Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

FIRTINALAR KOPARSA KOPSUN… AŞK HEP OLSUN

Senenin son ayına girdik. Nasıl da hızla akıp gidiyor zaman? Bir koşmaca içinde saatleri, günleri, haftaları, ayları yakalayabilene AŞK olsun…

İçimi sızlatan, ısıtan nice anıları da beraberinde taşıyarak 2012’yi bekliyoruz.
Aman ha!!! siz siz olun lütfen negatif düşünceleri çağırmayın. Bir yanınız inanmasa da yeni senenin yenilikleri de beraberinde getireceğini ama bu yeniliklerinin pozitif olacağına inanın.
Bir harita alın elinize dünyaya bakın, hiçbir tarafı dümdüz değil, karalar dağlar, denizler girinti çıkıntı, hayat böyle bir şey. Engebeler, tümsekler ve düzlükler var. Hepsi iç içe geçmiş. Her şey karmakarışık, her şey iç içe.

Ben uslanmadım, akıllanmadım bu gidişle pek de niyetim yok gibi. Duygusal bir kadınım ben; hep iyi düşünmeye alışmışım. Yokmu benimde canımı acıtan olaylar, insanlar, üzülmüyormuyum sanki birçok şeye, daha iyi daha iyiye diye çırpınmıyormuyum hayatta?

Tabi ki var, tabi ki üzülüyorum hem de gözlerimden yaşlar nice tsunami’lere bedel ağlayarak, tabi ki koşuyorum hayata iyiye. Duyduğum bir şarkıda, baktığım fotoğrafta, gün batımlarında hayatıma renk katmış olaylar, insanlar, çiçekler, böcekler, an’lar, anılar ile ve gelecek için yapabildiğim planlar ile olmasını istediklerim ile yürüyorum.

Koca seneler geçiyor, ben anılarım ile, anlarım ile geleceğe yürüyorum. Hani derler ya geçmişi olmayan geleceğe yürüyemez diye işte bende öyleyim.
Şükrediyorum yaşadıklarıma, aileme, dostlarıma, arkadaşlarıma. Benle olanlar ile, benden uzakta olanlar ile. Besleniyorum onlar ile…

Öyle insanlar var ki hayatımda beni benden daha iyi tanımış, çözmüş, yanlarında bir o kadar gerçek ben olduğum. Hayatta en değerli şey sanırım böyle dostluklar kazanmak. Hani bir şarkıda olduğu gibi ‘FIRTINALAR KOPARSA KOPSUN SEN VARSIN YA’ neler yaşamışsınızdır onun ile, kavgalar etmiş, belki zaman zaman küsmüş ama her barışmanızda sımsıkı temeller atılmış kardeş gibi kenetlenmişinizdir.Öyle bir dostluk öyle bir arkadaşlık varsa hayatınızda art niyetsiz, çıkarsız siz hayata 1-0 galipsiniz zaten.

Seçimlerimizin çoğunu biz yapıyoruz genelde. Doğrusu ve yanlışı ile. Hayata iyi bakmak iyi yaşamakta, kötü bakmakta elimizde. Power biziz aslında. Enerjimizi nasıl kullanmamız gerektiğini bilmemiz yeterli.
Para yaşam için çok gerekli, hele de iyi bir yaşam için. Bunu kabul etmemek yanlış olur ama ne paralara sahip olup da mutlu olmayan, hayata güzel bakamayan insanlar var. Yaşadığını sanan ama yaşamayan bir çok insan.
Çok parası olup hayatını hoyratça harcayan da, o kadar aç, muhtaç çoluk çocuk varken kullandığı arabayı beğenmeyen, yediği yemeği eleştiren, hizmet edeni hor gören de var.. Bunlarda maalesef insan.

Sağlık çok önemli, parası olup da sağlığı yerinde olmayan bir insan nasıl mutlu olabilir. Elimizdeki değerleri, yanımızdaki insanları sarıp sarmalamak lazım. Hazine gibi değerli dostlukları korumak, karşılıklı paylaşmak lazım. Hayat karmaşık, hayat dolu ve engebeli bu yolda yürürken tek olmamak, güzel sağlam dostluklara yelken açmak lazım.

