Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

KASTAMONU ETNOGRAFYA VE ARKEOLOJİ MÜZESİ

Merhaba sevgili okurlarım.

Bu yazımda sizlere Kastamonu Etnoğrafya ve Arkeoloji müzelerinden bahsedeceğim.
Kastamonu coğrafi konum itibariyle pek yol üzeri, geçerken uğrayayım diyebileceğimiz bir kentimiz olmadığı için tarihi ve turistik yerleri pek bilinmez.
Oysaki Anadolu’muzun tüm vilayetlerinde olduğu gibi Kastamonu’muzda da her yer tarih.
Bir gün yolunuz düşerse mutlaka gezin derim…

Etnografya Müzesi
Etnografya Müzemizde 1997 yılında restorasyonu tamamlandıktan sonra 1887 yılında yapılmış olan Liva Paşa Konağı gibi oldukça seçkin bir mekânda bulunmaktadır.

Bodrumuyla birlikte dört katlı olan bu konağın 3 katın aktif olarak kullanılmaktadır. 1. katta Kastamonu’nun yakın geçmişine ilişkin fotoğraflara ait sergi ve müze kitaplığı bulunmaktadır. 2. kat ise Kastamonu’nun binlerce yıllık halk kültürünün ve zanaatlarının sergilendiği alandır. Urgancılık, dokumacılık, taş baskı, ağaç işleri, ayakkabı ve yemenicilik gibi bölümlerin bulunduğu bu alanda Kastamonu kültürünün köklülüğü ve gelişmişliği görülebilir.

Bu bölümdeki birbirinden değerli eserlerin içerisinde en değerlisi ise Kasaba Köyü Mahmutbey Cami’ye ait kapının varlığıdır. Bu kapı tek kelimeyle bir sanat şaheseridir ve Kastamonu’nun en değerli eserlerinden biridir.

Müzenin üst katı ise bir Kastamonu konağının yerleşiminin, odaların işlevlerinin mankenlerle canlandırıldığı bölümdür. Bu bölümün önemi de Kastamonu’daki kent kültürünün gösterilmesi, kent soyluluğun burada yerleşik olmasının ifade edilmesidir.

Arkeoloji Müzesi
Müze, 1917 tarihinde Milli Mimari akımının kurucusu Mimar Kemaleddin Bey’in planını çizdiği binada hizmet görmektedir. 1945 yılında müze, depo olarak hizmete başlamış 1951 yılında da resmi açılışı yapılmıştır.

Eser sayısı bakımından ülkenin önde gelen müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzesinde 2008 rakamlarıyla 50’bini sikke olmak üzere 51.874 (50.545-1329) eser bulunmaktadır.

Müze üç ana bölümden oluşmakta. Birinci bölüm taş eserler seksiyonu adı altında, heykeller, mezar stelleri ve lahitlerin sergilendiği bölümdür. Bu bölümün en ilgi çeken ve önemli eserleri bir tümülüs mezar kazasından bulunan lahit içerisinde eşyalarıyla birlikte sergilenen mezar sahibi bir Satry heykelidir.

İkinci bölüm M. K. Atatürk ve Şapka İnkılâbı bölümüdür. Bilindiği üzere Mustafa Kemal Kastamonu ziyaretlerinden Şapka İnkılâbına ilişkin ikinci nutkunu şu anda müze binası olan dönem CHP Halk Fırkasında vermişti. Seksiyonda Atatürk’e ait eşyalar ile inkılâba ilişkin dokümanlar sergilenmektedir.

Üçüncü bölüm ise kronolojik bir sıra ile Kastamonu ve çevresinde ele geçmiş, taş, metal, pişmiş toprak, cam eserleri tarih öncesinden Bizans dönemine kadar sergilemektedir. Bu bölümde birbirinden ilginç ve önemli eserler bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemlileri ise Devrekâni Kınık kazılarında bulunmuş olan madeni eserlerdir.

Dinsel ritüellerde kullanıldığı bilinen bu kaplardan özellikle boğa başlı ryhton denilen kaplar, öte taraftan üzerinde Hitit hiyeroglifi ile yazılmış bilgilerin bulunduğu çanak da çok önemlidir. Bu çanakta hiyeroglifle Taprammi ismi yazılmıştır. Çanağın en özelliği ise üzerindeki betimlemelerde iki yaban hayvanının çiftleşmesi gösterilmektedir. Bu ülkemizden bulunan hiçbir Hitit Dönemi eserinde yer alan bir betim değildir. Eser bu haliyle bile müzeyi başlı başına önemli kılmaktadır. Bu gruptan bir diğer eser de kazılar sırasında bulunan sorguçlu miğfere sahip asker heykelciği ki yine benzer bir eser de hem Türkiye hem de dünya müzelerinde pek yer almaz.

Aynı kazılarda bulunan yine Hitit Dönemi camdan üretilmiş deniz kabuğu da dünya arkeolojisi için nadide örneklerden biri durumundadır. Daha geç dönemlere ait sorguçlu miğferi olan asker heykelciği de çok önemlidir.


Asım BİLGİLİ
27.10.2015

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 













 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.