DÜNYA FELAKETİ…
11 Mart 2011. Dünya’da depreme en alışkın olduğu bilinen ülke Japonya’nın zor günü. 8.9 luk bir deprem ülkemizde olsa neler olurdu diye düşünmeden geçemedim bugün olanları izleyince...
Allah esirgesin hepimizi ama sanırım toprağa karışmaktan başka çözüm kalmaz. Özellikle alışık ve soğuk kanlı davranmayı bilen insanların bile paniğini görmek yeterliydi. Ulaşımın olamadığı, iş yerlerinden evlerine ulaşamadıkları, gaz kesilince ısınamadıkları, yemek yapamadıkları, haberleşemedikleri, yarılmış yolların durumu, petrol rafinerilerinde yangın ve özellikle TSUNAMİ (tsu:liman, nami:dalga yani liman dalgası). Suyun önüne geçilmez biliyoruz ama dalgaların gücü daha da felaket. Tüm Pasifik etki altında.
Bu arada bir de volkan hareketlendi Hawaii’de. Birbirini tetikleme var mı acaba? Ayrıca ayın da çekimine girilecekmiş yaklaşınca dünyaya 19 Mart’ta, bakalım daha neler olacak?! Zira her güneş ve ay tutulmasında ya da güneş patlamalarında birşeyler oluyor. Ancak bu kez farklı, dünyadaki beşinci en büyük depremmiş bu şiddette olan. Bu büyüklüğe göre ölü sayısının çok olmaması en azından biraz teselli. Allah sabır versin yaşayanlara ve kaybedenlere... “Neyse ki zengin ülke çabuk toparlanır” deniliyor ama para gücü ile insan gücü dengelenebilirse değil mi? Bakalım ne kadar sürecek hem artçılar, hem de hayata dönüş? Çok geçmiş olsun Japonya halkına ve konuklarına.
Bu arada Japon bir beyle evlenerek Tokyo’ya yerleşen ve iki kızı olan meslektaşımıza da geçmiş olsun, ailesine de sonsuz sabırlar... Umarım zarar görmemişlerdir. Önceki yazımda da belirttiğim gibi izlemeye devam edelim ve en az Japonlar kadar duyarlı olmayı öğrenelim ve önlemlerimizi bir an evvel oluşturalım. Şakası yok geliyor...
Yüce Allahımızın dediği olur ama yanına gitmeden önce yapılacakların gözardı edilmesini istemediği de bilinir. Haydi ne duruyoruz çantalarımız hazır mı? Evlerimizde eşyalarımız sabitlendi mi? Sarsıntıda güvenle korunacağımız köşelerimizi (hayat üçgeni) belirledik mi? Gaz ve elektrik gibi enerji hatlarımızı kesme ilk hamlemize hazır mıyız? Üst katların güvenliğinin alt katlardan daha iyi olduğunu hatırladık mı? Uyarıları duyabilecek miyiz? vs.vs.
Yeniden uzmanlarımızı dinlemeye başladık mı? Ülkemiz farklı fay hattı üzerinde olsa da doğa olaylarına hükmetmek mümkün olmadığına göre gereken düzenlemeleri her kentimizde, her hanemizde, her hizmet sektörümüzde, ... uygulamayı sürdürmek için ne bekliyoruz.
Doğanın beklenmeyeni,
En büyük kayıp nedeni,
Para ile de çözülemeyeni,
Rastgele geleni,
En sağlamı bile sallayanı,
Meslekleri birleştirenidir.
ve
Tesadüfe bırakılamayanı,
Suyun büyük gücünü
Uzaklara taşıyanı,
Nerede bulunulacağını şaşırtanı,
Ardına bakmadan kaçmazsan
Mesafeyi algılayamazsan
İstenmeyen sonucu getirenidir.
Su yüklü yaşam yerlerinin kötü kaderi...
Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM 11.03.2011
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|