Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

NİSANDA AŞK HİKAYELERİ

‘’Unuttun mu beni, her şeyimi? Sildin mi bütün izlerimi?
Hiç düşmedim mi aklına? Hiç çalmadı mı o şarkı?
Ey Aşk! Nerdesin şimdi? Sen de mi terk ettin beni? Ne hata ettiysem affet!
Büyüklük sende kalsın emi? Sende olmazsan eğer, Batar artık bu gemi!” der bir şarkısında
Sezen Aksu yazdığı aşk dizeleridir hep.
Nisan aşk ayıdır,daha doğrusu yeni aşkların başlangıcı, doğanın uyanışı….
Yeniden sevmek, yenilenerek sevmek,aşkın gücünü hissetmek….

Bahar yüzünü gösterir, çiçekler dallarında yer almaya başlar, hava da aşk kokusu dolaşır, kuşlar şakımaya başlar. Bahar yorgunluğu ile birlikte içimizde durdurulmayan yenilik enerjisi kıpırdanır, çelişkidir aslında bir yanda yorgunluk bir yanda enerji. Hayat zaten çelişkiler yumağı değimli? İyiler, doğrular kötüler, yanlışlar. Hep bir sonbahardan bir ilkbahara çıkış.

Nisan güzel bir aydır, gönül gözün güzelse ve açıksa, o kadar çok görmeye başlarsın ki…

Aşk dedim, bahar dedim, yenilikler dedim; sadece insan ile birleştirmeyin aşkı. Aşk çok büyük bir kavram. Doğanın uyanışı olarak yorumlayın. Benim bahçemde açan güller, erik ağacının dallarında beliren çiçek, çimenlerin yeşili ve de kuşlar ah o güzelim kuşlar her sabah erkenden bıcır bıcır şarkılar söylemiyorlar mı? Bana hadi enerji ceketini giy diyorlar. Kediler mesela; yine bahçede kocaman tüyleri olan gri bir kedimiz var oğlum onu çok seviyor adını ‘’ Tüylü koydu gerçektende o kadar iri tüyleri var ki… Şimdi anne olacak, sabırsızlıkla bebek kedileri bekliyoruz. Oğluma kalsa bir bebek kedi evimize alınacak bile.

Aşk dedim, nisan dedim insanlarında birbirini sevmesi de diyorum. Birbirimize ne kadar saygı duyarsak, sevmeyi becerebilirsek bu dünya daha yaşanılası, daha sıcak ve sevgi dolu olacak.

Kendi kendimi zaman zaman sorguladığımda, ’’bazen diyorum sen biraz fazla pozitif bakıyorsun zamana, hayata. Bu hayat böyle değil çok üzülürsün’. Çok üzüldüğüm,incindiğim oldu, olmaz mı ama içimdeki bu sevgi fırtınaları böyle esiyor. Hani derler ya ‘’böyle geldi böyle gider’’ hah işte öyle bir şey.

Hakikaten içten sevilen her şeyde, her seçim de, her yaşayış da, her tercihte saygı duyuyorum, sonuna kadar inanıyorum. Yapmacık olan, birinin birini kullandığı hikayeler soğuk geliyor, midem bulanıyor.

O kadar sıcacık bir aşk hikayesi anlatacağım ki, inanın ilk duyduğumda sadece flimler de olur canım yok böyle şey dedim. Ama kahramanlardan birini tanıdığımdan olay hakikaten gerçekti. Demek ki her şey bu hayatta gerçekten oluyordu. Zaten bana sıcacık aşk hikayeleri anlatın çok severim, saygım var ilişkilere, gerçek olanlara sımsıkı birbirine sarılanabilenlere.

İşi gücü olan belli bir mevkii de, altlarında elemanları olan işlerini seven, çok seyahat eden iki kişi.

