Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

NACİ ÖZEN; ‘YUSUFELİ BARAJI MELÂNET PLANIDIR’

Yusufeli’nin yetiştirdiği değerli mühendis Naci Özen, kendisine Yurttaş Mazlum Çoruh adını koydu, başlarına sarılan büyük melanet planını bu isimle anlatıyor.
Kitabıınn adı “Kusursuz enerji(!) Planı. Kitabın alt başlığı “Bir ülke nasıl batırılır?” Ulusal Kanal’ın Ekopolitik programında iki Cuma’dır konuktu. 1 Temmuz Cuma sabahı 10.00 da canlı yayında konuya devam edecekler.

Diyor ki, “Sadece soyulmuyoruz, öldürülüyoruz! Türkiye’de 3 barajdan ikisi görevsizdir, öteki biri de tam çalışmaz, metrekarelerce vatan toprağını suya gömüyoruz.” Bu hafta planın BOP ile, devam eden Büyük Dünya Savaşı ile ilişkisini açıklayacak.

Bu melanet planının 2 bin yıllık geçmişi var, onu da ben açıklıyorum.
Değerli mühendis hemşerimiz Naci Özen’i kutlamak için ona e-posta mektup yazdım, hemen yanıt verdi. Yazışmamızı değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Çok sevgili Naci Özen,
Sizi yürekten tebrik ediyorum.
Gerçekle bir kere yüz yüze geldiğinizde artık görmemiş gibi yapamazdınız... Ondan sonrası çorap söküğü gibi önünüze döküldü, değil mi?
Bana da Mitridate konusu öyle oldu, Mozart'ın operasındaki Oğuz beyi kimdir diye ararken sonu gelmeyen bir dosya düştü önüme...
Yusufeli'ni tarihten silme cezası, bugün sular altında bırakma cezası 2 bin yıllık bir cezadır.

Tarihte Sezar'ın Roma senatosunda karar aldığı en ünlü ceza neydi, biliyor musunuz?
" Direnen şehirleri tarihten ve hafızalardan silme cezası"
Şehir yıkılır, yakılır, anıtları yıkılır, sarayların üzerlerinden tarla sürülürdü...
Roma'ya vergi vermemek için direnen, komutanları yenildiği zaman bile halkın vergi vermediği böyle şehirler nereleriydi biliyor musunuz?

O bizdik. Kolkhis (Halk-us) bölgesi, Bahriye körfezinde Askoroz limanı, Kıble ve Ayane dağlarının altında Opa Damı (Potomi-ya)... Rize, İkizdere, İspir, Fırtına Vadisi, Haydar Yaylası, Yusufeli, Artvin, Hopa, Makriyali, Batomi, hattı...

Yusufeli'nin antik bölge adı Oğuzeli'dir. Ona bu adı ŞAN olarak veren bir Oğuzlu direnişi var geçmişinde. Bir Sümer (Kenger), bir Hitit (Aziz) yerleşimiyken... Sümer; Çoruh nehrinin antik adıdır, çıktığı yer İ’si-mer /İspir adı ordadır.

Kerkin(Orkun) tersten Kin-Ger okunur, Kerkin Atası Eupatore Mitridate'nin sıfatları içerisinde buna rastladım.
MÖ.1. yüzyıl, Sezar dönemi, Sulla, Lukullus ve Pompey adlı komutanlarının Kuzey Anadolu'ya sefer üstüne sefer yaptığı yıllar...
VI.Büyük Bedri (Mitri Date), 22 Oğuz boyunu birleştiren BAŞOĞUZLU...
Efsanelerdeki Koçkoroğlu...Yusufeliye komşu Haydar yaylasında adı var. Zir Kale onun kalesidir. Yusufeli'ne geçerken Koçkoroğlu köyü de ordadır.

VI.Büyük Bedri 69 yaşına kadar savaştı onlarla, yenildiğinde onun büyüdüğü Rize, İkizdere, Kaçkarlar, Yusufeli, İspir bölgesinde 6 ay süren bir halk savaşı ile 1800 Roma askeri öldürüldü. Kendi kaynaklarında yazıyor.

İşte bu direnişin merkezindeki POTAMYA (Opa Damı) yer altı şehri yerle bir edildi, Rize Kale'sindeki el yazması Lokman Hekim kitabı ile ilk eşi Emine'ye aşk mektupları (maniler halinde, şiirler) Roma'ya ganimet götürüldü, Mozart bile o mektuplardan opera yaptı da ben(Müzikolog olarak) bunu yeni gün ışığına çıkartım.

Tarihin en büyük Oğuz beyini tarihten silmek için MİLAT ilan edildiğini, MİLLET olmuş Oğuz boylarına verilmiş ceza olduğunu, diğer adımız olan MİLET Uygarlığını yok etmek için...

Kazdıkça altından biz çıktığımız görünmesin diye artık sular altında bırakma kararı aldıklarını tahmin etmek zor değildir. Dedelerimizin kemiklerini çürütürlerken üzerimizde kayık sefası sürecekler. Su altında bırakarak tarihten silme cezası NATO'ya girdiğimizden beri uygulanmaya konulmuştur. Neden hep antik şehirlere baraj yapıldığını bir düşünün.
Bizim Amazon (Mez/Hilal inanışlılar demektir) atalarımız, Karadeniz sahilinde yenik düştüğünde kaçabilen bilim adamları ve diğerleri Mez-Opa-Damı'na, antik Silvan ve çevresine gittiler... Onlara ceza MS.70 de Neron zamanında kesildi, Korbula adlı şehir yıkıcı komutanıyla...

