KURABİYE KIZ'IN VEDASI
Her sabah olduğu gibi başladı aslında gün, erkenden uyandı ev ahalisi. Herkesin ayaklanması ile başlayan tatlı karmaşa, kahvaltı hazırlığı, işe yollanan koca, ‘hadi gelll oynayalımmmm anneeeee…’ Daha afyonu patlamayan annenin yüzüne zoraki yerleştirdiği gülümseme ile başlayan oyunlar.
Garip bir durgunluk vardı bende , böyle zamanlarımdan hep korkmuşumdur. Hep dualar okurum kendimi rahatlatmak için.
Gelen telefona yalan diye haykırdığımı biliyorum. Şaka yapmayın böyle tatsız şaka olmaz.
Sonrası film şeridi gibi, acıklı ama kaçınılmaz film şeridi.
Hepimizin hayatında bu yaşına gelene dek etkilendiği, onlar ile büyüdüğü, onlarla anıları yaşanmışlıkları olan birçok aile büyüğü vardır. Direk aileden olmasa da çok yakınında olup aile gibi bildiğin insanlar.
Varlıklarından mutlu olduğun çeşitli yönlerini sen büyürken örnek aldığın yaşamında sana büyük değerler katan insanlar.
Benim yaşamımda da çekirdek ailemin dışında böyle onlarla büyüdüğüm, örnek aldığım insanlar var. İş hayatlarında başarılı, evlilik hayatlarında sevgi saygı içinde, çocukları ile ilişkilerinde özgür ama bir o kadarda otoriter. Kendimi onlarla büyüdüğüm için çok şanslı hissettiğim değerli büyüklerim.
İşte onlardan biri 1 ekim Cuma günü hiç beklemediğimiz bir anda sabah aniden gitti…..
Öyle zarif, öyle kibar bir insandı ki giyimi ile, üslubu ile, ikramları, misafir ağırlaması günlük yaşamında bile hep şık hep düzenli olan ve artık bu dönemde kalmayan asaleti ile doğma büyüme Modalı bir İstanbul hanımefendisi.
Kurabiye Kızım diye severdi beni, neden böyle söylediğini hiç sormadım mutlu oldum hep öyle seslendiğinde, sevildiğimi bildim, hep onun tarafından. Güzel bir yaşamı, harika iki evladı, birbirinden tatlı torunları ve 50 senelik evlilikleri boyunca birbirlerine hiç kırılmayan seslerini yükseltmeyen sevgi saygıyı hep korumuş saygı duyduğum çok güvendiğim eşi ile güzel bir yuva.
Böyle evlilikler kalmadı, neden mi? Artık ilişkiler çıkar çatışması içinde geçiyor, egolarını her şeyden üstte tutan yeni nesil bizler evlilik değerlerini koruyamaz oluyoruz. Saygılarımız yok, sabırlarımız yok birbirimize. Bunu başaramadığımız içinde egolarından arınmış evlilikleri olan büyüklerimizin karşısında sadece saygı ile eğilmekteyiz.
Vefat’lar, insana fani olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, herkesin fani olduğunu hiç kimsenin hiçbir şeyin ebedi olmadığını. Ebediyen kalacak tek şeyin arkanda bıraktığın iyilikler, güzel ilişkiler, dostluklar, yaptığın yardımlar, paylaşımlar, kalp kırmadan geçirdiğin evreler olduğunu.
Hepimiz yerli yersiz bir hırs içinde koşarken, aslında bize verilen zamanı ne kadar yanlış kullandığımızı hatırlatıyor, son veda sahneleri. Tabi ki yine bunu algılayabilen güzel değerlerini yok etmemiş insanlar için konuşuyorum.
İster çok zengin ol, ister fakir gittiğin her yerde, her şekilde hep aynı. Biz insanoğlu bunu unutuyor ve açlık içinde saldırıyoruz daha daha diye…
Veya bir başkasını kıskanıyoruz bende neden yok diye… Böyle yaptıkça yaşamı ıskalıyoruz aslında. Bir elin bile parmaklarının aynı olmadığını düşünemeden..
Oysa, sen son yolculuğuna çıkarken arkanda kalanlar, bu fani dünyada kalacak ve en sevdiğin eşyanı bile yanına alamayacaksın.
Tabi ki hayatın bize sunduğu zamanı yaşarken elimizden geldiğince iyi yaşamalı ve birbirimizde olanları kıyaslamadan yapabildiklerimizle renklendirmeliyiz zamanımızı.
Alabildiğimiz en iyi ev’i, oluşturabildiğimiz en iyi yaşam mekanlarını, misafirimize değer verdiğimizi gösterecek takımlarımızı, giyimimizi kuşamımızı ve birçok bu dünyada olması gereken gereçleri elimizden geldiğince yapacağız ki, aslında hayat bunların oluşumu için koşarak geçirdiğimiz an’larda zaten.
Eğer inançlı ve ruh inceliği olan biriyseniz tüm bu evrende olup biteni değerlendirebilirsiniz.
Yaşadığınız her an için şükrederek.. Şükretmek bence birçok şey için en mükemmel ilaç.
Ruh inceliğinde olan, bu dünyanın kocaman bir sınav olduğunu bilen, tevekküllü de mukadderatı da hayatının içinde barındırır.
Bugün kendinize özel gün ilan edin, kırgın olduğunuz insanları düşünün, seni seviyorum demeyi unutmayın, söylemek için geç kalmayın, büyüklerinizle kocaman güzel sofralarda bir araya gelin, anılarınızı tazeleyin gülün, doya doya geç olmadan, yanınızda olmayan gökyüzünde bizi hep izleyenlere dualar gönderin. İçinizin ne kadar hafiflediğini hissedeceksiniz. Bu mutluluğun size neler kazandıracağını tahmin bile edemezsiniz.
Sağlıkla…….Sevgiyle….Daima Şükrederek…………………….
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 10.10.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|