Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ÇANAKKALE ZAFERİNİN 100. YILI KUTLU OLSUN

1915 yılı 18 Mart günü Çanakkale’de Türk ordularının düveli muazzamaya karşı kazandığı zafer günüdür. Hepimize kutlu olsun.

Düşmanlarımızın yenilgiyi hala sindiremedikleri, bu günü içeriğinden uzaklaştırmaya çalıştıkları ve hatta bu günü unutturmaya çalıştıkları bir gerçektir.

Anafartalar komutanı Mustafa Kemal’in yanında beni yakından ilgilendiren bir kahraman daha vardır; Tabip Miralay Mehmet Arif. Aile kökleri Rize Portakallık Mahallesindeki Fincilerle bağlantılı olduğu halde doğduğu yer Adana olduğu için oralı gösterilir. Kafkas cephesinde savaşmış bir Mehmet Arif daha vardır, ikisi birbirine karıştırılır. Adını Ayıcı Arif olarak yazmak yanlıştır, bir kahramanın adı tarihe böyle yazılmaz. Conk Bayırında ve Sakarya Cephesinde Atatürk’ün yanında çekilmiş fotoğraflarına baktığımızda ne kadar önemli görevler yaptığını anlarız. Balkan Harbinde var, Çanakkale’de var, İstiklal Harbinde var, daha birçok yerde var. Sakarya Meydan savaşında başkomutan yardımcısı olmuş, Atatürk’ün dublörü olmuş. Eskişehir’de gönüllülerden oluşan Sıhhiye birliğini Büyük Taarruza hazırlamış, Yunanca bildiği için Kütahya’da Yunan karargahlarında köylü kılığında ayı oynatıcı rolünde dolaşıp malümat toplamış, ayıcı lakabı ordan takılmış. Savaşın kaderinde önemli roller üstlenmiş, savaşın sonunda esir takasında görev almış, Eskişehir mebusu olarak meclise girmiş.

Belli ki Yunanlılar ve onları üstümüze salan İngilizler Mehmet Arif Beyi unutamamışlar. İzmir kumpasında adının listeye eklenmesinde onu tarihten silmek isteyen İngilizleri bir kenara not edelim. Hatta İzmir’de uyduruk iddialarla yargıladıkları Doğu Karadeniz tayfasından neden İngilizlerin nefret ettiğine bir neden daha var, bunu konuşalım. Malta’ya götürülen Osmanlı zabitlerinden onsekizinin bir denizaltıyla kaçırılmaları olayı. Bakın, bundan hiç söz edilmez, bu olayı da tarihten sildiler.

Bugünün Guantanamo’suydu Malta. Bu İngiliz kalesinde hapsedilmiş 160 esir Türk subaylarını kaçırmak kolay değildi. İngilizlerin ruhu duymadan çok büyük bir organizasyonla kaçırma gerçekleşti. Organizasyonunda Karadenizli Süleyman kaptanın Odessa’dan kaldırdığı tahtelbahir var. Odessa’da Sultan Galiyef ile görüşme yapan Talat Paşa, Bakü konferansına katılan Mehmet Arif, Türk ekibini Bakü’ye gönderen Kazım Karabekir ve diğerleri...

Bir İngiliz adasından esir kaçırmak... Affedecekleri şey değildi. İşte İngilizler o yenilgilerin rövanşını İzmir’de aldılar, en vatansever ve en kamucu sosyalist Karadeniz ekibine kumpas kurdular. Böyle düşünüyorum. Talat Paşa’yı Berlin’de öldürenlerin de İngiliz servisleri olduğu biliniyor.

Böyle düşünen sadece ben değilim. Balyoz kumpasıyla yıllarca içerde tutulan, kumpas ortaya çıktığı için salıverilen kahraman subaylarımızdan konuştuklarım da aynı kanaattedirler. Tabip Miralay Mehmet Arif ‘in soyadı Finci’dir. Sarayın doktoruydu, Sultan Reşat’ın kızlıyla evliydi. Çocuklarının soyadları Finci olarak geçmektedir. Kızlarından biri kuzeni olan Hüseyin Avni Finci (Aka Gündüz) dedemle ile evlidir. Şair yazar romancı, Malta sürgünü ve 1934 Ankara milletvekilidir, Rize Portakallık mahallesinde aile bağları devam etmektedir. Atatürk 1934’de onu Ankara milletvekili yaparken Mehmet Arif Beyin damadı olduğunu biliyordu.

Bir ara verip, Aka Gündüz’le ilgili bir anı anlatayım. Vural Savaş’tan yeni dinledim. Bir gün Beyoğlu’nda yürürken Pera Palas’ın penceresine taş atmış. Atatürk’e şikayet etmişler. Atatürk de “Bunu unutun, görmeyin onu” demiş. Aka Gündüz nereye gitse karşısındakiler ona önce bu olayı sorarlarmış. En sonunda katıldığı bir toplantıda demiş ki; “Ben Pera Palas’a taş attım, tamam mı? Başka bildiğiniz varsa onu söyleyin.”

Atatürk’ün onu sevdiği ve koruduğu bilinirdi. Ekliyorum, Malta’ya götürüleceği zaman onu esir alan İngiliz işgalcileri Pera Palas’ta kalıyordu, orayı taşlamasının sebebi bu olmalıdır.

İzmir kumpasında yargılananlar on yıl sonra affedildi. Hala onları tarihe bir suçlu gibi yazmaları manidardır. Üstelik ortada bir suikast girişimi de yoktur. Tıpkı şimdiki Balyoz, Ergenekon ve Casusluk kumpasları gibi.

Mehmet Arif Finci dedemizin Atatürk’le Conk Bayırında çekilmiş olan fotoğrafı Ankara’da Dericizade arşivinde bulunmaktadır. Bu fotoğrafı okurlarıma sunuyorum:

Alt yazı: “Alb. Mustafa Kemal ve erkanıharbiyesi Mehmet Arif Bey (Ayıcı Arif), Anafarta cephesinde düşmanı gözlüyorlar.” (Resim 1)

Alt yazı: “Mustafa Kemal Paşa İnönü savaşlarını cephede incelerken. M.Kemal Paşa’nın solundaki Mehmet Arif Bey’dir.” (Resim 2)

Bu fotoğraf Sakarya Cephesini denetlemeye gittiği resimdir. Mehmet Arif bey bu savaşta Başkomutan Yardımcısıdır.
Çanakkale Zaferinin 100.yıldönümünde bütün şehitlerimize ve kahramanlarımıza şükran dualarımızı gönderiyoruz.


Mahiye MORGÜL
14.03.2015

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 







 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.