BİR YILDIZ DAHA KAYDI O DA BENİM BABAM…
Çok uzun zamandır elime kalem alamadım yazmak istediklerimi hiç yazamadım. Bizim için 5 şubat da başlayan bilinmeyen denklem, koşmacalar her minik ihtimalden beklenen umutlar 19 haziranda maalesef noktalandı.
İlk defa babamın yanıbaşında otururken aldım elime kalemi.
16.06.2013 Hastanedeyiz… Uyuyor, gözleri kapalı, kelimeler anlaşılmamaya başladı birşeyler söylemek istese de çok zorlandığı belli.
‘babacığım’ diyorum ellerine sarılarak tek anladığım ‘yavrum benim’ oluyor. Dünya duruyor benim için gözlerimden yaşlar boşanıyor. Herşeyi anlıyor o sevecen adam ama artık rahat konuşamıyor. Evlatlarına çok düşkün babam tüm enerjinisi toplayarak ‘yavrum benim’ diyebiliyor.
Bugün babalar günü, bende onun yanındayım zaten hergün onun yanındayım. Ellerini öpüp sıkıca sarılıyorum kutluyoruz biliyorum.
Oldum alası böyle özel günlerden hoşlanmaz ‘öyle şey mi olur her gün bilinmeli değerler’ derdi.
Birçok arkadaşım daha çocuk yaşlarda tanıştı babasız yaşam ile. Ben şanslıyım aslında onca senemde sırtımı güvenle yasladığım hiç yanlış gelmeyeceğine emin olduğum, çok güvendiğim, saçımın tek teline zarar gelmesin diye korumaya çalışan bir baba ile yaşadım.
Hayatta sonlar var elbet, ama içim acıyor . Kolay mı gözünüzü açıp gördüğünüz, sizi artniyetsiz gerçek sevgiyle sarıp sarmalayan tek ve ilk erkek. BABA.
Öyle açık değerleri, inançları, düşünceleri olan bir adam. Biz çocuklarını din dil ırk renk ayırmadan insanı insan olarak sevdiren aydın görüşlü adam.
Nişantaşı’nın beyefendi delikanlısı, Modalı bir kıza gönül verene dek orda yaşamış sonrasında modalı olup çıkmış, giyim kuşamıma dikkat eden, intizama temizliğe düşkün BABAM.
Oğlunu 22 yıl önce kaybettiğinde ‘sen beni taşıyacaktın son yolculuğa bu acele ne’ diye hıçkırıklara boğulan dik durmak için azimle savaşan adam BABAM. Torunu olacağını ilk duyduğunda sonrasında erkek olacağını haber aldığında gözlerindeki yaşlara engel olamayan ilk banyosunu yaptırdığında göğsü kabaran adam benim BABAM.
Yavrum benim, iki tanemler benim diye sesleniyor. Her şeyin farkında iki evladına sarılıyor kimbilir belki şuan bir arada görüyor. Birimiz burada birimiz ordayız kendide çizgide belki onu anlatmak istiyor geçip kalmak arasında gidip geliyor.
Galatasaray’a düşkün babam, birkaç gün öncesine kadar bana gazetelerden transfer haberleri okutup yorumlar yapan canım Babam.
Kulübünün kürek takımda yer alıp boğazı bir uç dan uça gecen, boğazın deli sularında kulaç atan, İzmir Göztepe de yalıdan balıklama atlayarak yüzen gördüğüm en stil sahibi yüzücü BABAM.
Yazın Bodrumda torununa deniz ile ilgili bildiklerini torununa aktarırken keyiflenen yumuşak huylu, sabırlı canım BABAM.
Klasik, caz, latin müzik dinlemekten hoşlanan onlarla keyiflenen, tenis maçlarından haz alan, bizler küçükken eve gelen arkadaşlarımıza o dönemim meşhur olan şarkılarını kendi doldurduğu kasetleri çalan, hoş sohbet BABAM.
Bana, kadın erkek ilişkilerini ilk anlatan gayet medeni erkek arkadaş kavramına hoş görü ile bakan, danslarının en harika kavalyesi can BABAM.
Kısa kısa soluklar alıyor, bir sıkıntısı var gibi gelmiyor ama anlamıyorum gözümü ayırmıyorum uyuyor gibi. Arada gözünü açıyor bir şeyler mırıldanıyor.
Allah inançlarını almasın kimsenin kul ile arasında nasıl bağ kuruyor ona sığındık o herşeyin en doğrusunu biliyor ,inanç ile dua ediyorum. Beni çok kuvvetlendiriyor.
Maalesef artık yoğun bakımdayız odamızdan aldılar bizi. Konuşun bol bol diyor doktor sizi anladığını düşünüyoruz. Gözleri kapalı ağzında oksijen maskesi onu çıkarmak istiyor. Sıkılıyor maskeden elimle çekiyorum yüzünden mutlu olduğunu hissediyorum ama sonra korkuyorum hemen takıyorum. Biliyorum beni duyuyorsun her konuştuğumda kaşlarını kaldırmadan anlıyorum. O kadar çok konuşuyorum ki bana ’yeter kızım amma konuştun’ diyecekmiş gibi geliyor. Keşke dese keşke…
Ben salatalara nasıl bakacağım zira o kadar lezzetli o kadar keyif alarak yapardı ki artık o lezzet ve tat bulunabilirmi?
O kadar çok anım var ki, o kadar dolu, bir o kadar yoğun yaşadık ki bunlarda benim en değerli hazinem. Son beş aydır birçok şey anlattı hazırladı sanki. Son yaz tatilini iyi ki birlikte yapmışız birde gelmek istemedin siz gidin diyordun kim bilirdi ki bir dahası mümkün olmayacak. Anı yaşamak ne kadar değerli işte bir kez daha anladım. Ertelememek hayatı.
19 haziran 2013 saat 20:20…
Benim babam, hayat ışığım güvenle dayandığım en doğru adam şimdi işte büyümek zamanı. Saat durdu… Beni ayaklarımın üstünde tek başıma durmaya bıraktın ama senin kızın olarak bunu da başaracağım göreceksin.
Hani demiştin ya ‘sizi çok özleyeceğim ama yukarıdan seyredeceğim’ diye oralarda oğlun ile birlikte seyredecek bu fani dünyada yaptıklarıma gülüp duracaksın. Hay deli kızım diye.
Canım Babam, elbet her şey vakit saat ile, Allah sırası ile göstersin. Bugün seninle vedalaştık ama ben hazır değildim ki hoş insan ne zaman hazır olur böyle şey onu da bilmiyorum saçmaladım işte.
Daha torunun çok küçük sizden öğreneceği bir dolu değer vardı. Ben ona nasıl onda acı iz bırakmadan anlatacağım durumu?
Her Baba çok değerlidir, Her Anne çok değerlidir bizleri biz yapan onlardır. Nurlar içinde yat babacığım ben seni çok sevdim çok seviyorum güzel adam. Biliyorum her daim yanımda olacaksın yine her zaman yaptığın gibi.
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 29.06.2013
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|