Yeni yılı beklerken hep kendi kendime konuşurum ben; neler bekledim, neler yaşadım, nelerde mutlu oldum diye?
Birçok şey öğrendim yaşadıkça ve eminim birçok şey daha öğreneceğim yaşamım devam ettikçe.
Hani derler ya, birlikteliklerde aynı zevklerde olacak eşler diye…
Yok efendim böyle bir laf; beraberlik yan yana bitki gibi yaşam, aynı bardaktan su içmek filan değil ayrı zevkleri, ayrı hobileri aynı çatı altında saygı ve sevgi ile harmanlamak olduğunu öğrendim.
İyi bir çiftin ilişkisinde, birbirini yok etmeğe çalışmaları yerine, birbirlerini anlamak olduğunu gözlemledim.
70 kusur yaşında saygın evli çiftlerin mutluluğunda hep hürmet olduğunu, anlayış olduğunu, kimin ne zaman susması gerektiğini çok iyi bildiklerini gözlemledim. Güne olumsuz düşüncelerle başlayanın gün ve hayat akışının bozuk olduğunu gözlemledim.
Canınızın çok sıkkın olduğunda hayat size gülmüyor diye düşündüğünüz anda mutlaka zamanınızı bir çocukla geçirmeniz gerektiğini öğrendim.
Çocuklar sizin bakış açınızı inanılmaz değiştiriyor.
Bir çocukla zaman paylaşırken onun gibi görüp onun gibi düşündüğünüzde hayatın ne kadar güzel olduğunu öğrendim.
Ben seneler önce kaydedilmiş bir kaseti (kaset şimdi tamamen antika olmuş bir şarkı çalar) dolabın içinde bulup ne vardı içinde dediğimde aşık olduğum adamın karşımda durduğunu bir kez daha öğrendim.
Hayata nasıl bakarsan onunda sana öyle baktığını öğrendim.
İşi işte bırakabilmeyi asla mırmırlanmamayı, evin insanın kendi cenneti olduğunu öğrendim.

Elindeki değerleri, aileni, dostlarını sımsıkı sarman gerektiğini ve bunu hiçbir sebep yokken dahi onlara da göstermen gerektiğini öğrendim. Hayat an’larda ve çok kısa.
Bu kısalığı elinden geldiğince uzun yaşamak gerektiğini öğrendim.
İnsanın içinde çocuk ruhunun mutlak ve mutlak olması gerektiği öğrendim.
Ne kadar çocuksan o kadar yaşlanmaktan uzaktasın onu öğrendim.
Biri hakkında bir karar verirken mutlak onu da dinlemek gerektiğini öğrendim.

Uyandığında ister çok erken, ister geç ilk cümlen kendine ‘günaydın’ olmalı.
Pozitif bir çekim sana günü aydın yapabiliyor.
Sürekli her şeyi eleştirenlerin, aslında kendilerini eleştirdiklerini fakat bunu kabul etmediklerini öğrendim.
Eline sağlık, teşekkür ederim, beğendim, iyi günler, hoşça kal gibi sözcükleri kullanamayanların kendilerine de faydaları olmadığını öğrendim.
Aşk her zaman seni gelir bulur, sen kalp gözünü kapamadıkça onu öğrendim.
Hayat AŞK’sız çok renksiz.
Benim renk paletimin çok renkli olduğunu gördüm. Zira etrafımda sevdiğim aşık olduğum o kadar çok nesne, insan, olay var ki… Şükrettim.

Ve en önemlisi çok sevdiğim bir dostumun şu cümleleri oldu; Güneş her gün doğacak ama sen bir kez. Hayatın değerini bil ve yaşa…

2012 yaklaşıyor, geri sayım başlamışken hepimiz süper bir temizlik yapalım hayatımızda.
Kullanmadığınız ve artık küflenmiş ne varsa atalım …
Ben yapmaya başladım, meğerse evimde ne çok atılacak obje varmış. ‘Eskici Gasbar’ olmuşum da haberim yokmuş, hep kullanırım diye neler saklamışım. Size şu kadarını söyleyebilirim boş cam kavanozlar, bir dolu poşetler, kutular bile itina ile saklanmış…

Sevgili Kocam gözün aydın dilinde tüy bitti ama bu sefer başarıyorum. Bu giymediğiniz uzun seneler dolap bekleyen kıyafetleriniz olabilir, ayakkabılarınız, çantalarınız, kullanmadığınız bardak, çanak olabilir, bir dolap dolusu ya bir gün işime yararsa diye saklanan yığıntılar, ve en önemlisi eskimiş ve size sadece üzüntü veren anılar!!!.. ATIN. HEMEN ATIN.

Hepimize çok ama çok iyi yıllar diliyorum, barış huzur ve bereket dolu yarınlar diliyorum.

Evlatların hiç ağlamadığı, açlığın savaşın olmadığı gelecekler istiyorum. Sevgili ailem, Her yükümü, kaprisimi çeken ama bir o kadar da beni seven Sevgili Kocam, Beni Annelik gibi büyük bir mertebeye ulaştıran biricik ASLAN OĞLUM, canım arkadaşlarım, Can Dostlarıma ve SANATSAL HABER’in değerli okuyucuları SİZ’lere nice mutlu yıllar diliyorum.

Her şey gönlünüzce olsun. Gelecek sene görüşmek üzere…
Hep sevgiyle kalın.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
9.12.2011

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 









 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.