Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

KENTLERİMİZDEN... MARDİN, ERZİNCAN, MUŞ

Tarihin hissedildiği kentimiz Mardin, Z.Ö. den, depremle arkadaş Erzincan, A.A.dan ve düz ova Muş H.A.dan...

Mardin, mimari, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin’de farklı dini inanışlar paralelinde sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Bir dağın tepesinde kurulmuş olan Mardin, Yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biridir. Mardin’de Ulu Cami, Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi, Mor Yusuf Kilisesi, Deyruülzzafaran Manastırı görülmeye değerdir. Mardin kalesinin içinde cami, hamam, mahzen ve birçok ambar bulunmaktadır.

Dara Harabeleri, Mardin’in güneydoğusunda 30 km uzaklıktadır. Burası Mezopotamya Bölgesinin en ünlü kentidir. Dara kent kalıntıları, kayalar içinde oyulmuş çevresi 8-10 km yi bulan geniş alana yayılmıştır. Bunlarda mağara evler vardır. Kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan, tophane ve su bendi halen görülebilmektedir. Mardin evlerinde 4 m yüksekliğe varan duvarlarla çevrelenir ve sokaktan ayrılır. Gerek planlar, gerek bezeme ve malzemeleri ile Anadolu konut mimarisinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir.

Mardin’de çeşmeler genellikle külliyelerin ve medreslerin eyvanları içerisinde yapılmıştır. Çoğunlukla bunlar kemerli nişler olarak görülmektedir. Mardin sokaklarında bireysel olarak yapılmış çeşmeler ile meydan çeşmelerine rastlanmamaktadır.

Mardin merkezinde iç içe birbirine geçen 60’a yakın mağara vardır. Bu mağaralar eski tarihlerde iplik imalathanesi olarak kullanılmış, bu yüzden halk arasında iplik mağarası olarak isimlendirilmiştir.

Mardin Kalesi eteklerinden başlayarak ovaya doğru teraslar halinde yayılan bu evler sıkışık olmalarına karşılık ilginç bir mimari yapılanmayı da ortaya koymuşlardır. Mardin’in iklimi Akdeniz iklimi ile karasal iklimin ortak özelliğine sahiptir. Yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı ve soğuktur. Geçmiş ile bugünü karşılaştırdığımızda gerçekten büyük bir gelişme kaydetmiştir. Çevre düzenlemesi açısından olsun herşey açısından büyük değişime uğramıştır. Ama tarihi yerlere dokunulmamıştır. Çocuk parkları artmıştır. Yollarda ağaçlandırma yapılmıştır. Ev sayısı artmıştır. En son onbeş katlı evler yapılıyordu.”
Teşekkürler Z.Ö. tarihten günümüze yolculuğunun en önemli vurgusu, kat sayısı artışının geleceğe getireceği doku değişimi...

Erzincan, üç bölgenin kesiştiği bir noktadadır. Kuzeyde Karadeniz (Giresun ve Gümüşhane ile) Batıda ise İç Anadolu (Sivas ile) komşu durumundadır. Doğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır. Dolayısıyla yüksekliği ve dağları oldukça fazladır. Buna karşın oldukça geniş ve verimli olan bir ovası da vardır. Fırat Nehri’nin bir kolu olan Karasu, sulamada çok önemli bir yer teşkil etmektedir.

Karayolu sadece Erzincan’da değil bu bölgemizin çoğu yerinde sorun teşkil etmektedir. Engebeli araziler yol yapımına engel olmaktadır. Bu nedenle demiryolu ulaşımı yöre halkı için çok önemlidir. Karayolları tek şeritlidir ve bazı bölgelerde heyelan riski oldukça fazladır. Uzun mesafeli seyahatlerde ise yeni havaalanı iyi bir tercih olabilir.

Erzincan şehir merkezi Türkiye’deki en iyi yerleşimlerdendir. Hiçbir yerde çarpık kentleşme göremezsiniz. Bunun medeni sürekli depremlerle şehrin yıkılıp, yeniden inşası olabilir. Erzincan 1.derece deprem bölgesindedir. 1938 ve 1993’te çok büyük iki deprem yaşanmış ve çok acı kayıplarımız olmuştur.

Şehir merkezinde halka açık iki büyük park bulunmaktadır. Ayrıca geçen yılın sonlarına doğru Erzincan’daki ilk Engelli Parkı hizmete girmiştir. Park 7000 m2 dir. Kanunlar belediyelerden 7m2 (yenisi 10m2) yeşil alan istemektedir. Bu oran Türkiye’de 5m2 iken Erzincan’da 11m2 dir. Belediye bu oranı 25 m2 ye çıkarmak için her mahalleye bir park projesi başlatmıştır. Ayrıca merkezde 48 okulun 11 inin bahçe düzenlemesi bitmiştir.

