Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ALPARSLAN IŞIKLI HOCAMIZI YİTİRMENİN ÜZÜNTÜSÜYLE…

Halkçı İktisatçı nasıl olunur, bunun profesörü Alpaslan Işıklı hocamızı yitirdik. Adı gibi ışıklıydı, Kemalizm’i çok iyi özümlemişti. Kemalizm tanımını Mustafa Kemal öğretisinden alır, “Kemalizm devlet sosyalizmidir” derdi. Kimi Atatürkçüler onu anlamakta zorlanmışlardır.

Mustafa Kemal’in “Sosyal devlet” anlayışını çok iyi kavramıştı. 27 Mayıs Anayasasının Sosyal Anayasa olması için ne çok katkı verdiğini burada anlatmayacağım.
Alpaslan Işıklı hocamızın bende çok özel bir yeri var. Kamucu eğitimin adım adım ortadan kaldırılışından o da rahatsızdı. Eğitimin piyasaya atılmasıyla görevli Mesleki Yeterlilik Kurumunun yasasını deşifre etmek için verdiğim uğraşta bana destek vermişti. Bunu konuşmak üzere Ulusal Kanal’da yaptığı “Halkçı İktisat” programında beni konuk etmişti, bin kere teşekkür ediyorum.

Tandoğan ve İzmir 2007 Cumhuriyet Mitinglerinin konuşmacılarındandı. 14 Nisan 2007 konuşmasını izlemek için:
http://www.youtube.com/watch?v=XSIkeLSDR1E

Bakü’de Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurulmasını ilk önerendi ve önerisini gerçekleştirmek üzere Bakü’de konferans düzenlediğinde ben de oradaydım. Suay Karaman ile birlikte kurduğu Tüm Öğretim Elemanları Derneğinde, direnen üniversitenin sözcüsü oldular. Keza yetiştirdiği öğrencilerden Prof.Yıldırım Koç, bugün ülkemizde yaşayan en değerli İşçi Hakları sözcüsüdür.

Alparslan Işıklı hocamızı yitirmenin üzüntüsüyle, ailesine, öğrencilerine, mücadele arkadaşlarına ve ulusumuza baş sağlığı diliyorum. İnanıyorum ki, ışığıyla yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.
Onun yolundan giderek, halkımızdan saklananları anlatmaya devam edeceğim.

…….

Pedagojik formasyona neden veda?
Ders kitaplarından bilim esirgenirken, öğretmenlik mesleği de yok ediliyor. Öğretmen yetiştirme programlarını kapatıyorlar. Pedagojik formasyon yerine internet kullanma sertifikası verileceğini bakanımız ilan etti.

“Bilgiye erişimi kolaylaştıracağız” demişlerdi. İşte, eğitim yok, bilgiye erişim var! Okula da öğretmene de gerek yok.

Okullar ilk dört yıldan sonra buharlaşıyor, ders başına sınıf atlama sistemine geçirildik. Halka açıklanmadı ama genelgesi okullara gitti. Bunları halkımız takip etmediği için Milli Eğitim Bakanı bu hafta ne dedi kulak veren olmuyor. Kulak veren olsa da öncesini bilmediği için anlayamıyor. Son söylediklerini açalım, ne getirecekler bakalım.

*”Öğretmenin sınıf geçirdiği notlar bizim için güvenilir değildir, biz kendimiz sınav yapacağız.”
Yani; ders başına sınıf atlama sınavları merkezden yapılacak. Yani; daha fazla sınav sistemi geliyor! Daha sonrası, yerel yönetimlere devir ve İngiltere gibi belediyelerde sınavdır! *”Öğretmenlik formasyon sertifikasını kaldırıyoruz. Bunun yerine internet kullanım sertifikası getiriyoruz.”

Yani; sınıfta çocukla yüz yüze gelerek öğretmek üzere değil, internetten video kamerayla öğretmek üzere sertifika alacaksınız. İnternet kullanma tekniğini, slaytla anlatma, görsel sunum yapma teknolojisini vb öğreneceksiniz. Sonra da, sizden bilgi satın almak isteyen çocuk olursa, ona parası kadar konu aktaracaksınız. Çocuğu “öğrendi mi” diye sınav yapmak sizin işiniz değildir, onu biz sınav yapacağız... Böyle diyor Eğitim Bakanınız.

