Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

AYLARDAN HAZİRAN, HAZİN AN. AYLARDAN HAZİRAN, HAZ ALINAN AN

Haziran 1991;
Nefis bir sofra kurmuştu o akşam. Birbiriyle uyumlu tabaklar, bardaklar ve mutlak koyduğu çiçekler ile. Bir erkek için mükemmel ötesi bir seçimdi her şeye , en ufak ayrıntıya önem veriyor keyifli mekan yaratmak için uğraşıyordu, peçetelerini de yerleştirdikten sonra son bir kez baktı sofraya evet içine sinmişti.

Bir hafta önce Paris’den gelirken düşünmüştü bu ayrıntıyı Fransız peynirleri, onlara eşlik eden içimi keyifli şarapları, ve yine keyifle dinlenecek müzikleri.

Çok güzel sohbet ediyordu, öğütler veriyor gelecek projelerinden bahsediyordu. Bana dedi ki bir ara; ‘hep kalbinin sesini dinle mutlu olduğun her şeyi yapmaya çalış, mutlu olduğun işi, mutlu olduğun insanı sok hayatına. Sen böyle bir kadınsın diğer şekilde yaşarsan mutsuz olursun’. Nasılda bu genç yaşında bu kadar olgun olabiliyordu anlamış değildim, karşımda o genç yok da hayatı enine boyuna yaşamış tecrübeleri ile olgunlaşmış bir insan var gibi dinliyordum.

Günlerden pazardı akşam Bursa’ya dönecekti Arjantin den gelen ekip arkadaşını karşılayıp havaalanından. Yolda yeni işleri de konuşabilmek için böyle plan yapmışlardı. Hafta sonları İstanbul’da oluyor, sosyal hayatına karışıyor sevdikleri ile oluyor hafta başında işine koşuyordu genç, heyecanlı, iyi donanımlı kendine güvenen aslan burcu adamıydı.

O hafta Çarşamba günü harika bir konser vardı ve tekrar gelecekti biletini günler önce ayırtmıştı.

Nefis sofra muhabbeti o kadar güzel devam ettiki, sonra çantasını birlikte hazırladık saat 20:00 evden çıktı, arabasına binerken elini kaldırdı selam verdi…. Hoşçakalın….
Bir daha hiç dönmedi…HAZİRAN …….HAZİN AN.

Haziran 2007;
Sabaha karşı aniden hiç beklemediğim bir anda sancılandım. Bebeğim, Allahın mucizesi o büyülü varlık gününü beklemek istememiş ve ben geliyorum demişti.

Heyecandan ağlıyordum hastanede kontroller yapıldı, tamam artık geliyor denildiğinde yaşamımda daha önce hiç bilmediğim yepyeni bir sayfa açılıyordu..

Ne büyülü bir olaydı senin bir parçanı kucağına veriyorlar ve mis gibi bebek kokusu ile kendine öyle aşık ediyor ki, o ana kadar yaşadığın aşkların en üstüne yerleşiyordu.

Minicik elleri seni kavramaya çalışıyor, zar zor açabildiği minicik gözleri ile sanki teşekkür eder gibi bakıyor sonra uykuya dalıyordu.

Karnı acıkınca o minicik bedenden beklenmeyen bir gür haykırmayla isteğine kavuşuyor ve yine sakince uykuya dalıyordu. Anlatılması kelimelere dökülmesi çok zor duyguydu yaşamayanın anlayamayacağı türünden.

Geldi aniden, gününü beklemeden hayatıma girdi… HAZİRAN……HAZ ALINAN AN. Hayat bu işte, insana aniden çeşitli oyunlar oynuyor. Aniden mutlu edebiliyor aniden üzebiliyor. Yarını bilmeden yaşıyoruz, zaten sonunu bildiğin bir şeyi ne kadar coşku ile yaşayabilirsin ki? Kader denilen yazgı. Allahın mucizeleri ve ol dediğinde gerçekleşen büyük sınavlar…

Bir filmin sonunu bilerek izlediğinde ne zaman çok keyif aldın sor kendine. Yaşamda bu işte.

Bilmediğimiz bir denklemi hep var olacakmış gibi yaşamak. Hayatı renklendirmek, çoğaltmak, bir hayat arkadaşı ile, aile ile, dostlar ile, canından parça çocuklarla, işin ile, hobilerinle, hayatın içinde sorumluluklar alarak yaşamak. Aşk’ı yaşamak.

Bu sorumluluklar bazen belimizi bükebilir, canımızı acıtabilir, yıldırabilir.

Düşünün hiç sorumluluk almamış bir insan ne kadar yaşamış oluyor hayatı, belki hiç kırılmıyor belki hiç incinmiyor, hiç aldatılmıyor. Ama yaşamıyor.Yaşayanları seyrediyor sanki kendi yaşarcasına akıl veriyor, ona tanınmış süreyi sözde yaşıyor.

Hangi yaşa gelirseniz gelin hep bir şeyler öğreniyorsunuz hayattan. Size sürekli bilgi yüklüyor.

Kocaman hayat tiyatrosunda rolleri üstlenmiş gidiyoruz görevler belli giriş çıkış zamanları belli. Biz bilmiyoruz ama hepsi Yaradan tarafından hazırlanmış süper bir kurgu, süper bir mekanizma.

Haziran yazın başlangıcı. Okulunu bitirme telaşında öğrenciler, yazlığında soluk almak isteyen yazlıkçı telaşı, evlilik telaşı, doğum telaşı. Her ne telaş içinde olursanız olun tüm telaşlarınız mutluluk üzerine olsun, aşkla meşkle geçecek güzel yazlar olsun.

Temmuzda görüşmek üzere sevgiyle kalın.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
3.06.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.