Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

KUTSAL HİLÂL TOPRAKLARININ OĞUZLU ATALARI

“Hilâl”, ayın kutsal olan halinin adıdır.
Bir güneş ülkesi olan Çin’de hilale Sali denir. Tao(Doğu) inanışının tanrısı ise Leus/La-os’tur. Leus ile Laz sesdeştir. LAZ sözcüğü sağdan SALİ okunuşludur.
Antik Asya toplumlarında Sali, Ay’ın hilal hali olmalıdır. Sali’den dönüşerek, Soli, Seli, Şali, Salli, Zeli, Sili, Zili, Zile, Şile, Sali-li, gibi sözcüklere ulaşırız.
LAZ sözcüğüne temel olan L ve S seslerini açtığımızda Ulu-ışığ, Ulu-esi, Ulu-Od, Ulu-Oz görürüz. Ulu-ışığ, Işık Tanrıyı, yani Göktanrıyı ifade eder.

Ulu kişileri “Işığını güneşten alan ay” ile özdeşleştirmek, Oğuzlu atalarımızın önemli inanış betimlemesidir. Anadolu’da yaygın olan Sali, İslam, gibi erkek adlarında, Kutsal Hilal’e benzetmeleri görürüz.. Ay parçası olmak çok değerli sıfattır.
Kutsal Hilal, Osmanlıların, Selçukluların ve milattan öncesinde Oğuzluların temel sembolüdür. Açarsak, Selçuklu adında “Seli-Uşaki Eli” vardır, Seli-Çağa-ili olarak dönüşür.
Hilal ile güneş aynı kareye yerleştiğinde bu çok değerli işarettir. 1.Artemis’in Efes’teki heykelinde göğsünde (iman tahtasıdır) hilal vardır.

Antik Efes mezarlarında yine yukarıya bakan üç tane çelenk şeklinde hilal vardır. Hilal sembolleri arkeologlar tarafından tam değerlendirilemediği için böyle lahitlerin çoğu halen daha orda burda otların arasında veya cami bahçesinde su deposu olarak kullanılmıştır. Kuşadası Kaleiçi’nde caminin bahçesinde üzerine madeni kapak örtülmüş halde, bir kenara atılmış olan böyle bir lahitin çeşme olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Camiye yeni musluklar yapılınca artık kullanılmadığı anlaşılmaktadır (Temmuz 2010). İzmir Tire’de de böyle çeşme vardır.
(Çelenkli Lahit için bkz: http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=13119&start=120)

Kutsal Hilâl, Mısır’dan Horasan’a, ordan İstanbul’a kadar üzerinde yaşadığımız bereketli toprakların da antik adıdır. Batının zengin devletleri hep bu toprakları yağmalayarak var olabilmişlerdir. Hilâl şekline benzetildiği için bu adın verildiği akla gelebilir, ancak bu adlandırma antik toplumlarda geçerli değildir. Bölgemiz, kutsal buğday için kadınlı erkekli savaşan, parasında ve göğsünde Hilal olan Sümer (Mar-soylu) halkının toprağıdır.

Atalarımız, yağmacı batıya karşı direnirken bu semboller ellerinde savaşıyorlardı. İslamiyetin sembolü de onun için kutsal Hilâl’dir.
Hilalin ortasında şems veya nokta, cim karnında bir nokta, Ay ve Güneş’i birlikte tasvir eder.
Hilal ile birlikte resmedilen ulu kişilerden bazıları: Hz.Ali, 1.Artemis, Azize Zeynep, Nemrut’ta Arslan rölyefi (VI.Bedri adına yapıldı) ve Parasında hilal bulunan Oğuz beyleri. Selçuk müzesinde, Efes Artemisi, boynunda Kutsal Hilal ve köleleri kurtardığının sembolü olarak kurban kestiği koç yumurtalarıyla resmedilmiştir.

Osmanlı döneminde de Türkler Anadolu’da Üç Hilal sembolleri kullanılmıştır:
1793-1844 Osmanlı Halifelik Bayrağı, yeşil (buğday) üzerinde sarı hilal ve güneştir.
Osmanlı askeri birliklerinde bu semboller uzun süre kullanılmıştır. 1517-1844 arasında kırmızı yeşil ortasında üç sarı hilal,1453-1844 arasında kırmızı üzerinde tek hilal.

Kutsal Hilal inanışlı iki Sümer-Oğuz devleti olan, Selevkos ve Bazileus İmparatorluğunun sembollerinde yine hilal görüyoruz. Örneğin, Nemrut tepesindeki Arslan heykelinde ve MÖ.109’da Birleşik Oğuzlu ordularının başına getirilen Potomyalı VI.Büyük Bedri’nin parasında olduğu gibi. MÖ.305’de Amasya’da Mazeus Mitridate (MeteOğuz BedriDade) tarafından kurulurken de bu semboller vardı.

Mazeus Mitridate’nın Efes’i Atina yağmacı askerlerinden kurtarışının anısına yapılan görkemli zafer takı Efes’te, Artemis anıt müzesi ile yan yanadır.
Adıyaman Kahta’da Selevkos (Sele-u Kos) ve Rize Potomya’da Bazileus (Bazi-Leus) Uygarlıklarının ulu ataları aynı sembolleri neden kullanıyordu artık bunu anlayabiliriz. Kutsal Hilal inanışı gelmeli aklımıza.

1.Artemis’in kardeşi Smerdis’in oğullarından gelen yöneticilere MitriDate denilirdi, dedesi Bedri demekti. Pantus (PanAtası) diye de bilinen Bazileus İmparatorluğu onların devletiydi. Yani, Potomya’da büyümüş olan VI.Mitridate, SÜMERATASI olan SMERDİS’in soyundandı. Ki, Antep ZeugMa müzesindeki MHTİOKS adı, MohtiOğuz diye okunuyor. Potomya’nın dağlarında, dağlarımıza kutsal isim verme töremizi görüyoruz; iki önemli dağdan biri Kible, diğeri Ayane’dir, ay ve güneş yan yanadır orada.

Lazopo Susalı 1.Artemis’in kendi oğullarından gelen Sele-v-Kos (OğuzHilali) yöneticilerine AntiKos (AnasıOğuz) Hanedanı denirdi. Selevkoslar yenildikten sonra kurulan devletin adı Sasani (SusaAni) Uygarlığı oldu. İslamiyet, Kutsal Hilal toprakları üzerinde Sasaniler (220-670) zamanında doğdu. O nedenle, Anadolu kültürünün kendi inanışıdır İslam. İslam sözcüğü içerisinde SELİ-MA, Esiği Ulu Ma, Ma-Las, yani “Benim Ulu Işığım” vardır. (Lazca bilenlerin dikkatine.)


Mahiye MORGÜL
28.07.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 




Resim 1

Resim 2

Resim 3

Resim 4

Resim 5

Resim 6

Resim 7
 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.