SUYU BIRAKIN
Bir yılı bitirirken düşündüğüm gelecek kadar geçmiştir de. Neler bıraktık bakalım?
Yüzümüzü güldürenler kadar canımızı sıkanlar, gözlerimizde yaş olanlar, kahkahalar, eğrisi, doğrusuyla akan hayat.
Bu yazımızı daha evvelki bir tarihte kaleme aldığımda ekleyeceğim yeni iyi/kötü olayların neler olacağından habersizdim. Bu yıl sanat ortamında aklımda kalanlar güzel olaylardı. Benim için (izleyici olarak) keyifli geçtiğini söyleyebilirim. Ama bir sanatçı olarak, daha yapılması gereken ve yaşanması gereken çok şey olduğunun bilincindeyim.
Salvador Dali, yeniden İstanbul’da. Tophane-i Amire’de açılan sergi 23 Şubata kadar devam ediyor. Sergi üç ana başlıkta sunuluyor; “İlahi Komedya”, “Gala ile Akşam Yemeği” ve “Sürrealizm İzleri”. “Ben sürrealizmin ta kendisiyim” diyor şanatçı, Sürrealizm gerçekten de onun ismiyle bütünleşiyor bütün dünya da. Ama benim için sürrealizm Rene Magritte’dir.
Benim için acı kayıplardan biri de sevgili hocam Prof. Şahin Özyüksel’ in vefatıdır. Türk sanat ortamı ve Akademik hayatın çok önemli ve değerli bir ismidir. Yurt dışı ve yurt içi çalışmalarıyla ülkemize çok önemli katkıları olmuş, birçok akademisyenin, sanatçının, sanat eğitimcisinin hocası olmuştur. Öğrenciliğimde beni çok destekleyen bir hocamdı, ilk sergime katılmıştı, yazılarımı okurdu, güncel çalışmalarımı ilgi ile takip ederdi. Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum yegâne insandı. Seni hiçbir zaman unutmayacağım sevgili hocam. Ailesi ve yakınlarına da tüm sevenlerine de baş sağlığı diliyorum.
O kadar çok olay unutuldu ki artık hafızamız ve toplumsal bilincimiz yok bence. Ama unutmayacaklarınız olacaktır, umuyorum. Ben küçükte olsa bir şeyi hatırlatmak isterim. Yeni yıl kararları almayı unutmayın, tabii gerekiyorsa. Gelecek güzel günleri daha da ışıltılı bulmak için geçmişin tozları ve tortularından kurtulmak gerekir. (geçmişinizi silin demiyorum fazlalıkları, gereksiz yükleri atın:) Çok güzel bir mail almıştım geçen yıl; bir hoca, üniversitede öğrencilerine hayatın ağırlıklarını atmanın gereğini çok güzel bir örnekle açıklamış. Bir bardak suyu bir sıkıntı olarak adlandırıp öğrencisine vermiş ve demiş ki kolunu uzatıp bu bardağı tut, ilk birkaç dakika çok fark etmese de ilerleyen dakikalarda kolu, sırtı, omzu ağrımaya başlamıştı dayanılmaz olduğu noktaya gelince de artık bardağı bırakmıştı. İşte bazı olaylar da böyledir ya… Suyu bırakın.
Her şeyden önce sağlıklı, sevdiklerinizle, mutluluklarla dolu, geriye dönüp bakmayacağımız, sanatla iç içe, harikalar yaşayacağımız altın yılların ilk basamağı olacak bir yıl olmasını dilerim.
Nebahat KARYAĞDI 31.12.2011
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|