Bu bilgilere Antik Karadeniz araştırmalarım sırasında ulaştım. Henüz bastırmadım, kabarık bir dosya oldu.
2 bin yıl öncesinin verilmiş cezasını kesiyorlar şimdi bize. Roma'nın yani Sezar'ın o zamanki sponsorları olan Cenevizli-Venedikli Yahudi korsanları bugün Dünya Bankasının efendileridir.

Başladığını ilan ettikleri "3.bin yılın haçlı seferi" budur. Bir daha hüsrana uğramamak için çok dolaylı yollardan geldiler, ama yine kendilerini saklayamadılar. Artvin bölgesinde Kalkınma Ajan(s)ları bile kurdular, yine tıkandılar...

MÖ.63'de Rize kalesindeki yenilgiden sonra, kaledeki derin kuyulara girememişler, sadece Mitridate'nin el yazması Lokman Hekim kitabını ve mektuplarını, bulabildikleri hazineleri almışlar, kuyuların üzerlerini taşla doldurmuşlar, böyle yazıyor tarihçileri.
Kaynak; "Roma'nın Düşmanı Mitridate" (Doç.Murat Arslan'ın doktora tezi)
Rize Kalesindeki kuyuların taşlarını çıkartacak bir teknoloji bugün vardır her halde. Ama bizi burdan kaçırttıktan sonra kendileri açacaktır kuyuları... Niyetleri öyle görünüyor. İki bin yıllık bir hesaplaşmanın ortasındayız.
Yine kayaya tosladılar, Karadeniz'de yağmacılara geçit yok!
Sevgiyle saygıyla, sizi yürekten selamlıyorum.
Mahiye Morgül (26.6.2011)
(Rizeli, Em.Müzik Öğretmeni, Müzik ve Drama Eğitimcisi)

İşte gelen yanıtı:
“İlginizden dolayı sizi selamlıyorum, Mahiye hanım.
Zaman zaman, Artvin biz sitesinde ve 08Haberde yazılarınızı okuyorum. Türk Milli Eğitimine vurulan büyük darbenin farkında olanlardansınız. Bazı sohbetlerde, muhataplarıma, sizi okumalarını öneriyorum.

Mahiye hanım, verdiğiniz bilgiler benim ilgi alanımdı; amatör olarak. Lisede Tarih dersinden çok çekince, Allah, ben kuluna, Lise sonda tarihi sevdirecek bir hocayı nasip etti; İlhan Erim.

Tarihi iyi okumadan gelecek hakkında ahkâm kesmek beyhude; spor olur sadece.
Sizin ilgi alanınız, maalesef, benim uzaklaşma mecburiyetinde kaldığım bir alan oldu.
Uğraştığım konu, benim gibi kapasitesi sınırlı birini yeterli derecede meşgul ediyor.
Vediğiniz bilgiler, bana, küçük dardeşimim Kabataş E.Lisesindeki edebiyet öğretmeni Recep Usta'nın söylediklerinden aklımda kalanı hatırlattı. Eski tarihle uğraşan bir yabancının ifadesine göre Karadenizin önceki adı "Büyük Oğuz Gölü" imiş. Küçüğü muhtemelen Hazar Denizi'dir. Yazdıklarınız o sebeple ilgimi çekti.

Siz, verdiğiniz bilgilerle, Türk Tarihinin yeniden yazılması gerektiğine inananları haklı çıkarıyorsunuz. Bizim tarihimiz, bize, hep başkalarının anlatımlarıyla öğretildi. Onlar da kendilerinin yararına olanları söylediler; biz de inandık.
Uğraş konunuz, derin, keşke biraz daha genç olsaydım; belki, o konuyu da bugünkü uğraşımın yanında, ilgiyle öğrenmeye çalışırdım. Zaten iyi olmayan hafızam, açık kalp ameliyatı ve yaşım dolayısıyla kapasitesini iyice azalttı. Onun için kalanını, daha acil ve kutsal saydığım, büyük melanetin, aydınlar başta olmak üzere bütün yurttaşlara anlatımına tahsis ettim.

Sizinle karşı karşıya gelip uğraşımı daha yakından anlatmak isterdim. Bendeniz, yeni emekli edilmiş biriyim ve İstanbul’da oturuyorum.
Önümüzdeki Cuma, programın üçüncü bölümü aynı saatte, dördüncü bölümü yine cuma günü, bu sefer saat 10'00 da yayınlanacak; canlı olarak. 5. bölümün eklenmesini arzu ediyorum. Kabul ederlerse sevineceğim.

Mahiye Hanım, Artvinli okur-yazarlardan dertliyim. Belki mücadeleme katkıda bulunursunuz; onları uyandırarak. Keşke bütün Artvin'in aydınları ilgi gösterip bana 'deli' deselerdi; mutlu olurdum.
Günümüzde cezalandırma, barajlarla oluyor; çok daha radikal ve direniş gücü bırakmadan.

Kitabınız çıktığında beni de hatırlayınız.
Mesajınızı gece yarısı fark ettim; sabah tekrar okudum. Yazdıklarınızı özümsemek çok isterdim. Uğraş konumun zaafiyete uğramasından korkarım.

Selamlarımı sunuyorum.
27.06.2011- Istanbul. Yurttaş Mazlum Çoruh.”


Mahiye MORGÜL
28.06.2011

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.