BİTLİS’TE ATATÜRK CAMİSİ VAR!
Bitlis’te on gün kadar kaldım. Bu sırada Bitlis’in Kuvayi Milliye yönünü keşfettim.
Atatürk’ün 1916’da ziyaret ettiği Küfrevi (Kübrebi) Türbesini ve türbedarını ziyarete gittim. Burada herkes birbiriyle akrabadır. Ben bile bir Rizeli olarak bu türbede yatanlardan birinin torunu olan Selin Mısra Nalbantoğlu ile kuzenim Muzaffer Barış Morgül evlenerek ve ailemize iki de kız torun vererek artık onlarla akraba sayılırım.
Atatürk’ün dedebabalarıyla akraba Kızıl Beyleri ziyaret ettiği bu yer, benim ilgimi çektiği kadar araştırmacı tarihçilerin de dikkatini çekmelidir. Mesela, Bitlis’ten Malta’ya esir götürülen15 ismin kim oldukları İngiliz arşivlerinden çıkartılmalıdır. Erzurum valisi İngiliz Rawlington’un dosyalarına nedense girilemiyor. Bunu şimdilik not edip Kızılmescit Camisi, Kureyş Camisi ve sıkı durun ATATÜRK CAMİSİ’den söz edeceğim.
Bitlis’te Atatürk’ün namaz kıldığı cami olarak çok iyi bilinen, altı tarihi bir medrese olan ünlü bir camiden söz ediyorum. Tadilattan sonra tabelasına “Gazibey Camisi” yazılmış, ama halk hala Atatürk Camisi diyor. Fotoğraflarını çektim, avlusundaki çay bahçesinde yeni dostlar edindim, birlikte çaylar içtik. Buraları sonra ayrıntılı yazacağım.
Zeydan mahallesinde beşyüz yıllık Kureyş Camisinin sıva boya tadilatı bahanesiyle nasıl perişan edildiğini, yatırların altındaki taşların sökülerek zemine kadar inildiğini, belli ki bir şeyler arandığını, caminin altını tümüyle kazdıklarını, açık bırakılan iki adet dedebaba erenlerin bu kış günü üzerlerine kar çamur toprak kaydığını, caminin aylardır böyle perişan bekletildiğini görüntüledim. Hz. Muhammet ile ve sahabelerle bağlantısı olan bir camidir. Bu camiyi 38 yıl beklemiş olan 38 yıllık değerli imam İsmetullah Kızılşah Bey ile İhlasiye camisinde video kayıtlı yaptığım görüşmeyi daha sonra okurlarımla paylaşacağım, nasıl kandırıldığını anlattı.
Küfrevi Türbesinin dedebabaları başlı başına bir tarih.
1916’da Atatürk önce burayı ziyaret etmiş. Atatürk’ün beş kere mektup yazdığı Bitlis Kürfevi Şeyhi Abdülbaki Efendinin değerli aile büyükleri var burada. O mektupların asılları şu anda bu ailenin kızıyla evli olan yazar İlhami Nalbantoğlu’nun elindedir. M.Törehan Serdar’ın 2012’de bastığı “Bitlis’in Sarıklı Kahramanları” adlı bir kitapta bu mektuplar yayınlandı. İngilizlerin Kürdistan projesine Atatürk’ün ve Bitlis Kürfevi Şeyhi Abdülbaki Efendinin bakışını vermesi açısından son mektubu buraya alıyorum:
Ankara, 04.03.1922
Bitlis’te Küfrevi Şeyhi Abdülbaki Efendiye
Harb-i Umumi esnasındaki temas ve münasebatımızın hasıl eylediği meveddet ile zatıalilerini daima tahattur etmekteyim.
Bütün milletin düşman ve ecnebi tesiratı ve tazyikatından tahlisi için bugün devam eden mesai meyanında zatıalilerinin de muhim bir hissesi vardır. Hizmet-i vatan uğrunda ihtiyar-ı muhaceret ederek bizimle beraber karargâhta imra-ı hayat eyleyen zatıalilerinin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da memleketin halas ve temin-i vahdetine müteveccih mesaide aynı hararet ve arzu ile devam eyleyeceği şüphesizdir.
Müşterek mesai-i vataniyemizin muvaffakiyetine mani olmak ve memleketi mutefferik kısımlara ayırarak hepimizi biribirimize düşürmek suretiyle millet ve memlekete felaket getirmek isteyen düşmanlar, malum olduğu üzere ortaya bir Kürdistan meselesi çıkarmışlardı.
Düşmanların bu nam altında parlak vaatlerle devam eden zehirli teşvikat ile bazı cahil insanları iğfal için bugün dahi çalışmakta oldukları görülmektedir.
Nüfuzunuzun cari olduğu mıntıkada, bütün memleketi mahvetmek maksadıyla vuku bulan bu nevi teşvikat ve tesiratı iptal ile saadet-i memleket yolundaki hidemata kevemiyetle devam buyurulmasını rica ederim.
Buradan bazı arkadaşlar da aynı maksatla çalışmak üzere o havaliye gönderilmişlerdir.
Gözlerinizden öper ve muvaffakiyet temenni eylerim efendim.
Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan M.Kemal
......
İşte bu toprakların gerçek tarihi. Bitlis’ten daha yazacaklarım var.
Esenlikle.
Mahiye MORGÜL 9.12.2015
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|