Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

SABAHIN BEŞİ, BEN CİN KADIN…

Ezan sesi saat 04.20 muhteşem geliyor, gözümü aralıyorum, dinliyorum nasıl huzur veriyor.

Saat 05.oo … Uykum tamamen kaçıp, gözümü açıyorum. Beynim uyu daha çok erken derken, bedenim kendimi yataktan atıyor.

Kalkıyorum, gün ağarıyor yavaş yavaş. İçime, mutluluk/hüzün, endişe/sevinç hepsi el ele tutuşmuş şekilde geldiler.

İyi olanlar ile güne devam etmek istiyordum ama nafile bir mıknatıs gibi birbirlerine bağlılar şimdilik ayırmak imkansız gözüküyor.

Elime kahvemi aldım, gün tamamıyla ağarmıştı. Balkona çıktım kuş seslerinin bana verdiği hazzı anlatamam. Kendimi bir anda güneyde deniz kenarında buldum. Uçtum sanki. O duygu anlatılmazdı, ben Bodrum’da; sabah çok erken uyanıp sahilde kimsecikler yokken denizin dingin uykuda halini seyretmeyi severim, yürümeyi severim. İçim arınır, duygularım mixserde çalkalanır, eski anılarım yeni dileklerimle harmanlanır ben ben olduğumu anlarım.

Aşk ile yürürüm, kuş sesleri hep bana böyle kendimi, içimdeki beni yaşatır. İşte bu sabahta yine aynı hissettim. Bahçe gibi çiçeklerim ile donattığım balkonda yine Perrin’ce rengarenk yaptığım balkonumda kahvemi yudumladım.

Evdekiler uyuyordu, oğlum birtanecik aslanım, poncik ayağını dışarı çıkarmış uyuyordu. İşte gerçek sevgi buydu, içimi aşk kapladı. Dualar etmek istedim. Allah’ım beni duyuyordu o hiç uyumuyordu hep dinliyordu, konuştum cevaplarını dinledim.

Mis gibi çiçek kokuları ve kuşların şarkıları ile cevap verdi. ‘’Her şey çok güzel olacak bil bunu’’
dercesine…

Kalbim ısındı gözlerim daldı, kardeşimi istedim. Onunla konuşmak dertleşmek ve sımsıkı sarılmak istedim. Birşeyler söylemek istedim cevap vermedi kızgınmıydı bana? sevmediği birşeylermi yapmıştım neden neden?

Gözümden iki damla yaş indi ne oluyordu bana bu sabah daha 06 bile olmadan?

Gökyüzü sanki başka aydınlandı birden, yanındayım ben diyordu canımın içi kardeşim.
Masanın üstüne yaşlar düşüyordu gözümden. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim bağıra çağıra.

Kahvemden bir yudum aldım, artık gözyaşlarım bozuk musluk gibi akıyordu.
Durduramıyordum bir ara kuş sesleri de durdu veya ben duymuyordum.

Ağladım ağladım ama sessizce, sadece gözyaşlarım aktı aktı. Aniden durdum rengarenk çiçeklerim ile gözgöze geldim, hepsini sevdim tek tek. Her 10 Haziran gelirken ben kalbim, bedenim böyle arızaya geçiyor kurulmuş saat gibi hiç şaşmıyor. Depresif oluyorum saldırgan ama bir o kadar da sessiz. Sessiz ama çok derin bir savaş yaşıyorum. Bir ben biliyorum bir ben hissediyorum kimse bilmiyor içimdeki bu hali kimselere söylemiyorum. ’’Onlar beni hep çok mutlu biliyor’’ en sevdiğim maskem bu.

Hüzünler, sevinçler, aşklar, anılar karışıyor bende hatlar karışıyor bir nevi. Buda yaşamın bir yüzü işte.

Saat ancak 06.30 olmuş, ben halen tek başıma, tsunamiler yaşamaya devam ediyorum bu sabah. Demek böyle olması gerekmiş kahve fincanını ters çeviriyorum fal kapatıyorum, kendime bakacağım, iyi şeyler görmek üzere.

Bugün güzel haberler almalıyım. Güzel, sevinçli berrak ihtiyacım var, evet var.

Su yolunda akar elbet her sıkıntıda su gibi geçer gider elbet. İçimdeki fırtına neyse buda geçer.

Kuş seslerini yine coşkuyla duyuyorum, bir kahve daha içsem mi? Bu sesler beni yine kumsala ‘’tuttu fırlattı kalbimi’’ ordayım. Tüm sevdiklerim orda, aşkla bağlandığım ne varsa çok sevdim ben çok. Minicik kelebek uçuyor başımda ona sorun anlatır.

Hayat çok güzel bakmasını bilene, her adımı dert etmeyene. İnsanız bazen bir çekirdeği doldurmayan nedenlerden günümüzü zehir ederiz ama sonra bir silkeleniriz.

Mis gibi yaz kokusunu çekiyorum içime, kalk diyorum kendime kalk iyi dile, iyi iste geçer bunlar da geçer yeter ki sen iyi dile.

Yeniden uyanıyorum sanki uyanmam gereken saat şimdi gelmiş gibi bütün bu sabah rüya gibi. Sıcacık bir ses duyuyorum ‘’Annemmmm’’ bana sesleniyor, gün aşk ile başlıyor.

10 haziranları ben bütün takvimlerden sildim ben hep atlıyorum bu tarihi, hayat böyle sürüp gidiyor. Çiçekler böcekler, dostlar, sevgililer…

HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK…………. biliyorum.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
5.06.2012

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 













 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.