Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

KİM KORKAR HAİN KURTTAN!..

Bu resme Mezopotamyalıyım diyen herkes iyi baksın!
Urfa Halepli Bahçe mozaiklerinden biri… 2 bin yıl önceye aittir. Mezopotomya uygarlığının yok oluşunu tasvir eder.
Hain kurt kaplana arkadan saldırıyor… Kaplanın kalbine kılıcı vuran Aziz şapkalı Amazon kadın…

Sağ köşedeki yazıyı okuyorum: Atası Ulu Ay Opa, OPAULUAYİTİS, İlyapa Soylu… Kadının sıfatını yazmış. 6.Mitri Ded’ın başkadın savaşçısını tasvir etmiş.
48 yıl süren savaşlardan yenik çıkmışlardı. Venedik bankerleri 300 yıldan beri borç veremedikleri, bu baş eğdiremedikleri Bazileus ülkesini bitirmesi için Sezar’ı paraya boğdular. 5 büyük savaşın sonunda, Amasya’daki gece savaşından Pompeius komutasındaki Roma ordusuna yaralı olarak yenik düştüğünde esir olmamış, başkadın savaşçısı Fırtına Aba onu atına aldığı gibi o gece kendi yaptırdığı Zir Kale’ye, büyüdüğü Haydar (Ayder) yaylasına ulaştırmıştı.

Kırım’a kadar geri çekildi, kuzeyden dolanıp vuracaktı Roma’yı. Ama Kırım valisi yaptığı Rizeli kayınbiraderi hain çıktı, hazineyi çoktan teslim etmişti Lukullus’a. Öyle hainler yüzünden yenik düştüğünü yazdı kitaplar. Donanmayı topladı, karşıya geçerken fırtınaya tutuldu, zaten zayıf düşmüş ordusu önemli hasar yedi, bu talihsizlik de eklenince, işte orda, “yenik düştüğümü görmektense” dedi ve zehir içti, ölmedi, çünkü kendi yaptığı panzehiri kullanıyordu, yarı uyuşmuş kollarıyla kılıcını kavrayamadı ve kendi ölüm emrini komutanına verdi… Galiba kaynaklar burada yanılıyor, ölüm emrini başkadın savaşçısına verdi, ki bu tasvirde kılıcı tutan İlyapa odur.

Halepli Bahçe’deyiz bugün, Hilal İnanışlı Amazon savaşçı anaların resmedildiği kutlu bahçedeyiz. Anası Ulu’lar yurdu, yani Anadolu tasvir ediliyor.
Bu tabloda çok önemli bir simge var, “yaralı kaplan” simgesi… Kalbine kama saplanmış, kanı akıyor…Bu yaralı kaplanın gözü yaşlı olan resmini de görmüştüm, şimdi bulamıyorum. Arkeolog bir dostum demişti ki, “yaralı kaplan tasviri, yenik düşen, çöken dağılan devleti sembolize eder.”
İşte bunun için aradım gözü yaşlı kaplan resmini, hiç gözümün önünden gitmemişti. Kaplanlar gibi yaralıyız son günlerde. Hiç aklımdan çıkmıyor yüreği yaralı ve gözü yaşlı kaplan…
Bakın Silivri yollarına düşen insanlara, kaplanlar gibiler, yürekleri kan ağlıyor, ama asla korkmuyorlar, çünkü devletsiz kalmanın acısını duyuyorlar. Genlerine yazılmıştır bu yenilgi dönemleri, ondan yeniden diriliyorlar!
Görüyorlar, sahte belgelerle Silivri mahkemelerinde yenik düştük, hain kurtlar her yerden saldırıyor…
Mozaikteki kaplana bakın, ona bir hain kurt saldırıyor…

….. Kürtçe HEYV, AY, antik Ayaba, Ay Opa, mozaikte…
Bozulüs Beyi 6.Mitri Ded MÖ.64’de, “yenildiğimi görmektense ölürüm” demiş, zehir içmiş ölmemişti. Ulu Ayaba (Ulu Heyv), bugüne yakın çevirirsem “Ulu Hilal İnanışlı Abla” ona yardım etmişti. Ay-aba’nın Kürtçesidir Heyv/Heva, ki Havva ana odur. Onlar, Şaman/Kuman’dılar. “Bir ruhla ulu ışığın altında kaynaşmış olanlara” Kuman/Şaman denirdi. Yani “Birliğimiz dirliğimizdir” diyenlerdi onlar.
Neresi orası; Urfa. Yani Mezopotomya şehri. Yani MEZ-OPA- DAMI denilen yerde. Başkası değiller, Mez (Hilal) inanışlılar, hilalin altında birleşenler...
Ay (Heyv) inanışlı Opa/Apo (abla ve ağabey) Yeri-yurdu/ Damı/Evi; özeti Mez-opa-tam-ya!

