Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

BİR VARMIŞ… BİR YOKMUŞ…

Çocukken masallar hep böyle başlardı. Hep de güzel maslar dinledik, mutlu sonlar iyilerin kazandığı hikayeler.

Pamuk Prensese götürmüştü annem küçükken, çok ağladığımı hatırlıyorum annesini kaybettiğinde prenses. Anneciğim ne yapacağını bilememiş bunların hepsinin masal olduğuna zor ikna etmişti. Seneler geçse de hep hatırlarız onunla bu anımızı güleriz.

Oysa büyüdükten sonra, hayatımızda olan hikayeler o senelerdekilere benzemiyorlar.

Bir varmış… Bir yokmuş diye başlıyorlar ama içinde, sonunda kötü olaylar ile savruluyor. Büyük aşklar aniden bitiyor veya ikmale kalıyor, iş hayatlarında güvendiğin dağlara kar yağıyor arkandan bıçaklıyorlar kural kaide dinlemeksizin, dostluklar para ile ölçülüyor paran varsa kral sensin misali.

Ufak sevimli sıcak yuvalar yerini mutsuz, sevgisiz ama bol paralı geniş gösterişli evlere dönüştürüyor.

Çocuklar büyüklerine saygı duymadan hayata sadece kendilerini düşünerek devam ediyor, toplum içinde aile sevgisi çocuk sevgisi en yeni teknoloji ürünlerine sahip olmak olarak algılanıyor.

Hayatımıza değer katan bize yaşamın anlamını saygıyı öğreten büyüklerimiz artık BİR VARMIŞ… BİR YOKMUŞ oluyor. Bayramlar, büyük aile yemekleri, birbirine alınan manevi değerleri olan hediyeler anılarda kalıyor, kaldı bile.

Hayat değişiyor, insanlar değişiyor hiç onaylamasak bile aynı pencereden bakabilmek için bizler bile biraz biraz değişiyoruz. Tabi ki zorlanıyoruz bu arada kalmışlıktan ama hayata adapte olmak gerek.

Eski köklü aileler kendi kabuklarına çekildi, ortalıkta sonradan görme bir çok insan olunca. O asalet, asil görüntüler birbirinin aynı botoklu kadınlar ve kasıntı erkeklerle değiştirdi yerini.

Moda da bazen yürürken veya bankada karşıma çıkıyor o eski asil hanımlar beyler. Onlar hemen kendilerini belli ediyorlar kıyafetlerindeki zariflikten, yüzlerindeki kibarlıktan. Ne mutlu diyorum kendime halen arada da olsa görebiliyorum.

Siz’ler Sen olalı hayatta değişti, kıran kırana bir savaş var galibi kim belli değil.

Çok karışık duygular yaşıyorum bu bahar aylarında ben. Oysa geçmiş baharlarda hep dilime ‘’ben her bahar aşık olurum’’ nakaratları dolanırdı. Bir yorgunluktur gidiyor, enerji çıkışlarımda hatlar koptu sanırım:)) Bunların tamiri şart zira ben bu kadar yorgunluktan hoşlanmam.

Çok yakın arkadaşlarımdan biri ‘’senin doğal bir pembe gözlüğün vardı oysa‘’ dedi. Evet o pembe gözlüklerim ani hareketle kırıldı galiba tamir gerekli veya daha büyük ve yenisini almalı. Oğlum böyle düşünmüş olacak ki anneler gününde sürpriz yaparak bana harika bir gözlük aldı. PEMPE ve ÇOK BÜYÜK.

HAYAT EN GÜZEL ARMAĞAN oysa, seçimleri bizler yapıyoruz, yaşamı iyi algılamakta kötü bakmakta bizim elimizde. Bazen ani darbeler alıyoruz buda yaşamın tsunamileri az zararla atlatabilmek için şiddetini en aza indirmemiz lazım. Yapabilene…

BİR VARMIŞ… BİR YOKMUŞ… masalında aramızdan ayrılan yeri dolmayacak büyüklerime saygılarımla… Nurlar içinde yatın.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
20.05.2012

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 











 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.