Üstelik iş kolları birbirleriyle hiç çakışmayan, ortak arkadaşları olmasa asla bir araya gelmeyecek derecede ayrı işlerdeler. Ortak arkadaş da yok. Aşk ama bu EROS okunu atacak bu iki insan birbirleri ile mutlak karşılaşacak. Günün birinde bir minik kaza oluyor, araba bir hanıma çarpıyor, derhal duruyor yardım için koşuyor gerekli müdahaleler yapılıyor çarpan hemen iş yerine haber veriyor, çarpılan haber veriyor…

EROS okunu harekete başlıyor aslında daha ikisinin de haberleri olmadan. Haber verilen insanlar, olayı yaşayanların müdürleri. Müdürler olaya müdahale etmek için devreye giriyorlar, hastanede bir araya geliyorlar… EROS atak da… O koşmaca içinde alınıp verilen mailer, telefonlar her ne hikmetse müdürlerinki oluyor. Ama bu hikmet, daha sonra başlayacak olan nefis bir aşk hikayesine neden oluyor.

Dinlerken çok keyiflendim, en sevdiğim ise her iki tarafında bu kadar güzel aşkı hak etmiş olmalarıydı. Elimde mis gibi tazecik kahve, aylardan nisan, güneş bizi keyif ile ısıtıyor ben bu aşk hikayesini dinliyorum. Daha da uzatarak anlatmasını diliyorum gözlerinin içine bakarak.

Öyküde günler günleri kovalıyor, haberleşmeler daha tatlılaşıyor, konuşmalar sohbetlere, sohbetler birbirlerini tanımaya kadar gidiyor. İki ayakları yere basan ne istediklerini bilen güzel kalpli insanlar yollarını birleştiriyorlar. Aşk; klasik istemeler oldu. Aileler tanıştı, kahveler çok şık bakır kapaklı lokumluklu tepsilerde geldi. Benim tabirimle bıcır bıcır bir haldir gidiyor. Şimdi nişanlandılar ve evleniyorlar büyük heyecanla evleri hazırlanıyor, davetli listesi çıkıyor. Allah tamamını erdirsin hayat insana güzel aşklar versin. Birbirinin kıymetini bilen, saygıyı asla unutmayan daima yan yana her sıkıntıya göğüs gerebilen ilişkiler versin. Onlara buradan kocaman ama kocaman mutluluklar diliyorum adlarını da yazardım ama bana çok kızarlarJ))

Nisan böyledir işte, insanın içini kıpır kıpır yapar vitrinler kışın hantal kalın kıyafetlerinden arınır renkli ince uçuşan kıyafetlere döner. Botlar artık gelecek kışa kadar dolaplarında dinlenmeye çekilir yerini açık rahat sandaletlere, babetlere bırakır. Renkler o canlı renkler elele keyifle çıkarlar. Bir yandan kuşlar hiç yorulmadan şarkılar söyler köşe başındaki çingeneler misler kokan yaz çiçeklerini ‘’al bakeyim sana içimden geldi’’ diye satmaya çalışır. Bahçeler, parklar birbirinden güzel peyzajlar ile bu keyfi sürecek insanları ağırlamayı bekler.

Yeni şarkılar daha hareketlidir, daha enerjikdir. Senin içinde yaralar olsa da, sıkıntılar var olsa da bir yandan da görebildiğin hissettiğin hep bir güzellik vardır. Hayat kocaman bir tiyatro ise bütün bunlarda zamanı gelince oynacağımız replikler aslında. Hep güzellikleri görebilecek gözlere, kalplere, ve illaki güzel dostlara, eşlere, çocuklara, aileye, sevgililere sahip olmak dileğiyle.

Yaşam bize kocaman kutuda verilmiş bir armağan, bu kutunun içinden elbette ki bizim mutluluklarımızı duraklatacak şeylerde çıkacak, inişler de olacak darbelerde olacak, kayıplar da olacak yerlerine hiçbir şeylerin konamayacak değerde kayıplar ama yaşam böyle bir şey ki elimizdekilerin kıymetini bilmek için bu sınavlardan geçeceğiz, geçeceğiz ki yaşamın armağan olduğunu elimizde olan mutlukların kıymetli olduğunu asla unutmayalım.

NİSAN yağmurları hep hayatınıza başta sağlık olmak üzer mutluluk ile yağsın. Şemsiyeniz hep sevgi ile yaşlansın. Nice güzel baharlara.


Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
17.04.2014

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 









 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.