Erzincan’da çok sayıda doğal güzellik vardır. Şehirdeki mağaraları saymaya gerek yok. Fakat Girlevik Şelalesi’nden bahsetmek gerekir. Özellikle kış aylarında donmasıyla sık sık haber konusu olmuştur. Yüksekliği 40 m civarındadır. Çevresindeki bitki örtüsünden dolayı önemli bir mesire yeridir. Altıntepe, Erzincan- Erzurum karayolu üzerinde bulunan ve günümüze kadar ulaşabilmiş en sağlam Urartu şehirlerinden birisidir. 1959 yılında yapılan araştırmalarda içi içe iki kale duvarı ile korunan tapınak-saray kompleksi, mezarlar, konutlar ve çok sayıda arkeolojik eserler ortaya çıkmıştır. Kemah Kalesi, Kemah ilçesindedir. Anadolu’nun en eski ve tabii kelelerinden biri olup, kuruluşu Hitit-Urartu dönemine kadar uzanmaktadır. Sarp kayalar üzerinde kurulu olan kalenin iç içe iki kapısı olup, çevresi surlarla çevrilidir.

Ekşisu doğal maden suyudur. Bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılmaktadır. Yakınındaki kaplıca 33oC ısıya sahiptir. Kaplıca, 12 adet kapalı havuz ile halkın hizmetindedir. Bazı mağaraları da Kemah ilçesindedir. İçinde büyük buz kütlelerinin oluşturduğu sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.

Erzincan maden bakımından zengin sayılır. Çevre illerin hemen hepsi tuz ihtiyacını Kemah Tuzlası’ndan sağlamaktadır. Ayrıca mermer madeni de bulunmaktadır. İki yıl önce ise krom madeni bulunmuş ve hemen çalışmaya başlamıştır.

Osmanlı’nın sancak şehirlerinden birisi olan Erzincan’ın ilçesi Kemah’ta, çok sayıda türbe, cami, kale bulunmaktadır. Eğer tarihe merakınız varsa ya da Erzincan’ı merak ettiyseniz sizi de bekleriz.” demiş A.A.,
teşekkür ederiz.

Muş ili, anıyla şanıyla bilinen Muş Ovası üzerinde yer alır. Yani bir şehir yerleşmesinde en iyi mekanlardan biridir. Dümdüz bir yapıya sahip olan bu mekan, çok güzel işlenmiş, çok güzel manzaralar elde edilmiştir. Mekan düz olduğundan yollar dümdüz ve yeterli genişliğe sahiptir. Binalar çok düzenli sıralar halinde dizilmiştir. 1. derece deprem bölgesi olduğu için çok yüksek binalar yoktur. Genelde7 katlı binalar bulunur. En yüksek bina 13 katlıdır. Çok sayıda çok güzel parklar vardır. Hemen hemen 500 metrede bir, park görülür. Bu parklar çok güzel ve büyüktürler.

Bu parklara örnek olarak Atatürk Parkını verebiliriz. Dümdüz bir alana kurulmuş olan bu park; içerisinde havuz ve fıskiyeler bulundurur. İçerisi ağaçlar ve çiçeklerle süslenmiştir. Ayrıca güzel manzara olsun diye çok güzel yabani hayvan koymuşlar oraya. Diğer bir örnek ise bir dağın üstüne kurulmuş olan Kale Parkı. Bu park şehirden yüksek bir dağda kurulduğu için bütün şehir buradan görünür. Buradan şehre bakıldığında manzara çok güzeldir.

Bahçelere bakacak olursak, pek te bahçe açısından zengin bir il görmüyoruz. Genelde kimse bahçeye önem vermiyor. Evlerin etrafında doğal olarak yetişen bir iki ağaçtan başka bir şey görülmüyor...”
Teşekkürler H.A...

Madenleriyle zengin önemli kentlerimizden Erzincan’ın el sanatlarını da unutmamalı. Özellikle bakır işlemeciğinin güzel örnekleri her evin süslerindendir (çay merakı ve semaver gibi) bildiğim... Mardin ise tarihi kent dokusu ve gümüş işlemeciliği (telkari) ile özgün... Tarihin kalpleri kentlerinizde saygı ve sevgi ile yaşayın... Düz ovada sekmeyi de unutmayın kekliklerim...


Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
16.02.2011

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.