BOĞAZ – BOĞAZİÇİ ÜZERİNDE FUTURİSTİK BİR ÇALIŞMA
SALT Beyoğlu, Haziran ve Temmuz aylarında Neyran Turan’ın başını çektiği bir modern sanat projesine ev sahipliği yapıyor. Neyran Turan bir mimar ve Houston, Rice üniversitesinde akademisyen. Boğaz-Strait adını verdiği bu işliğinde İstanbul’un dolayısıyla Türkiye’nin eşsiz güzelliği Boğaziçi’nin petrol’ün hakim olduğu kurgusal bir gelecekte nasıl yok edildiğini mizahi bir anlatım dili ile aktarıyor!
Çalışmanın nesnesi belirttiğimiz gibi Boğaziçi. İş ise coğrafyanın mimari ile bazı olumsuz etkileşimi ile nasıl bozulabileceğine eleştirel bir bakış atıyor. Gelecekte (bugün durum farklı değil sanki!) petrole bağımlı dünyanın, Asya petrollerini boğazlar üzerinden taşırken kullandığı, o zamana kadar yapılmış en devasa tankerin Boğaz geçişi esnasında Boğaziçinin dar kıvrımları arasında yerinden tekrar oynatılamayacak şekilde sıkışması ve Boğaz’ın nihai olarak deniz trafiğine kapanmış olması hikaye ediliyor. Dev gemi Oilella( bu isim petrol aşkına gönderme yapıyor!) coğrafyayı değiştiriyor ama faydacı insanoğlu, bu durumu nasıl kendi çıkarıma çeviririm diye düşünmeye başlıyor.Okuyucu, ünlü filmci Terry Gilliam’ın kült filmi Brasil’i izlemiş ise, oradaki otoriter bürokratik yönetimin organlarını hatırlar. Kaza sonrasında Boğaz için aynı paralelde bir arazi geliştirme komitesi kurulur. Bu komitenin marifetiyle o andan itibaren Boğaziçi tamamen imar bölgesi olur. Otel, AVM gibi yapılar ise öyle büyük mimari ölçeklerde yapılır ki, o dev tanker büyüklük standardı olur. Yapılar için iki tanker, üç tanker boyunda şeklinde ölçü belirlenir!
Sergideki iş bir video-slide çalışması şeklinde. Resim aralarında sessiz sinema dönemini hatırlatan bir sunuş ile anlatılıyor. Neyse ki Mad Max vs. Gelecek filmlerindeki karanlık hava yerine, mizah ile desteklenmiş bir positivist bakış açısı hakim. Belli ki yapımcılar, biz insanların kanıksadığımız için artık Boğaz’a baksak da, görmediğimiz o tanker trafiğine (14 milyon kişinin yaşadığı dev bir şehir içinden petrol tankerlerinin geçişinin riski) ve 3. Köprü ve Kanal İstanbul projelerinin coğrafyayı değiştirecek dev mimari projelerine ve rant olayına dikkat çekmek istiyor.
Sergiye giriş Boğaz’ı temsil eden boğaziçi şeklindeki duvarlar arasından geçilerek yapılıyor. Sanatçı kartonpiyer modüllerinden yaptığı bu duvarlar ile izleyicinin nesne ile bağlantı kurması hedeflenmiş. Sanatçı sanki gelecekte Boğaz’ın iki yakasında yükselmiş yapılaşmadan oluşan duvara şimdiden dokunarak hissedin diyor!
(Salt Beyoğlu, İstiklal caddesinde. Müzenin merkezi ise Karaköy Bankalar caddesinde, müze olmak için eşsiz bir mekan olan tarihi eski merkez bankası binasında!)
Cengiz ÖZDER 28.05.2015
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|