Yıl MÖ.70, yer Silvan, antik adı Tigran Kerti olan 300 bin kişilik kale şehir buradadır… Venedikli köle tacirlerinin, korsanların ve tefeci bankerlerin devleti olan Roma’nın saldırılarından kaçan bilim adamları ve Karadeniz’in Başoğuzlu (Bazileus) Milet Uygarlığının başkenti Potomia’dan -burası da Tigran Kerti(Kureti) gibi cezalandırılarak tarihe gömülmüştür- kaçan aslan yavruları buraya sığınmışlardı. Opotamia’dan buraya gelenler, adlarını da getirdiler, hepsi Mez (Hilal/Tur-ci) inanışlıydı zaten. Bu kale şehirde 150 yıl birlikte yaşayıp kaynaştılar. Adları Bozülüs kaldı, dilleri orda kaynaştı. Kürtçe, yani Kuretçe bir dil orada doğdu; Türkçe-Farsça-Arapça karışımı bir dil kullanmaları ondandır.

Mitri Date’nin ordusuna 22 Oğuz boyunun birleşiminden oluşan Aziz(Hitit) Ordusu der bazı kaynaklar. Tasvir edilirken Resimdeki Amazon abla gibi başlarında Hitit(İsis/Aziz) şapkaları olur. Baş Bey’in (Buğ, Hubu, Avbu/Baba) parasında Bazileus (Bozulüs) yazar.

Kısaca Mezopotamya halkı, Romalılara karşı kadınlı erkekli 48 yıl savaşan Bozülüs ordularının bakiyesidir. Bozulüs Türkmenleri denir, doğrudur. Akmenid Oğuzlu İmparatoru Kuruş’un (Kuret/Kürt!) soyundan gelen yöneticileri vardı. Mez inanışlı demek olan Med’ler o yöneticilerdi, başkadın savaşçı kraliçelerinin başında ve göğsünde Artemis’inki gibi hilal resmedilmesi ondandır.

MS.70’de, Venedik’li Yahudi köle tacirlerinin temsilcisi Roma kralı şehir yakıcı Neron, Korbula adlı komutanını saldı Mezopotamya üstüne. Önce Tigran Kerti ve Gerger viran edildi. Adının daha sonra 550 yılında Şehitler Şehri olmasına bakarsak, Turan Kureti demek yanlış olmayacak, çünkü Tur-an demek kutsal addedilen Tur kavminden olmak demektir ve Tur Kavminden şehitlerden söz ediliyor olunur ki, Efes Kuretler caddesindeki mermer lahitlerdeki üç hilaller de caddenin adını Kuret caddesi yapmakta haklıdır.

Korbula’nın yıkım orduları, daha sonra Samsat ve Perre’ye yüklendi. Samsat kalesi 10 yıl direndi, barut ilk kez silah olarak orada kullanıldı. Kale komutanı Oğuzlu Anasi-Kos idi; heykeli Nemrut terasındadır. Savaş çok çetin geçiyordu.
Korbula, mavi bayraklı elçisini Samsat kalesine göndermiş, “Verin bize Bazileus ordusundan size sığınanları, gidelim” demiş.
Cevap göndermiş başı kızıl kurdeleli Komagene’nin Oğuzlu Beyi:
“Siz bize önce safınıza geçmiş olan bizim hainlerimizi verin!”
İşte, Romalı düşmanların safına geçmiş olanlar için bu mozaikte kullanılan simge saldırı halinde görülen kurttur. “Kim korkar hain kurttan” sözünün kökeninde de bu tasvirler olmalı. Çünkü, kurt ailesinde insan gibi sıkı bir aile bağı vardır; dişi kurt sütü kesilmiş olan diğer kurtların yavrularını da emzirir, bunlar birbirini kardeş bilir, tıpkı insan gibidirler. Ancak eğer yavrulardan biri kaçırılır da insan tarafından köyün bekçi köpeği olarak büyütülürse, o artık büyüdüğü aileye düşman olmuştur, hain kurt odur.
Şimdi, kendini Mezopotomya kültürünün mirasçısı ilan eden mavi smokinli bayramlık giyenlere, hain kurta doğum günü zılgıtları çekenlere sesleniyorum:
“Düşman safına geçen hain kurtun yanında mısınız, yoksa Tigran Kuret’indeki şehitlerin torunları mısınız?”

Mezopotomya’nın başı kızıl kurdeleli atalarının kanıyla sulanmış topraklarımızı yeniden Venedik’in mavi bandıralı korsanlarına peşkes çekecek misiniz?
“Mezopotomya Uygarlığını Venedikli Yahudiler yıktı” diye yazar tarih kitapları. Eğer, hain kurtlar olmasaydı öyle olmayacaktı.

“Romalılar işbirlikçilerini bulmadan Anadolu topraklarına tefeci dükkanı açamadılar, işbirlikçilerini bulmadan köle tacirliği, borç köleliği yapamadılar” diye yazdı o kitaplar. Akmenid Oğuzlu kurucu beyi KURUŞ (Kuret), ortak atamızdır, borç köleliğini ilk yasaklayan da, faizi ilk yasaklayan da odur ve Kürt adı ondan mirastır.
Tarih kitaplarına “İşbirlikçi” demek yerine keşke “Hain kurtlar” yazılsaydı. Ama toplumsal hafızamıza yazıldı, şimdi herkesin hatırlaması için tekrar ediyorum.
Kim korkar hain kurttan!


Mahiye MORGÜL
8.04.2013

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 





 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.