USTALIK VE DOĞA
Doğa ve olayları kendi ustalığında gerçekleşirken, onun taklitçileri insanlar ise büyük bir ustalaşma yarışı içerisindedirler. Doğal varlıkların kullanımlarında nelerle karşılaşılacağını tahmin etmek oldukça güçken, taklitlerinin de ne anlamlar taşıdığını bilmek o derece güçtür. Bazen insanlar düşünceleri çeşitli şekillerle ifade ederler ki yazı bulunmadan önceki dönemlerde mağara duvarlarından elde edilen veriler en güzel örnekleridir. En önemlisi bunlara yüklenen anlamların doğruluğu ve geleceği şekillendirmede kullanılabilmesindeki doğruluktur.
Mağara duvarında görülen kafası düz ya da hareket kazandığını ifade eden ve gelişmeyi algılatan bizon resimleri örnek verilebilir. Bunun en önemli vurgusu saplantılardan uzak kalınmasıdır. Bizonların artık bulunmadığı düşünüldüğünde, resmedilen hareketin zararlı boyutuyla insanların etkilenmiş olduğu ve avlayarak yok etmek yönünde davrandıkları varsayılabilir. Ancak sorulması gereken, bizonların varlığının neye yaradığı ile, yok olmasının getirdiği zararların neler olduğunun karşılaştırılması değil midir? Dünya varlıklarının bir bütün olduğu ve içerisindeki her varlığın bu bütünde bir görevi olduğu bilindiğinde sabırla hareket edilmesi ve uyumluluğun yakalanması gerekliliği önem taşımaz mı? Herşey, herkes tam olamayabilir, ancak uyum için gereken bağlantıların kurulabilmesi ile bütünde yerini alabilir. İşte gerçek ustalık burada başlamaz mı? İşe yeni başlayan biri yanlışları için utandığından çevresinden kaçabilir ve uzak ya da sessiz kalmayı seçebilir, çırak olan karmaşık duygularıyla çevreden utanmaktan vazgeçse de ustalarına sınırlı yaklaşabilir ya da uzak durabilir, ustalar ise ancak kendileri ile yarış halindekilerle sorun yaşayabilir. O sorun ise, ustalık düzeyinin tartışıldığı, menfaatlerin çatıştığı, yetersizliklerin ortaya çıkma endişeleriyle oluşmaz mı? Hepsi doğa ile savaşmanın getirileri ve onu taklit ederken zarar görmemek için seçimler yaparken olduğuna göre, neden ustaların ardında bıraktıkları korkutucudur. Herşey doğada da bir simge oluştursa da gerçeklerle uğraşmak zorunda olan insanlar, neden simge ya da sembollere anlam yükleme gibi doğa dışı davranışlar içerisine girebilirler. Ustalık, her varlığın en ustaca değerlendirilmesi ile dengede kalmada önemli bir beceri sergilemekse, acemilere ve çıraklara yol göstermede de yetenek geliştirmekle eşdeğer değil midir? Ustalık zamanla mı, yetenekle mi ya da ikisinin kullanıldığı bir öğreti süreci ile mi oluşur? Yorum sizin! Her usta kendini tanımlamak, anımsatmak ister ki doğada da doğal olan değil mi?
Unutulmuşken bir yerden kendini gösteren dünya olayları (deprem gibi) anımsandığında, insan yaşamında etkin roller üstlenenlerin değerlendirilmiş olması ve anımsatacak simge ya da sembollerinin ortaya konulması yanlış mıdır? Yanlışsa neden, doğru ise yanlış demek ve dengeyi sarsmak nedendir? Doğa, karmaşık denge sistemi ise içindekilerin uyumu ile sonsuza taşınmıyor mu? O zaman uyumsuzluklar neden?...
Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM 3.01.2012
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|