Burada bir daha sizi kandırıyorlar. Biz dediği kendisi değil, “Sınav Şirketleri Piyasası”dır. Merkezi sistem sınav kalkıyor, “itibarlı sınav şirketleri” piyasası geliyor, bunlar için piyasa dersanelerden temizleniyor, bundan sonra bu piyasadan eğitim şirketleri ve sınav şirketleri para kazanacak. Bu piyasayı yaratmak üzere 1995’den beri SPAN Amerikan eğitim şirketi ülkemizde işin başındadır. 2006 yılında 5544 sayılı bir yasayla Mesleki Yeterlilik Kurumunu getirdiler, bu kurum özenle korunuyor ve gözden uzak tutuluyor.

Deyin ki, çocuğunu seçkin bir okula kayıt yaptırabilmek için onu sınava hazırlamak bitiyor, dershaneler kapanıyor, yerine sınav ve kurs şirketleri piyasası geliyor. Sadece sınavla giriş Özel okullara olacak, onlar da kendi sınavlarını kendisi yapacak. Bu iktidar ve bu Milli Eğitim Bakanı bu işle görevlidir. BOP’un eğitim ayağında bu var. Eğitimin amacına “Küreselleşmenin gerektirdiği eğitim programlarını uygulamak” maddesi eklenmedi mi?

Öğretmen yetiştirme eğitimi parçalayarak o da küresel piyasaya atılıyor, yani “eğitim açılımı” tamamlanıyor. Böylece yaratılan eğitim sektöründe her bir parçadan bir başkası para kazanır. Örneğin öğretmen kendi evinde internetten veya eğitim şirketinde sözleşmeli öğretmenlik yapar, bu durumda şirket patronu ondan teknoloji sertifikası isteyecektir.

Bu piyasacı model sayesinde, taşrada oturan bir veli de çocuğuna İstanbul’daki bir eğitim şirketinden video kameralı kurs aldırabilecektir. Ya da Londra’dan, Paris’ten…

2007’de İrfan Erdoğan adlı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı buna “eğitimde eşitlik getiriyoruz” dedi. Oysa eşitlik, parası olanla olmayan arasında olur, Cumhuriyetçi kamucu eğitim budur. Bilgiyi parayla satan şirketten paran kadar bilgi satın almaya ancak bu sömürgeci kafalar eşitlik der? Adam kandırmaya devam ediyorlar.

Gerçek ise şudur; küresel eğitim şirketleriyle yerli şirketler Türk ailelerini sömürmekte eşitleniyor. Bir süre sonra yabancı piyasa tamamına egemen olacaktır. Teknolojiyi daha iyi kullanan parsayı toplar. Hüseyin Çelik’in 2006’da dediği olur, devlet aradan kalkar, “desantralizasyon” (merkezi eğitimi lağvediş) tamamlanır.

Öğretmenlik mesleğinde insan insana eğitim bitiriliyor, artık çocuk sosyal varlık değildir, şirketlerin üzerinden para kazanacakları kâr kapısıdır. Öğretmenliğin buna göre yeniden şekillenmesine sıra gelmiştir. Onun için pedagojik formasyon kalkıyor ve eğitim fakülteleri kapanıyor.

“İlk dört yılda çocukları ne kadar aptala çevirirsek, sonrasında veliler o kadar daha çok bilgiye ulaşmaya para harcar” mantığıyla hazırlanmış olan yeni ders kitaplarını neden zorunlu ve bedava dağıttıklarını şimdi anladınız mı?

Lütfen çevrenizdeki ilkokul çocuklarının okuma-yazma ve okuduğunu anlama becerisi kontrol ediniz. Çocuklarımız bu hale gelirken ders kitaplarına karşı direnmeyen öğretmenler ve sendikalar, şimdi internetten mentörlük-koçluk sertifikası almaya koşacaklarsa, bu halk artık kime güvenecek?

İş çarıklı erkâna, sağduyusunu henüz kaybetmemiş olan anne babalara, bize düştü demektir.

Yine de öğretmen kardeşlerime bir önerim var. www.mahiye.net sitemdeki ders kitaplarını sizin için oraya koydum, lütfen taşınır belleğinize kaydedin, sınıf atlamak için kapınıza gelen öğrenci olursa, o kitaplarla ders vererek para kazanabilirsiniz.


Mahiye MORGÜL
17.07.2013

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.