BEN GAMLI HAZAN SEN İSE AYLARDAN HAZİRAN
Veda edersin bir gün, sarılır öpersin görüşeceğin güne kadar diye…
Görüşeceğin gün gelmez olur hiç…
Aniden hayatın kayar, zamansız kayar, hayattan beklentilerin kayar…
Sen kayarsın.
Hem de öyle bir kaymak ki toplanamaz duruma gelirsin, söylenen hiçbir söz alına hiçbir ilaç yanında olan hiçbir dost yetmez olur. Zaman derler yaşayanlar. zaman der senden tecrübeliler daha önce hayatı kayanlar. Zaman ilaç olur gerçekten yersin içersin, konuşur hatta gülersin içimde kapanmak bilmez bir yara ile.
Sonra, sonra alışır mısın? yoksa zaman seni daha mı sakin kabullendirir bilmem orasını çözmem öyle bırakırım bu soruyu. Kıymetlindir senin kimi zaman kardeşin, kimi zaman akıl hocan, kimi zaman ağabeyin olur rolü. Dağ gibi kardeş bir gece kayar gider “o an adı kamyon olan” kaderin elinde.
Arabayı görürsün hurda, içinde kırık bir gözlük parçası… Elinde kalır boş boş bakarsın, seni zor alırlar oradan. Orda kalırsan belki gelir diye mi ? Beklersin bilinmez orda kalmak…
Eşyalarını verirler sana ondan geriye kalanları, usulca, nazikce alırsın eline. Gözlerinden akan yaşlara rağmen ıslanmasınlar diye koruyarak arkada kalan en kıymetlilerdir onlar, birde kimselerin yok edemeyeceği anıların senle hep yaşayacak anıların. Onlarla sarılırsın hayata. Ve zaman sana kuvvet katar parçalanmış yüreğin kuvvet kazanır anılar ve gelecek çarpışır, boş vermiş olduğun yaşam Tanrıya inançların ile seni dikleştirir Tanrının verdiği can ancak onun yazdığı anda biter.
Seneler geçer, bir gün bir haber sana hayatı yeşertir . Bir CAN bir MURAT gerçekleşir sana aksakallı bir dede müjde verir, ellerini açar Tanrıya dua edersin. Öyle bir hayatına girer ki o CAN, evlat acısı ile yana bir anne babaya torun olarak gelir, kardeşe hayat enerjisi ile gelir. Tüm aile yeni katılan minicik ile enerji alır.
Hayat çok sınavlardan geçirir insanı, insanı insan yapan bu sınavlardan nasıl yol aldığıdır, inançlarıdır ona yol gösteren.
Aniden girer hastalık hayatına, bütün yaşamın boyunca hiç tereddütsüz sırtını yasladığın seni hiç yanıltmamış olan tek erkek baban elinden kayıp gittiğinde alabora olursun geçmiş acıların tekrarlar, yaşadığın sevinçler karmakarışık olur.
Dönmeyecek olduğu yolculuğa çıkacağını anlayan onu bile müthiş olgunlukla kızına anlatan, beni her şeye hazırlayan dağ gibi adam Babam…
Solunum cihazına bağlanmak zorunda kaldığında ne sıkılmıştı eliyle çıkarmaya çalışıyor ama gücü yetmiyordu. Yanı başında Onun istediğini yaptığımda hem panikliyor hem de onu mutlu ettiğim için ellerine de yapışıyordum. Beni duyduğu zamanlar gözlerini kırpıyor, elimi sıkıyordu. Doktorları konuşmamın onu rahatlatacağını söylediklerinde nasıl çenem düşmüştü, bir yandan ağlıyor bir yandan konuşuyordum gitme demek istedim dedim de “Gitme’’ öyle tatlı veda etti ki gitmeliyim bu kadar der gibi elimi sıkmayı bıraktı… İşte ben o zaman kocaman oldum işte ben o zaman çocuk beni terk ettim.
Tüm bunlar çok acıklı, tüm bunlar gerçek yaşanmış hayat içinden… Birçoğumuz başından ne yazı ki geçmiş iz bırakmış an’lar. Hayatın sınavları, geçiyormuyuz? kalıyormuyuz? bilemiyorum ama kazık sorular.
Tüm bunlar hep Haziranda oldu
Seneleri farklı geldi ama hep Haziranda oldu.
Bir haziran gecesi sabaha dönerken, hiç beklenmedik anda CAN KARDEŞ’ im gitti.
Bir haziran gecesi sabaha dönerken, daha vakit varken aniden sancılarım başladı CAN OĞLUM geldi.
Bir haziran akşam üstü geceye dönerken CAN BABAM gitti.
EY HAZİRAN SEN BANA NELER EYLEDİNNNNNN????
Elimde kalanlara sımsıkı sarıldım, sevgilerimi hiç saklamıyorum, hislerimi hiç saklamıyorum. ’’Ben sevdim mi sen bahanesin‘’ der gibi yaşama bakıyorum benim sevgi dolu yüreğim attıkça devam edecek, Oğlum’un minicik ellerini tuttukça güç alıyorum. Şükrediyorum tanrıma bana küfeler dolusu biriktiğim güzel anılarım için, beni ben yapan yaşanmışlıklarım için.
Ara sıra pembe gözlüklerimi kaybediyorum, zaman zaman da bulmakta zorlanıyorum. Takarken canım acıyor bazen ama eninde sonunda takma gücünü buluyorum.
Perrin GÖKDEMİR ÜLKER 4.06.2014
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|