Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

DOĞANIN KOPYALARI…

İkiz, üçüz, dördüz, ....birbirine tam benzeyeni gördünüz mü hiç? “Tek yumurtadan” lar denseler de birşeyleri mutlaka farklıdır ki, en önemli birisi huyları diyebiliriz. Biri anadan, biri babadan belki de diğer yakınlarından geçmiştir. Kaç kuşak olduğu da bazen bilinmez. Birlikte hareket ederler ama birbirlerini tamamlayabildikleri gibi tam zıt da olabilirler... Ama en güzeli gerçek yakınlıklarıdır değil mi?

İsterseniz bir resmin üzerine ince bir kağıt koyup başlayın çizmeye, kağıdı kaldırdığınızda ne kadar benzediğine bakın ve bunu birkaç arkadaşınızla birlikte yapın. En çok kiminki benzemiş görün. İşte doğa ve doğallık böyle birşey bana göre... Doğaya en yakın kopyalananlar sırıtmadan uyum sağlarlar, diğerleri göze batmadan uyabilme çabalarını sürdürürler... Doğada herşey kendiliğinden bir bütündür ve yeni katılanların uyumluluğuyla bütünlüğü güçlenir.

Araştırma yapar, daha önce yapanın benzerini ararsın. Yeni bir şey bulmak kolay olmayan yoldur, kimse kimseye benzemeyen tekli doğum gibi. Hep orijinal aranır ama genellikle zor olandan da kaçılır. Sonuç? Uymayan ama uydurulmaya çalışılanla yaşam... Kolay gelsin....

Kopyalamalar “Dolly” ile başladı ama çok ilerilere de gidemedi bu proje diye biliyoruz!.. İnsan kopyalaması da henüz tam yapılamadı iç organlar yanısıra yüz, kol, bacak vd. taşıma dışında... Bu da son yıllarda gündeme oturdu. Ancak kimdense yüz, yaşının da görüntüsüyle ona benzedi. Ondokuz yaşındaki kişi daha yaşlı görünümü ile karşımızda ama olsun düzeldi ya yüzü yeter şimdilik... Başaranların eline sağlık, kişiye de sağlıklar... Hep iyilikle kullanılır bu teknik umarım ki, kaçak yaşamak isteyenler için güzel bir yöntem olarak sunulmaz... Kızmayın yine kötü düşündüm ama son yıllarda bu düşünceler arttı maalesef birşeylerin arkasına saklanmak isteyenlerle karşılaşılınca demek...

Kopya (sınavlardaki değil), birebir olmadıkça, örnekleme yapılıp yaratıcılık kullanıldıkça gelişmelerin temelindedir. Görülmemiş bilinmeyen birşey hayallerde kalabilir. Gerçekleştirmek hayalin gün yüzüne çıkışını sağlayacak uygulama demektir. Olanaklar yeterliyse hemen, değilse bilemem ne zaman... Ama en güzeli ortaya çıkan sonucun verdiği mutluluktur. Hele bir de hayale birebir uyabildiyse değme keyfine değil mi? Hep iyileri hayal edebilmek, kötülüklere yelken açamamak, insanlığa zarar verecek kopyalamalardan uzak durabilmek, yaşamın ve gerçek doğanın güzellikleri ile kalabilmek dileklerimle...

EY İNSANOĞLU           (Taşlama)
“Cam fanus mu sandın be birader bu dünyayı,
Hüner mi sanıyorsun cam gibi kalp kırmayı,
Gerçek kabul edersen her duyduğun olayı,
Anlarsın o zaman hem Hanya’yı hem de Konya’yı.
Renkli kabul edersen her gördüğün Rüyayı,
Acımasızdır yaşam, bulursun tüm belayı,
Sorup soruşturmadan, bastırma yaygarayı,
Görürsün bak o zaman kaç bucakmış dünyayı,
Aslını anlamadan saptırma her olayı,
Çıra gibi yanarsın, cennet sanma Doğayı.”
          S. Akıncı (1985-Girne) Sessizlik Denizi’nden


Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
6.05.2012

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.