PARA, PARA, PARA… DOĞAYI ARAMA!
Sizlerle bu kez, sevgili babam Sabahattin Akıncı’nın (Sevgi Denizi-Şiirler 1995, İstanbul) 90’ların bir modasına yine şiirsel yaklaşımını paylaşmak istedim.
O yıllarda pek çok ocak sönmüştü anımsadığım…
KAHVE SOHBETİ - DOKUZYÜZ İLLETİ
İcat olalı telefonda
Şu meşhur dokuzyüz dokuzyüz,
Emeksiz, üretimsiz para kazanmaktan
Kalmadı pek çok kimsede kızaracak yüz.
Televizyonlar, gazeteler reklamları ile dolu,
Anlamsız sorulara cevap verme
Çağımızda para kazanmanın yolu oldu.
Televizyonlar arasında bir yarış başladı,
Maçı, aşkı, yarışı bilene ödül verme
Şimdi de bilmece yöntemine kaldı
En ciddi programlarda bile sunucu,
Dokuzyüzü ile giriyor birden araya
Güzelim konular dönüyor maskaraya
Bir taraftan kimi, ALIN TERSİZ, DERTSİZ
Gelir yolu buldum diye seviniyor,
Öte yandan ailesinden habersiz,
Çocukların merakından doğan milyonluk faturaları
Ödemekten ana babalar dövünüyor.
Toplumca tanınan, tanınmayan hanımlar
İhtiyara, gence açık saçık hikayeler anlatıyor,
Binlerce lira karşılığında
Üç beş kelime fısıldayarak, saf yürekleri
Hop hop oynatıyor.
Bir bakıyorsunuz, televizyonda sunucu;
“Hangisi kazanacak” diye telefon kodunu
Ikına sıkına açıklıyor,
Durup dururken vatandaşın şansı zorlanıyor.
Sonunda hem idare, hem de kişilerce
Hiç yoktan milyonlar toplanıyor.
Hani bir EMEK karşılığı, bir Üretim sonucunda
Para kazanmak en AHLAKLI yoldu.
Neden şimdi dokuzyüzlerle para kazanmak
Açık gözlerce hüner oldu.
Sakın hiç kimseyi kızdırmasın, gücendirmesin
Bu sözler, bu duygular,
Ne var ki bizde doğru söyleyeni
Dokuz köyden kovarlar.
Allah için söyleyin, dokuzyüzle topluma,
Ne bir kültür, ne bir bilgi, ne bir inanç veriliyor,
Para getiriyorsa bir buluş, gerisi BOŞ deniliyor.
Meraklılar aşkını, falını, sağlığını, siyaseti soruyor,
Bir sürü boş laflarla açıkça kandırılıyor.
Hele bir de sunucu, gereksiz yerde,
“Bizi izlemeye devam edin” deyip; araya
Reklamı, dokuzyüzü sokuyor,
Zorbaca, seyircinin İRADESİ ESİR ALINMAK isteniyor.
Yarım saat yayının ardından on dakika
Artık illallah dedirten REKLAM ÇAĞINA ayrılıyor,
Bu arada golü kim atacak, kim kazanacak diye
Seyircinin kafası gözü yarılıyor.
Kanalı değiştirsen bir türlü, kapatsan bir türlü,
Neticede tuş olup canından bıktırıyor.
Nasıl ki bedava sirke baldan tatlı ise,
Büyüğünden küçüğüne kadar hünerli olanlar
Mesleğini buraya kaydırıyor.
Darılmayın, sayın baylar, bayanlar,
Cami önünde mendil açılıyor,
Dokuzyüzde de laf ve dil kullanılıyor.
Bari devletin resmi televizyonu yapmasın bu hüneri
Diken diken olmasın seyircilerin tüyleri,
Tüm ülkeyi saran şu doküzyüz dokuzyüz illeti,
Bakalım ne zamana kadar yiyip tüketecek Milleti.
18 Haziran 1992 SA İstanbul
Ne kadar da bugünlere başlangıcı anlatıyor değil mi?
Dokuzyüzler bitti/bitirildi aileler felaketlere maruz kalınca ama
SMS ler başladı ya da Internette sörfler...
Para kazanmanın yolu iyi açıldı bir kez,
İnsanlık kalktı rafa, kandır kandır at cebe,
Helal kazanmak niye!
Son furya “yarışmada siz kazandınız” diyerek
Kontür harcatırken kazanmak.
İnsan aldatarak kazanılan paranın
Gidilince cennet değil tabi ki cehenneme,
Vergisini vermek gerek değil mi?
Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM 25.08.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|