmışlıklarını, duygularını, deneyimlerini, söyleyecek sözü olan ve bunları özgürce dile getiren plastik sanatların olanaklarıyla kendini kısıtlamayan kişidir.
Bilim adamları plastik sanatçıları incelemiş ve beyinlerinde üretecekleri eserle ilgili görsel imajlar belirdiğini tespit etmişler.
Sanatçı duygularını ve düşüncelerini ortaya koymaktan korkmayan bir insandır. Pek çoğumuzun dikkatini çekmeyen hayatın içindeki ayrıntılar üzerinde durur, bu ayrıntıları irdeler, fikir yürütür. Duygu birikimi, yeteneği, bilgi ve deneyimleriyle oluşturulan renk, boyut bütünlüğü, büyük bir sanat eseri olarak karşımıza çıkar. Bu eser yıllar sürse de hak ettiği değeri bulur. Son yıllar da ise, sanat eserleri ülkemizde hak ettiği değere azda olsa ulaşıyor diye düşünüyorum.
Bu değeri çeşitli organizasyonlarla ayakta tutmaya çalışıyor.
Tarz oluşturabilmek uzun bir yoldur ve bu yolda oluşturulan eserlerde sanat değeri yüksek ürünlerdir. Tarz oluşturmada, hayat içinde yaşanılan duyguları, acıyı, karamsarlığı, melonkoliyi, mutluluğu plastik sanatların olanaklarıyla ve hatta olanaksızlıklarıyla şekillendirecektir.
Sanatçı da tarz belirlenmesine karşıyım. Onun renkli kişiliğini pek çok şekillerde dile getirmesini yeğlerim. Tarzını tekdüzelik sokağına sapmadan belirlemeli. Kendini tekrar etmemelidir.
Hayat kadar renkli dünyasını oluşturan tüm sanatçılara tarzlarını oluşturmada uzun bir yolları olduğunu ve bu yolu mümkün olduğunca uzun tutmalarını temenni ediyor.
Tüm sanatsever dostlara sanatla dolu günler diliyorum.
Aylin MENEKŞE 2.06.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|