Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ARAÇLAR VE GÜRÜLTÜ…

Böyle bir başlık ne kadar tuhaf değil mi? Ayrılmaz ikiliyi neden yazma gereği duydum. Gürültüsüz ya da az gürültülü araç üretemedik mi henüz yoksa gürültü sevenlerle mi araçlar suskun olamıyor anlayamadığımdan sizlere danışmak istedim.

Araç motor gerektirdiğinden tabi sesli diyeceksiniz, güç gerek, ses yapar ve güce göre de artar bu bilinen genel kural. Ancak bir sözümüz var o da “at sahibine göre kişner” neden denilmişse!... Evet buna göre paylaşacağım konu hakkında ne düşünürseniz…

Gecenin sessizleşmesi gereken saatlerinde yani gece yarısından sonra artan cadde gürültüsünün anlamını bir türlü çözemediğimden paylaşmak istedim. Gün boyu zaten akan ya da çok kez yoğunluğu ile bıktıran bir trafik varken, tam biter artık dediğimde ki 24:00 sonrası asıl macera başlıyor. Bu kez sanırım bir ralli alanı bulamayan ya da havaalanı yakınında varolduğunu bildiğim piste gitmeye üşenen arkadaşlar, caddenin boş saatini beklemekte ve hiç düşünmeden o saatte uyuyanları ki özellikle artık yaşlı nüfusun yoğun olduğu bu bölgede, bebekler de var ki torunlar ağırlığıyla, nasıl uyurlar demeden gaza ya da frene dilediklerince basmakta ve acı sesler üretmekteler ve kuşların da ürkerek seslenmelerine katkı sağlamaktalar…

Çok gece dinledikten sonra ve hiç değişmeyeceğini anlayınca 155 ten yardım istedim ama sonuç aynı… Hiç mi çare yok bu tür davranışı sevenlerimizin vazgeçmeleri için? Zaten tüm yıl gün boyu kaya kıran inşaatla başımız dertte iken gece de dinlenemeyen beyinlerimizin bir yerlere gitmesinin sonucu ne olur bilemiyorum bölgece! Suçluları düşünsün ki, bu tür suçluların genelde umurunda olmayacaktır, olsa zaten yapmazlar, sinir bozmayı değil, bir saatten sonra özellikle kent halkının gün boyu yorulduğunu düşünür ve daha titiz olmaya gayret ederler diye düşünmekteyim, tabi insansak ve vicdanımızı da öğretici olarak görüyorsak. Anlayışlara bırakılan bu sorunu en iyi kendi aramızda çözeceğiz ve birbirimizi uyarmaya çalışacağız diye yazmayı tercih ettim. Her gün nasıl ki herkesin başına bir nöbetçi konulamayacağına göre, burada da ya yapanlarımız vicdanlarını dinleyecek ya da bir gün maalesef karşılarında tüm halkı bulacaklar görünmekte ki hiç önermem. Birkaç kişinin tersliği ya da aymazlığı mı demek gerek ki çok kişiyi etkilememeli ve “keskin sirke küpüne zarardır” atasözümüzü de hiçbir zaman cebimizden çıkarmamalıyız.

Uyarmak bizlerden, yapmamak anlayışsızlarımızdan ama havale yine bizden, karşılaştığı ne olursa kendinden der, gaz ve fren ayarları yapılmış araçlarla daha huzurlu bir Caddede yaşayabilmek amaçlayan sakinler adına da esenlikler dilerim. Umarım insanlara zarar veren gürültüdeki tüm motorlu, makinalı en gerekli araçlar için daha sessizler dünyamıza kazandırılabilir ki özellikle büyük kentlerdeki zorlu yaşam koşullarına eklenen bu uyarıcılardan da biraz uzaklaşılabilir…

Gece yarısından sonra huzurlu kalmalı ve özellikle aile ağırlıklı sokakları da kullanan özel gece kuşlarına da başka yerler seçmeleri dileklerimle!... Bu dünya hepimizin, gidecek başka yer henüz bulamadığımıza göre… Sevgi ve Saygılarımla…


Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
23.07.2013

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.