Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

HAYATTAN EMEKLİ OLMAK…

Kendimi bildim bileli hep bir hobim, ilgi alanlarım, zevk aldığım ve bazı zamanlarda birbirine karışan bu karışıklık sonucunda tamamlanmayan uğraşlarım oldu.

Çok uyumak yerine gezmekten, dışarıda keşifler yapmaktan, sanal ortamda saatlerimi harcamaktansa gerçek ortamlarda dostlarımla olmaktan daha büyük keyifler aldım.

En sıkıntılı ve kendi içime döndüğümde yalnızlığı tercih etsem de, yine sokaklarda şarj olma yollarına gittim. Yürüdüm, insanları gözlemledim.

Bu sene şubattan itibaren hayatım bambaşka yollara gitti, hiç beklemediğim anda (ki insan ne zaman bunları bekler????) hastalık… Hastalık sonrası hızla gelişen akut haller ve kayıplar beni benden aldı. Kendimi bırakma şansım hiç olmadı zira dünya tatlısı hakikatli oğlum beni bir hafiye gibi takip edip gözümde yaş , yüzümde hüzün olup olmadığını takibe aldı. Onun minik dünyasında çok erken yaşadığı en sevgili Dedesinin kaybı zaten kendine bir hayli büyük gelen olaydı. Kendine bu olayı adapte ederken bir yandan da annesinin ağlamamasının doğruluğuna inandırdı kendini.

Oğlumun bu emeğini görünce benim kendimi bırakmak, arınmak, ağlamak, bağırmak, küfretmek gibi lükslerim de rafa kalktı her şeyi çok gizli içimde fırtınaları ile yaşadım.

‘Erken kalkan yol alır’ derler ya aynen bende erken kalkmayı ve anında işlerimi günü planlamayı severim, kulakları çınlasın bir arkadaşım bana ‘ben güne başladığımda sen birçok işini yarılamış oluyorsun’ der.

Hızlı hızlı yaşamam lazım benim, tek başıma olsam sanırım bu hıza kimseler yetişemezdi yaş aldıkça hayatımda olanlar ve aşkım oğlum hafiften frene bastırıyor ve de onun hayatı daha öne çıkıyor.

Hani insanlar evine geldiğinde en sevdiği köşesine çekilir oturur ya bende bir oturur ama durumu vardır, saatlerce tv seyredemem müzik oturarak dinleyemem. Her an bir şeyler yapmak telaşındayım.

Bir şeyler boyarım, bir şeyler hazırlarım beklide bu bir tür hastalık. Ama bende böyle kendimi iyi hissediyorum. Etrafımda benim tam tersim kişiler odlumu enerjim düşüyor. Pozitif bakan insanları, bardağın dolu tarafından bakanları seviyorum.

Birinci soru; Yola çıktınız iki seçenek var.. Biri ana yol. Yol açık çabuk seri ulaşılacak, ikincisi ara yol dolambaçlı dönemeçli hangisini seçersiniz?

İkinci soru; Hava yağışlı, soğuk. Bir alışveriş merkezine giriyorsunuz açık otopark mı kapalı otopark mı tercih edersiniz? Bu soruların cevapları bir kural değil elbet ama birinci tercihler hayatta rahat, kendine eziyet etmeden zevk almakla ilgili ikinci ise elinde rahatlıklar varken inatla eziyeti seçenlerdir.

Hayata nerden bakmak istediğinize iyi karar verin.

Kuzenim ile sıcacık keyif kahvelerimizi yudumlar iken, ortak tanıdığımız biri için; ‘Hayattan emekli olmuş’ gibi dedi. Biran durdum düşündüm ne doğru gözlem. Hayattan zevk almayan, kendini iyi hissedecek hobiler, sosyal olacak dostlardan arındırmak ve de yalnızlığa doğru adım atmak, zorlanmak, ben buyum diye değişmemek, esnek olamamak, kendi doğrularının dışına çıkamamak ne kadar doğruydu hayattan emekli olmak. Böyle insanlar ilk önce kendilerine hiç faydaları olmadığı gibi yakın çevresine de maalesef faydası olamaz evrendeki tüm pozitif enerjiyi emerler.

Sabah erkenden ‘Güne aydın olsun günaydın’ diyebilmek… Yaşamdaki türlü zorluklara, kayıplara, ölüme karşı içimiz yok olacak kadar acısa da tanrının bize verdiği hayatı iyilikler içinde yaşamaya çabalamak.

İçinizin çok sıkkın olduğu anlarda en iyi ilacın etrafınızda en yakın olan bir çocuğun yaşına inebilmek olduğunu asla unutmayın. Yürekten inanarak yapın, bir çocukla sinemaya gidin, eğlence merkezlerini keşfedin onun oyunları nasıl ciddiyetle oynadığını kahkahalarını takip edin, minicik elleri ile size sunduğu yiyecekleri büyük iştah ile yiyin ama bunları zorunlu olduğunuz için değil de kalpten yapın.

İçinizdeki çocuğu canlandırın, hayat size verilmiş armağan bunu unutmayın şartlarınız ne olursa olsun hayata tutunun iyi dileklerde bulunun, işinize, ailenize, eşinize ve dostlarınıza sevgi dolu olun.

Unutmayın kimse işinde çok mutlu değil ama yaşamak için iş bir araç, daha iyi yaşamak için emek ister kimseye gökten ne para nede hayat iniyor azimli olun içinizdeki enerjiyi kullanın ateşleyin, hayattan emekli olmak hiçbir yaş için geçerli değil. Hayattan emekli olmanız Tanrını ellerinde, sizi bu hayattan aldığında oralarda ister uyuyun ister sanal takılın ister yalnız yaşayın ama bu hayatta her renk bizim için onların hepsini görün.

Bu içinde bulunduğumuz sene maalesef bir çok değerli insanların aramızdan ayrılışı ile doluydu. 2013 senesi yok olmak gibiydi, 2014 ise bizlere barış sevgi ve iyilikler ile sağlık dolu gelsin.

Bu 2013 ün son ayında her biriniz, ben, kendimize enerji dolu yollar bulalım. İçimizdeki çocuk ile, hayata devam. İnat ile hayattan emekli olmak isteyen varsa etrafınızda onları çöpe atalım ne dersiniz.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
11.12.2013

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.