SONBAHARDA SANAT
Sanatçı arkadaşlarımla bir sergi sonrası yorumlarımızı yaparken, çok kıymetli bir arkadaşım “bir sanat sitesine üye olabilmek için başvuruda bulundum. Cevap gerçekten çok enteresan geldi. Sanat sitemiz için çalışmalarınız yetersiz görülmüştür.”
Bahsi geçen arkadaşım akademiden mezuniyeti sonrası yurt içinde ve dışında sergilere katılmış çok kıymetli bir sanatçı. Çok şaşırdım sitenin verdiği cevaba. Bu değerlendirmeyi acaba kim yapıyor sorusu belirdi kafamda.
Bir sanatçı hangi kriterlere göre değerlendirilir? Bir sanat sitesinde, sanatçıyı değerlendirerek eleştirebilecek yetkinlikte sanat eleştirmenleri var mı gerçekten. Bir sanat eleştirmeni kendi beğenilerini de katarak mı eleştirmeli sanatçının eserlerini.
Son yıllarda internette büyük bir hızla oluşturulan sanat siteleri ne kadar seçiçi. Yoksa televizyon kanallarının kaliteden ödün verdikleri, sadece “çok izlenilebilir” kalitesiz programlar yaptıkları o elim dönemi mi yaşıyoruz sanal sanat âleminde.
Sanat siteleri çok fazla ama aynı zamanda uzun yıllar ayakta durabilen kaliteli sanat siteleri az. Hem kaliteyi yakalamak hem de herkesin ilgisini çeken bir site olabilmek gerçekten zor.
Sanat sitelerinde kaliteyi yakalayabilmek için gerçekten kıymetli sanat eleştirmenlerinden oluşan bir gruptan meydana getirilmeli.
Sanat eleştirmeni araştırmayı seven objektif düşünebilen, alanında uzman bir kişi olabilmeli. Sanat dünyamızın gerçekten pek çok sanat eleştirmenine ihtiyacı var. Sanat eleştirmenlerine sadece sanat sitelerinde değil, medyada, galerilerde, eğitimin beklide her evresinde ihtiyaç var. Eleştiri kelimesinin Türkçemizde değişmesinde de, işini doğru yapan pek çok sanat eleştirmenine ihtiyaç var.
Sanatçı ve eleştirmen ayrı düşünülemeyecek iki meslek grubu, ardından sanat tarihçiler geliyor.
Sanatçının söyleyeceği sözleri var. Bu sözleri yapmış olduğu ürünüyle dile getiriyor. Eleştiriyse sanatçının besleneceği damarlardan biridir. Eleştirmen bilgisi, sezgileri ve objektif düşünceleriyle sanatçıyı besler.
Sanat piyasasında tatlı bir hareketlenme var. Sonbaharla birlikte sergilerde yoğunluk başladı. Fuarlarda bu yıl farklılıklar gözlemliyorum. 2010 yılının şu son dönemlerinde ‘Kültür Başkenti’ payesini hakkıyla taşıyabilmek adına herkes çok çalışıyor. Sanatçılardan, sanat tarihçilerine, sanat eleştirmenine, eğitimcisine kadar herkes çok çalışıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kültür sanat projeleri gerçekleştiren ekibe övgülerimi sunmak istiyorum. Tahmin edileninde ötesinde çok güzel projeler gerçekleştirdiler. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinde yer alan, fikirleriyle, sponsorluğuyla destek olan her çalışana teşekkürler. Sanatın her alanında (Görsel Sanatlar, Müzik ve Opera, Kent Kültürü, Edebiyat, Sinema ve Belgesel, Gösteri ve Sahne Sanatları) çok başarılı etkinlikler düzenleniyorlar.
“Bütün proje ve etkinliklerin, 2010’dan sonraya da taşacak şekilde, sürdürülebilir olması amaçlanıyor.” İfadesinin İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı hakkında bilgi veren bölümde yer alması ne hoş. Umarım uzun yılları kapsayan proje ve etkinlikler planlanır ve hayata geçirilir.
Deniz Müzesinde çok güzel bir karma sergi var. Abra Sanat Galerisinin düzenlediği “Art&Artist 2010 İstanbul Grup Sergisi” 6–18 Ekim tarihlerinde, benimde çalışmalarımla yer aldığım bu sergiyi görmenizi tavsiye ederim.
Tüyap ta gerçekleşecek 20.Artist 2010 fuarında bu yıl bende 3stantta yer alıyorum. Barış duvarı projesinde 32 ülkeden 81 sanatçıyla birlikte, fuar süresince workshoplar ve çeşitli dans gösterileri yer alıyor. Çekirdek Sanat Atölyesiyle ve Bakırköylü Sanatçılar Derneği stantlarında yer alıyorum.
Tüm sanatsever dostlara sanatla dolu günler diliyorum.
Aylin MENEKŞE 13.10.2010
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|